Whisper of Death RPG
Sitemize hoş geldiniz.
Lütfen giriş yapınız ya da üye olunuz.

WoD Yönetimi.
Whisper of Death RPG
Sitemize hoş geldiniz.
Lütfen giriş yapınız ya da üye olunuz.

WoD Yönetimi.
Whisper of Death RPG
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaKapıLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 6.Sınıflar | 1.Ders

Aşağa gitmek 
+4
Alyssha Cassidy Malfoy
Paul Joshua Jackson
Nicholas Rudolf Bethell
Dimitri Aldrich Potter
8 posters
YazarMesaj
Dimitri Aldrich Potter

Dimitri Aldrich Potter


Lakap : Dim. Dimka.
Rp Sevgilisi : Diamenta Sandeaux.
Mesaj Sayısı : 1216
Kayıt tarihi : 16/08/09

Özel
Rp Puanı:
6.Sınıflar | 1.Ders Left_bar_bleue100/1006.Sınıflar | 1.Ders Empty_bar_bleue  (100/100)

6.Sınıflar | 1.Ders Empty
MesajKonu: 6.Sınıflar | 1.Ders   6.Sınıflar | 1.Ders Icon_minitimeSalı Tem. 26, 2011 1:25 am

Zaman: 15.00
Mekan: İksir Dersliği. Güneş, derslikte olan tek pencereden kendini göstermektedir. Sınıf, son derece loştur. Derslik hariç zindanların diğer bölgeleri soğuktur ve kötü kokmaktadır.
İksir: Yaşayan Ölüm İksiri
Profesörün Konuşması: Bu senede sizlerle birlikte olmaktan son derece memnunum. Geçen sene hepiniz SBD'de İksir dersinden Uygun ve üstünde not aldığınız için buradasınız. Artık FYBS öğrencilerisiniz.

İksirimizin adı Yaşayan Ölüm İksiri. Bu iksiri içen kişi sanki ölmüş gibi uykuya dalar. Uyandırması ise son derece zor ve tehlikelidir. Ellerinizin iksire değmemesi için lütfen eldivenlerinizi giyin. İksirin yapılışı tahtada,

2 demet Hogtupur Otunu ezerek yarım bardak su çıkarin, kenarda bekletin. 2 demek Surahimenekseden de ayni sekilde yarim bardak su çıkarın ve hotupur suyuyla karistirin. Karisimi kazana dokup 1 kere saat yonunde karistirdiktan sonra kaynamaya bırakın.

20 gram aytasi tozunu kazana dökün, saatin aksi yonde üç kez karışıtırp yedi dakika kaynamasini bekleyin. Bu yedi dakikalik sure 3 Torbatop ciceginin saplarini esit boyda duzgun bir sekilde dograyin. Kenarda dursunlar.

Ardından üç damla çöpleme şurubu dokun. Bu adımdan sonra kazanınızdan gümüşi buharlar tütmeye başlamalı ve sıvının rengi gümüşi mavi olmalı. Lutfen bambaşka bir şey olduysa numune verme zahmetine katlanmadan kazanı temizleyip sınıfı terkedin.

Doğradığınız sapları da atıp saat yönünde üç kez karıştırın. Rengi biraz daha koyulaşacak ve buhar daha da belirginleşecek.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Nicholas Rudolf Bethell

Nicholas Rudolf Bethell


Mesaj Sayısı : 42
Kayıt tarihi : 12/09/09

Özel
Rp Puanı:
6.Sınıflar | 1.Ders Left_bar_bleue75/1006.Sınıflar | 1.Ders Empty_bar_bleue  (75/100)

6.Sınıflar | 1.Ders Empty
MesajKonu: Geri: 6.Sınıflar | 1.Ders   6.Sınıflar | 1.Ders Icon_minitimeSalı Tem. 26, 2011 5:40 am

İksir dersliğinde oturmuş dersin başlamasını bekliyordum. Bir gözüm sürekli Alica'daydı. Kafası dalgın gibiydi. Acaba canını sıkan bir şey mi olmuştu? Ders çıkışında onu sıkıştırsam fena olmazdı. Sonra Profesör Dimitri içeri girdi. Direk konuşmaya başladı.

"Bu senede sizlerle birlikte olmaktan son derece memnunum. Geçen sene hepiniz SBD'de İksir dersinden Uygun ve üstünde not aldığınız için buradasınız. Artık FYBS öğrencilerisiniz.

İksirimizin adı Yaşayan Ölüm İksiri. Bu iksiri içen kişi sanki ölmüş gibi uykuya dalar. Uyandırması ise son derece zor ve tehlikelidir. Ellerinizin iksire değmemesi için lütfen eldivenlerinizi giyin ve yaptıktan sonra masama bırakmayı unutmayın. Kazanları da temiz istiyorum. Yoksa ellerinizle temizlersiniz. İksirin yapılışı tahtada."


2 demet Hogtupur Otunu ezerek yarım bardak su çıkarın, kenarda bekletin. 2 demek Surahimenekseden de aynı şekilde yarım bardak su çıkarın ve hotupur suyuyla karıştırın. Karışımı kazana döküp 1 kere saat yönünde karıştırdıktan sonra kaynamaya bırakın.

20 gram aytaşı tozunu kazana dökün, saatin aksi yonde üç kez karışıtırp yedi dakika kaynamasini bekleyin. Bu yedi dakikalik sure 3 Torbatop ciceginin saplarini esit boyda duzgun bir sekilde dograyin. Kenarda dursunlar.

Ardından üç damla çöpleme şurubu dokun. Bu adımdan sonra kazanınızdan gümüşi buharlar tütmeye başlamalı ve sıvının rengi gümüşi mavi olmalı. Lutfen bambaşka bir şey olduysa numune verme zahmetine katlanmadan kazanı temizleyip sınıfı terkedin.

Doğradığınız sapları da atıp saat yönünde üç kez karıştırın. En son olarakda iksirinize koyun bağırsağı atın. Rengi biraz daha koyulaşacak ve buhar daha da belirginleşecek.


Hemen iksir malzemelerine saldırdım. Malzemeleri birbiri ardına hazırlıyordum. Kesiyor, ölçüyor, biçiyor, tartıyor eziyordum. En sonunda ilk yirmi dakika geçtiğinde iksiri on dakika beklemeye almadan önce karıştırdım. Saat yönünde, tersine, sonra tekrar öyle garip bir şeyler. Kendi kendime kıkırdadım. Keyfim bu günlerde pek bir yerindeydi. Göz ucuyla Alicia'a baktım. Sonra iksirime geri döndüm.

İksir bitmek üzereyken son malzemeyi attım. Koyun bağırsağı! Iğh.. İğrenç.

Dersin sonunun geldiğini gösteren zil çaldığında, her zaman ki gibi kendimden emin bir şekilde, iksirlerimden birer örnek alıp profesöre verdim. Kazanları temizledikten sonra Alicia'nın yanına gitmek için aceleyle dışarı çıktım.



______________________________________________

Renklendirme: 9
Betimleme: 7
Uzunluk: 10
Noktalama ve yazım yanlışları: 9
Akıcılık ve İçerik: 7

Puanınız: 42

~Dimitri Stefan Potter
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Paul Joshua Jackson




Rp Sevgilisi : Lydia Myrenela Black <3. Çook seviyorum onu.
Mesaj Sayısı : 284
Kayıt tarihi : 06/08/10

Özel
Rp Puanı:
6.Sınıflar | 1.Ders Left_bar_bleue92/1006.Sınıflar | 1.Ders Empty_bar_bleue  (92/100)

6.Sınıflar | 1.Ders Empty
MesajKonu: Geri: 6.Sınıflar | 1.Ders   6.Sınıflar | 1.Ders Icon_minitimeC.tesi Tem. 30, 2011 4:40 am

Yazın özlemle geri dönmek istediği okulunda tekrardan var olmak eşsiz bir duyguydu. Bu okulu seviyordu, her şeyden önce burası Paul’un da içinde bulunduğu bir dünyaydı. Harikulade büyülerin, sihirlerin meydana getirdiği bir okuldu burası. Ve tabii ki arkadaşları, sevdikleri de buradaydı.

Yalnız başına çıktığı kısa bir bahçe yürüyüşünün ardından geri dönerken bunları düşünmek garip bir huzur vermişti ruhuna. Ve ona bir şeyi hatırlatmıştı: Öğleden sonraki İksir dersine boş bir mideyle girmek istemiyorsa gidip öğle yemeği yemeliydi.

Böylece adımları onu girişteki taş basamaklardan çıkarttı, sağ taraftaki kocaman, çift kanatlı kapıdan içeriye girdi. Büyük Salon, her zamanki gibi görünüyordu. Büyük ve görkemliydi, dört ayrı binanın öğrencileri kendi binalarına ait olan uzun yemek masalarında oturmuş, öğle yemeğine başlamışlardı. Giriş Salonu’na en uzak masa Gryffindor’un olduğundan biraz yürüdükten sonra masasına vardı. Kendisini boş bir yere atıp yemeğe başladı. Salonun karşı ucunda, öğretmenlerin oturduğu beşinci uzun masa vardı. Yemek her zaman olduğu gibi lezzetliydi, Paul burada oturup uzun uzun yemeğinin tadını çıkarmayı istiyordu elbette ama Hogwarts’ta işler, sınıf olarak büyüdükçe zorlaşıyordu. Gerçi küçükken de pek kolay değildi, daha birinci sınıfken Steve, Lydia ve Lynnete ile Yasak Orman’a yaptığı küçücük ve gayet olaysız (!) gezi aklına gelince sırıtmadan edemedi. Tabii, bu olayda cesur yüreklerinin, macera tutkularının ve belki birazcık da kurallara karşı gelme isteği etkili olmuştu, orası başka.

Zaman hızla akıp geçiyordu. Millet, öğle yemeğini bitiriyor, derslere dağılıyordu. Paul da o gruba katıldı ve zindanların yolunu tuttu. Zindanların olduğu bölümü pek sevmiyordu, duvarlardaki meşaleler ile aydınlatılıyordu burası ve biraz kötü kokardı. Bunun üstüne Slytherin Ortak Salonu’nun burada olması burayı normalde olacağından daha da itici hâle getiriyordu.

İksir dersliğine girdiğinde bazı öğrenciler yerlerine oturmuş, Profesör’ün gelmesini bekliyorlardı. Paul da gidip kendini Lynnete’nin yanına attı:

“Selam.” dedi biraz gözleri kısık bir biçimde, çünkü daha biraz önce arazide yoğun güneş altında bir yürüyüş yapmıştı. Derslikte ise tek pencere bulunmaktaydı. Bu yüzden burası oldukça loş bir ortamdı.

“Ah, merhaba Paul. Gözlerini açmadan görme çalışması mı yapıyorsun?” sırıtarak. “Şey, hayır. Dışarıda bir yürüyüş yaptım ve burası da biraz loş olunca gözlerim dayanamadı.” O da sırıtmaya başlamıştı. Profesör, içeri girince ikisi de sustular.

Bu sene de sizlerle birlikte olmaktan son derece memnunum. Geçen sene hepiniz SBD'de İksir dersinden Uygun ve üstünde not aldığınız için buradasınız. Artık FYBS öğrencilerisiniz.”

“Bakalım bu sene neler yaşayacağız?” diye düşünmekten kendini alıkoyamadı Paul. Ancak, Profesör konuşmaya devam edince kendine geldi:

“İksirimizin adı Yaşayan Ölüm İksiri. Bu iksiri içen kişi sanki ölmüş gibi uykuya dalar. Uyandırması ise son derece zor ve tehlikelidir. Ellerinizin iksire değmemesi için lütfen eldivenlerinizi giyin. İksirin yapılışı tahtada, “

‘2 demet Hogtupur Otunu ezerek yarım bardak su çıkarin, kenarda bekletin. 2 demek Surahimenekseden de ayni sekilde yarim bardak su çıkarın ve hotupur suyuyla karistirin. Karisimi kazana dokup 1 kere saat yonunde karistirdiktan sonra kaynamaya bırakın. 20 gram aytasi tozunu kazana dökün, saatin aksi yonde üç kez karışıtırp yedi dakika kaynamasini bekleyin. Bu yedi dakikalik sure 3 Torbatop ciceginin saplarini esit boyda duzgun bir sekilde dograyin. Kenarda dursunlar. Ardından üç damla çöpleme şurubu dokun. Bu adımdan sonra kazanınızdan gümüşi buharlar tütmeye başlamalı ve sıvının rengi gümüşi mavi olmalı. Lutfen bambaşka bir şey olduysa numune verme zahmetine katlanmadan kazanı temizleyip sınıfı terkedin. Doğradığınız sapları da atıp saat yönünde üç kez karıştırın. Rengi biraz daha koyulaşacak ve buhar daha da belirginleşecek.’


Paul, hemen malzeme dolabına hücum etti. Hogtupur Otunu ezmek biraz zor bir iş olsa da yarım bardak suyu çıkarmayı başarmıştı. Surahimenekşeden de yarım bardak suyu, hogtupur suyuyla karıştırdı ve bu karışımı kazana dökerek saat yönünde karıştırdıktan sonra altında bir ateş yaktı, iksir kaynamaya başlıyordu. Diğer talimatları da yaptıktan sonra, bunun ne kadar zor bir iksir olduğunu düşünerek ve doğru yapıp yapamadığını merak ederek numunesini Profesör’ün masasına bıraktı, ilk İksir dersinde başarılı olabilmiş miydi acaba?

______________________________________________


Renklendirme: 9/10
Betimleme: 8/10
Uzunluk: 10/10
Noktalama ve yazım yanlışları: 9/10
Akıcılık ve İçerik: 9/10

Puanınız: 45!

~Dimitri Stefan Potter
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alyssha Cassidy Malfoy
Slytherin VII. Sınıf Öğrencisi | Bina Başkanı
Slytherin VII. Sınıf Öğrencisi | Bina Başkanı
Alyssha Cassidy Malfoy


Lakap : Aly, Cass
Rp Sevgilisi : Xavier Shane Raymond.
Mesaj Sayısı : 827
Kayıt tarihi : 01/11/09

Özel
Rp Puanı:
6.Sınıflar | 1.Ders Left_bar_bleue100/1006.Sınıflar | 1.Ders Empty_bar_bleue  (100/100)

6.Sınıflar | 1.Ders Empty
MesajKonu: Geri: 6.Sınıflar | 1.Ders   6.Sınıflar | 1.Ders Icon_minitimeSalı Ağus. 02, 2011 9:23 am

O gün, her zamankinin aksine çok güzel bir gündü; gökyüzü berrak bir mavilikteydi, hava insana huzur veriyordu. Güneş Hogwarts'ın üzerinde parıldıyor; binanın Gotik kubbeleriyle zarif kemerleri parlak, altın sarısı bir ışıkla yanıyordu. Aslında, zevk alınabilecek bir gündü. Oysa Hogwarts'ın bahçesinde bir ölü gibi dikilen genç cadı için her şey farklıydı.

Güneşli havanın oluşunun nedenini bilmiyordu, bilmekte istemiyordu. Çünkü bu da bir oyundu. Yazın bile kapkaranlık bulutlar gökyüzünde firari bir şekilde dolaşırken, bunca zaman sonra, neredeyse kışa yaklaştığında gün günlük güneşlik olmamalıydı. Belki, düşman yenilseydi olabilirdi. Ama sahiden, düşman kimdi ki?

Bilinmeyen, keşfedilemeyen, sen-anlarsın-onu, gölgelerin efendisi... Türlü türlü, hiçbir baltaya sap olamayan isimler. Kimse çıkıp düşman şu, karşımızda şu var diyemiyordu. Ne karanlık taraf, ne de aydınlık taraf bu işin onların altından çıktığını onaylamıyordu. Çıkmamıştı da. Her şey bir oyun olabilir miydi? Belki de doğa ana sinirliydi. Saçmalık! Alyssha bunlara inanmayacak kadar olgun bir genç kızdı. Biliyordu ki, kendisini iyimser yapmaya çabalayan ahmaklardan başka hiç kimse inanmıyordu.

Genç kız da isterdi, suratına mutlu görüntüsünü takınıp ortalarda dolanmayı. Hiçbir şey olmamış gibi davranabilir, ablasının her şeyi çözdüğünü söylerdi! Merlin aşkına, herkes inanırdı. Ama o yapmayacaktı. İyi değildi ve olmayacaktı. Eh, tehlikeyle doğrudan karşı karşıya olan ablasına siniri de, onun iyiliğini düşünemeyecek kadar fazlaydı.

Gözleri lanetli ormana kayarken, ladysini özlediğini fark etti. Karanlık Lady. İnsanlar ondan korkardı, karanlık taraftakiler bile. Asi, sinirli, vurdum duymaz... İdol. Alyssha'nın bu dünyadaki tek idolü. En yakın arkadaşı. Çoğu kişi bilmese dahi, Aphrodite ile arasındaki ilişki bir mürit-lady ilişkisinin ötesindeydi. Onlar, et ve tırnaktı.

Ayakları Alyssha'yı okulun kirli gri rengine dönmüş duvarlarına doğru sürüklerken, o koca demir eşiğin altından geçti. Gölgeler onunla alay ediyor gibiydi. Hogwarts ona gülüyordu, bu kadar çok şey düşünmesine, bu kadar gerçekçi olmasına. Ve genç kız emindi ki, biraz daha burada oyalanırsa İksir dersine daldığında profesör de ona gülecekti. Bıyık altından tabii.

Gryffindor'un bina sorumlusu, ablasının o çok şahane arkadaşı, herkes tarafından -iyi herkes tarafından- sevilen Dimitri. Alyssha'nın gözdesi değildi. O da ablası gibiydi. Her şeyin kendi etrafında döndüğünü sanan, gösteriş meraklılarından. Alyssha'nın ilgisini çeken bu değildi. Yine de, o derse gidecekti. Slytherin’e puan kazandırmayı, yarım saatlik keyfinden daha değerli görüyordu. Slytherin onun hayatıydı.

Zindanlara adımını attığında, kendi evine yeniden dönmüştü. Hiçbir zaman, iksir dersinin ne için zindanlarda olduğunu anlayamamıştı. Aslında, karanlık ablasının yeriydi. Dimitri’nin olmamalıydı. Böyle, Slytherin’lilerin, dehşetin, hırsın yanı başında iyimser Gryffindor’lular dolaşmamalıydı. Yüzleri gülümseyen insanlar olmamalıydı. Yalnızca, asillikleri suratlarından okunan Slytherinliler ve alaycı kahkahaları kalmalıydı.

Sınıfa girdi. Dehşet derecesinde gürültülü sınıftın tahtasında yaşayan ölüm iksiri anlatılıyordu. Ne klasik ama! Önce ablası, tıpkı geçen sene de olduğu gibi on binlerce öğüt verip azarlamıştı. Zor günler, şu, bu, o... Her neyse, Alyssha zaten dinlememişti. Muhtemelen bir iki küçük çocuğun canını sıkmıştı yalnızca bu hikayeler. Zira bu cadı bunlara takılmıyordu. Gizemli şey her neyse bir süre daha yerinde duracaktı belli ki.

Dimitri sınıfa girdiğinde, sessizlik çöktü iksir dersinin loş ortamına. Öyle ki bir an insanların nefes almadığını düşündü Alyssha. Öksürdü. Bile bile, maksat bu sessizliği –en güzel hediyeyi- profesöre hediye etmeyecekti. Başarılı da olmuş olmalıydı, zira o ölüm sessizliği kaybolmuştu. Genç adam, tam da kızın tahmin ettiği gibi yine şu-bu-o’dan bahsetti. İnsanların gözü pörtlerken öğreteceği iksir karşısında, Alyssha sırıtışını engelleyemedi.

Talimatlara gözünü kaydırıp, eline bir tutam Hogtupur otu aldı. Gerisi, elleri ona çoktan bunu öğretmiş olan lady tarafından bildiklerinden dolayı, doğaçlama gelişti. Gözü kapalı olsa dahi bu iksiri yapabilecekken, profesörden yana bakmadı. Bittiğinde, onun şaşırmayacağını biliyordu.

RP OUT; Renklendirecek bir yer olmadığından renklendirme yapılmamıştır.


_________________________________________________

Renklendirme: 9/10
Betimleme: 10/10
Uzunluk: 10/10
Noktalama ve yazım yanlışları: 9/10
Akıcılık ve İçerik: 10/10

Puanınız: 48!

~Dimitri Stefan Potter
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Rachel Lissa Grace

Rachel Lissa Grace


Lakap : Lis.
Rp Sevgilisi : Şu anlık yok. Ama neden olmasın? ^^
Mesaj Sayısı : 33
Kayıt tarihi : 02/08/11

Özel
Rp Puanı:
6.Sınıflar | 1.Ders Left_bar_bleue94/1006.Sınıflar | 1.Ders Empty_bar_bleue  (94/100)

6.Sınıflar | 1.Ders Empty
MesajKonu: Geri: 6.Sınıflar | 1.Ders   6.Sınıflar | 1.Ders Icon_minitimeSalı Ağus. 02, 2011 2:06 pm

Rachel bugün hiç olmadığı kadar iyi hissediyordu kendini. Sebebini çözemediği bu iyiliğin gün boyunca devam etmesini ümit ediyordu. Hiçbir negatif olayın aklını çelmesine izin vermeyerek yatağından kalktı ve önce balkonun önünde küçük sporlarla uykusunu açmaya çalıştı. Uykusu artık açılmıştı ve çok dinamik hissediyordu kendini. Önce güzel bitkilerine birer öpücük vererek onlarında uyanmalarını sağladı. Heyecanı yoktu fazla. Bu ona gerçekten çok büyük avantaj sağlıyordu. Heyecanlandığı zaman bazen şaşırıp yanlış şeyler söyleyebiliyordu.

Lavaboya gidip elini yüzünü yıkadıktan sonra kurularken aynada ki yansımasına baktı bir süre. Yüzüne dokunurken çocukluğu takıldı aklına. Daha sonra da bu aynada belirdi. Ne kadar çabuk geçiyordu zaman. Su gibi… Bu onu da her insanı endişelendirdiği kadar endişelendiriyordu. Zamanın böylesine hızlı geçmesi yapacak şeyleri anında yapmaya zorluyordu insanları. Rachel bu konuda o kadar iyi sayılmazdı ve gerçekten korkutuyordu onu böyle şeyler...

İlk kez üç gün önce gelmişti bu ülkeye, Londra'ya, Hogwarts'a. İtalya'nın o tenini yakan sıcak güneşinden ayrılıp gelmişti İngiltere'ye. Neredeyse her gün yağmur yağan bir ülkeye.

Rachel üzerine Gryffindor formasını geçirdikten sonra aynanın karşısına geçti. Kızıl saçları omuzlarına dökülürken, kehribar rengi gözleride aynanın içindeki kendisini süzüyordu. Artık ilk dersi İksir için hazırlanmıştı. Kızlar yatakhanesinin kahverengi kapsını kapatıp merdivenlerden aşağı indi. Buraya daha bu sene geldiği için hiç arkadaşı yoktu. Ortak Salon'dan çıktığında koridorlarda dersliklere yetişmek için koşan öğrencileri gördü. Bir süre etrafı izledikten sonra Rachel'da onların arasına katılaran koşmaya başladı.

Okula giriş yaptığında biraz daha ciddi görünüm vermişti kendisine. Arkadaşlarında her zaman aradığı iki özellik vardı. Soğukkanlılık ve cesaret.

Birkaç öğrenciye soru sora sora zindanları buldu. Sabah ki çiçeklerin kokusundan sonra buranın kokusu ona berbat gelmişti. İksir dersliği olduğunu düşündüğü bir kapıya yanaştı ve derin bir nefes alarak içeri girdi.



Spoiler:

_________________________________________________

Renklendirme: 9/10
Betimleme: 10/10
Uzunluk: 9/10
Noktalama ve yazım yanlışları: 9/10
Akıcılık ve İçerik: 9/10

Puanınız: 46!

~Dimitri Stefan Potter
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Kimberly Valerie Malfoy

Kimberly Valerie Malfoy


Lakap : Kimy, Kim, Vale.
Rp Sevgilisi : Nathaniel Arquette.
Mesaj Sayısı : 140
Kayıt tarihi : 01/11/09

Özel
Rp Puanı:
6.Sınıflar | 1.Ders Left_bar_bleue99/1006.Sınıflar | 1.Ders Empty_bar_bleue  (99/100)

6.Sınıflar | 1.Ders Empty
MesajKonu: Geri: 6.Sınıflar | 1.Ders   6.Sınıflar | 1.Ders Icon_minitimeÇarş. Ağus. 03, 2011 3:52 am

Zaman geçer, hem de hiç zorlanmadan. Öyle ki gözünüzü açtığınızda yıllar geçmiş, kendinizi terk edilmiş bulursunuz. Gözleriniz artık eskisi gibi bakmaz, eskisi gibi hissetmezsiniz. Nereden mi biliyorum? Ah, şu an tam olarak öyle hissediyorum da o yüzden.

Gözlerimi diktiğim aynadaki görüntüm buz gibi bakışlarıyla beni karşılıyor. Sanki dünya durmuş, sanki insanlık yok, sanki biz bitmişiz. Nasıl böyle oldu? Bu hale nasıl geldi insanlığımız, biz evrenin en korkulan kişileri, büyücüler, bu halde nasıl bir çöplük içinde yaşamaya devam ediyoruz?

Sorular o kadar fazla ki, içinden çıkılmıyor. Düşünüyorum. Sabah, akşam.. yatarken! Her saniyemde aklımda bu hapsedilmiş durumun içinden kurtulabilmek için yanan bir arzu var. Bir çözüm bulabilecekmişim de dünyayı kurtaracakmışım gibi. İmkansız ya, belki bu yüzden daha da değerli kılıyor bu çözümü.

Donuk gölgeler gözlerimde dans ediyor, aptal umutsuzluk dudaklarıma yapmışmış. Kirli hissediyorum kendimi. Bir daha eskisi gibi olamayacak, bir daha asla gülemeyecekmişim gibi. Aslına bakarsak, öyle de. Karanlıktan hayatı boyunca korkmamış olan ben, gri duvarlar yıkılabilecekmiş gibi üzerime gelirken korkuyorum. Çünkü içinden ne çıkacağını bilemiyorum. Oysa, küçükken bilirdim.

Şimdi elimden kayıp gidenler, bir zamanlar sahip olduğum tek şeydi. Daphne. Hayatımın %50 odaklı merkezi. İnsanın ikizi olması böyle işte, her zaman en yakın olduğum kişi o ve öyle kalacak. Anna. Hiçbir zaman ablalığını esirgemeyen, bizi kendisinden çok seven ablam. Ya Alyssha? Kendini düşünüp ailesine karşı savaş açan, bencil Alyssha? Tanıyamıyorum artık onu. Sanki bir başkası, sanki kötülüğün saf simgesi.

Düşüncelerimi zihnimden arındırmaya çalışıyorum. Ayaklarım beni yıllanmış mermerlerin soğukluğunun üzerinden süzülüp götürtürken, derse gitmek zorunda olduğumu biliyorum. Hogwarts, her zamanki gibiydi yine. Girmek zorunda olduğum dersler, kurtarmak zorunda olduğum bir bina, uğraşmak zorunda olduğum gereksiz insanlar.

Slytherin ortak salonunu terk ederken, Xaiver'ın bana laf attığını işitiyorum. Alyssha'nın biricik sevgilisi, benim nefret etme sebebim. Merlin biliyor ya, yakışıyorlar. İkisi de cehennemde yanacak, hoş benim onlardan bir farkım varmış gibi...

Zindanlar her zamanki gibi boğuk. Kasvet, tutunduğu duvarlara yapışmış içinden geçenleri yalayıp ruhunu emiyorken, paslanmış demirler artık değiştirilmesi geldiğini haykırıyor. Karanlık mesken tutmuş her adım başında, köşe başları kir pas içerisinde.

İksir sınıfı. Bir zamanlar buraya girmeyi severdim. İksir, her zaman en iyi olduğum konuydu diğerlerinin aksine. Herkes Karanlık Sanatlara Karşı Savunma'ya önem verirdi Malfoy'larda. Neden mi? Çünkü, biz Karanlık Sanatlar'ın ta kendisi, en büyük şaheseriydik. Malfoy'lar, uzun zamandır karanlığını kendi içerisinde koruyan yegane safka aileydi. Bense onların, her nedense bu savaşı saçma bulan en küçük varisiydim. Her ne kadar ölüm yiyen olsam dahi.

Sınıfa daldığımda, bunun bir önemi olmadığını biliyordum. Kolumdaki o lanet olasıca karanlık işaret beni temsil ediyordu. Bir çok kişi görmesin diye saklasam da, bunu tahmin etmek zor değildi. Şimdi, profesör Potter sınıfa gelirken gözlerimi ona dikmekten başka çarem yoktu. Hemen ilerimde oturan Alyssha'ya pis bir bakış attıktan sonra tabii.

_________________________________________________

Renklendirme: 10/10
Betimleme: 10/10
Uzunluk: 10/10
Noktalama ve yazım yanlışları: 9/10
Akıcılık ve İçerik: 9/10

Puanınız: 48!

~Dimitri Stefan Potter
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Medalainé Black

Medalainé Black


Lakap : Lynn, |Wasplague.
Rp Sevgilisi : Lazım mı?
Mesaj Sayısı : 653
Kayıt tarihi : 17/06/10

Özel
Rp Puanı:
6.Sınıflar | 1.Ders Left_bar_bleue92/1006.Sınıflar | 1.Ders Empty_bar_bleue  (92/100)

6.Sınıflar | 1.Ders Empty
MesajKonu: Geri: 6.Sınıflar | 1.Ders   6.Sınıflar | 1.Ders Icon_minitimeÇarş. Ağus. 03, 2011 8:43 am

Lynn, yatağından nefret ediyordu. Sabah güneşi onun yatağının olduğu köşeden doğuyor, güneş ışınları en rahatsız edici biçimde Lynn’i uyandırıyordu. Her sabah duş alıyordu çünkü, sabah yüzünde ter damlacıklarıyla uyanıyor saçları yapış yapış oluyordu .O ölürken de yüzünde boncuk boncuk-

Lynn kafasını iki yana salladı.B paranoyak düşüncelere daha fazla katlanmak istemiyordu ama elinde değildi.

Bir şeyler düşünmemek için yatağından kalktı. Saçlarını taradı, dişlerini fırçaladı, duş aldı…

İşlerini bitirdiğinde Lydia hala uyuyordu. Gülümsemeden edemedi. Kuzeni olduğu için çok şanslıydı. O harika biriydi ve onun kuzeniydi. Bazı konularda kendi şanslı hissediyordu, bazı konular ise tamamen muallaktaydı. Araf’ta gibiydi. Şanslı olduğunu hissetmişti ama sonra ne olduysa, Tanrı onun çok fazla mutlu olduğunu hissetmiş ve Steve’i ondan geri almıştı.

Lydia’nın saçlarını okşadı. Ama uyandırmadı. Öğlenden önce dersleri yoktu. Eşyalarını koyduğu ve tüm gün yanında taşıdığı, Muggle yapımı çantasını aldı. Sessizce ortak salona inen merdivenlere yöneldi. Taş basamaklar attığı her adımda tok bir ses çıkarıyordu.Lynn bu sesi sevdiğini fark etti. Merdivenlerde hiç portre yoktu. Lynn sırıttı. Şişman kadını buraya yerleştirseler,o kulakları sağır edici çığlığıyla tüm şatoyu inletirdi. Ama Profesör Potter ve Malfoy’un böyle bir hata yapacağını zannetmiyordu. Onlar her zaman huzurdan yanaydı.

Ortak Salonda kimse yoktu. Hogwarts cinleri her tarafı temizlemişler, pırıl pırıl yapmışlardı. Şömine yanıyordu ama ısıtmak için değil ,süs olsun diye. Hava mevsim normallerine göre sıcaktı.Camlardan giren güneş ışınları, salondaki sarı ve kırmızı rengi hareketlendirmişti sanki. Gryffindor gobleni tüm ihtişamıyla, asılı duruyordu. Sarı ve kırmızı, büyülü gibiydi. Goblen güneş ışığıyla etkileşiyordu sanki. Daha bir ihtişamlı görünmek için yarışıyordu adeta.Her seferinde daha da büyülemek için…

Kızdığını hissetti Lynn. Bazen büyüden hoşlanmıyordu. Çünkü gerçekleri görmelerini engelliyor gibiydi. Onları yanılttığını hissediyordu. Kandırdığını… Büyü nasıl isterse öyle görüyorlar,öyle hissediyorlardı. Kukla gibiydiler. Böyle hissetmeye mahkum gibi. Ama etkilenmemek elde değildi. Öyle ihtişamlı görünüyordu ki ortak salon, kırmızı kanepe, tahta masalar, duvardaki büyüklü küçüklü Gryffindor sembolleri… Her şey anlaşmıştı ve onlara oyun oynuyorlardı.

Gözlerini duvarda gezdirdi. Gryffindor öğrencilerinin resimleri süslüyorlardı duvarları. Dördünün resmini gördü. Hogsmeade gezilerinden biriydi. Ellerinde Kaymak Biraları ile dışarı çıkmışlar ve Zonko’nun önünde fotoğraf çektirmek istemişlerdi.

Hadi ama Lynn,gülümse birazcık! Boomer’ın sesini duyar gibi oldu

Aşkım.. Seni Seviyorum.

İşte gülümsemeden yapamamıştı Lynn, bu sözlerden sonra. Boomer’la planlamışlar gibi, fotoğraf, St bana bir şeyler söylerken başlıyor, gülümseyerek, bende ona gülümsüyorum,1-2 saniye bakışıyoruz, sonra fotoğraf başa dönüyor.

Gözleri doldu. Bir damla yaş yanaklarından süzülürken, duvarın kenarına çöktü. Eski günler çok güzeldi. Rengarenkti. Şimdi çok sıradandı. Renksizdi. Siyah, beyazdı. Katı ve kuralcıydı. Onu özlüyordu.

Ayağa kalktı, yüzünü sildi. Aklı, kalbi her şeyi -yine- Steve ile dolu bir şekilde kütüphaneye doğru yola çıktı. Okuduğu kitap ise tahmin edilebilecek türdendi ; Hogwarts Bir Tarih. Steve’in ona önerdiği, yüzlerce kez okumasına rağmen, tekrar tekrar okuyordu. Ona Steve’i anımsatıyordu.
Koridorlar neredeyse boştu. Kütüphane ise her zamanki gibi sanki ölüm sessizliğindeydi. Tek ses, ara sıra değiştirilen sayfaların hışırtılarıydı. Görebildiği kadarıyla birkaç Ravenclaw ve Slytherin vardı.

Öğle yemeğine kadar aralıksız kitap okudu. Bu kitaplarla dolu, parşömen kokulu salonu seviyordu. Son zamanlarda kendini en rahat hissettiği yer buraydı. Kitaplarını toplayıp büyük salona indi, acıkmıştı. Onun gibi öğle yemeğini erkenden yiyen bir tanıdık yüz gördü. Alicia Diana Lee.

Sarışın, mavi gözlü hoş bir kızdı Alice. Ravenclaw’dandı. Yani sarışın olduğu kadar zekiydi de. Safkan olmasına rağmen her zaman çok okuyan biri olduğu için, Muggle kitaplarına da bayılırdı.

Sınır tanımayan zeka, en büyük hediyedir insana…

Lynn, Alicia’nın yanında kendini rahat hissediyordu. Çünkü Alicia, ondan çok daha fazla şey biliyor, ve tarafsız davranabiliyordu. Yani anlayacağınız Lynn, Alicia’nın yanında bilgiçlik taslayamıyordu.

Selam Alice.” Alicia, ona Alice denmesinden nefret ederdi. Çünkü Muggle hikayesi olan Alice Harikalar Diyarında ’ki kız gibi hissediyormuş kendini… Hoş Lynn, onun bir masal olduğunu bile bilmiyordu.
Selam Black, hiç vazgeçmeyeceksin değil mi?
Bana diyene bak, Lee.
Tamam Lynn. Bu seferlik affedildin.Teksin?
Sende öyle.Yani yanında görünmez biri yoksa.” Lynn iki eliyle tırnak işareti yaptı. Alicia, kehanet dersinde çok başarılıydı ve Lynn, bazen onun bu konuda doğuştan yetenekli olduğunu düşünürdü.
Kimden bahsettiğimi biliyorsun…” Alicia gözlerini devirdi.
Bilmiyorum hiç görmedim bu sabah…” Paul ile Alicia birinci sınıfta kavga etmişlerdi ve hala barışmamışlardı. Lynn konuyu hatırlamak bile istemiyordu. Kısacası ikisi de birbirinden pek haz etmezdi.
Ne dersin,sence bu sene Qudditch kupasını kim alır?
Sen bu konuda eper kafa patlatmışa benziyorsun? Söyle bakalım, kim alacakmış?

Lynn, Alicia’nın yanına oturdu. Yemeği önünde belirdiğinde, Alicia ile koyu bir sohbete dalmışlardı.

Yemeklerini bitirip, saate baktıklarında İksir dersine 2o dakika kaldığını gördüler. Büyük Salonu, tüm ihtişamıyla diğer öğrencilere bırakarak salondan ayrıldılar. Portreler, orada oraya koşturuyor, kendilerince eğleniyorken, ders saati yaklaştığı için profesörler ve öğrenciler de sınıftan sınıfa koşturuyorlardı. Zindan’a inen taş basamaklar eski olduğunda, daha tok bir ses çıkarıyorlardı. Eh, zindanlara doğru ilerledikçe giderek artan küf ve ölü fare kokusu görmezden gelinemezdi. Meşaleler, sanki Zindanın karanlığını, kötülüğünü gün yüzüne vurmak ister gibi daha parlak, daha kuvvetli yanıyorlardı.

Neyse ki dersliğe girdiklerinde, derslikte bulunan tek pencereden içeri güneş ışığı sızıyor,loş bir ortam yaratıyordu. Dingin bir havası vardı. Zindanın geri kalan kısımlarına kıyasla, daha sakinleştirici, rahatlatıcı bir etkisi vardı. Derslik kötü kokmuyordu, ve –Lynn’ı en mutlu edenlerden biri- soğuk değildi. Gelirken üşüdüğünü hissetmişti. Alicia, Lynn’ın tanımadığı bir kızın yanına otururken, Lynn pencereye yakın aydınlık masalardan birini tercih etmişti.

Profesör gelene kadar, bugün hangi dersi işleyeceklerini düşünmeden edemedi. Onun için fark etmezdi. O bunları düşünürken Paul geldi.

Selam. ” dedi biraz gözleri kısık bir biçimde, loş ışığa alışmaya çalışıyordu anlaşılan.Lynn dalga geçmeden yapamadı.

Ah, merhaba Paul. Gözlerini açmadan görme çalışması mı yapıyorsun?

Şey, hayır. Dışarıda bir yürüyüş yaptım ve burası da biraz loş olunca gözlerim dayanamadı.” O da sırıtmaya başlamıştı. Profesör, içeri girince ikisi de sustular.

“Bu sene de sizlerle birlikte olmaktan son derece memnunum. Geçen sene hepiniz SBD'de İksir dersinden Uygun ve üstünde not aldığınız için buradasınız. Artık FYBS öğrencilerisiniz.”

Başımıza ne dertler açılacak göreceğiz.

“İksirimizin adı Yaşayan Ölüm İksiri. Bu iksiri içen kişi sanki ölmüş gibi uykuya dalar. Uyandırması ise son derece zor ve tehlikelidir. Ellerinizin iksire değmemesi için lütfen eldivenlerinizi giyin. İksirin yapılışı tahtada, “
‘2 demet Hogtupur Otunu ezerek yarım bardak su çıkarin, kenarda bekletin. 2 demek Surahimenekseden de ayni sekilde yarim bardak su çıkarın ve hotupur suyuyla karistirin. Karisimi kazana dokup 1 kere saat yonunde karistirdiktan sonra kaynamaya bırakın. 20 gram aytasi tozunu kazana dökün, saatin aksi yonde üç kez karışıtırp yedi dakika kaynamasini bekleyin. Bu yedi dakikalik sure 3 Torbatop ciceginin saplarini esit boyda duzgun bir sekilde dograyin. Kenarda dursunlar. Ardından üç damla çöpleme şurubu dokun. Bu adımdan sonra kazanınızdan gümüşi buharlar tütmeye başlamalı ve sıvının rengi gümüşi mavi olmalı. Lutfen bambaşka bir şey olduysa numune verme zahmetine katlanmadan kazanı temizleyip sınıfı terkedin. Doğradığınız sapları da atıp saat yönünde üç kez karıştırın. Rengi biraz daha koyulaşacak ve buhar daha da belirginleşecek.’


Lynn, hemen Paul’un peşinden malzeme dolabına hücum etti. Hogtupur Otunu ezmek biraz zor bir iş olsa da yarım bardak suyu zar zorçıkarmıştı. Surahimenekşeden de yarım bardak suyu, hogtupur suyuyla karıştırdı ve bu karışımı kazana dökerek saat yönünde karıştırdıktan sonra altında bir ateş yaktı, iksir kaynamaya başlıyordu. Diğer talimatları da yaptıktan sonra, bunun ne kadar zor bir iksir olduğunu düşünerek ve doğru yapıp yapamadığını merak ederek Paul’un biraz önce gidip iksirinden birazını numune olarak Profesör’e bıraktı. Kazanını temizledikten sonra, kendini zindandan dışarı attı.

_______________________________________

Renklendirme: 8/10
Betimleme: 9/10
Uzunluk: 10/10
Noktalama ve yazım yanlışları: 9/10
Akıcılık ve İçerik: 9/10

Puanınız: 45!

~Dimitri Stefan Potter
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Xavier Shane Raymond
Slytherin VII. Sınıf Öğrencisi
Slytherin VII. Sınıf Öğrencisi
Xavier Shane Raymond


Lakap : Xavie. -evet tek bir harf fark ediyo asdf-
Rp Sevgilisi : Alyssha.
Mesaj Sayısı : 91
Kayıt tarihi : 05/06/11

Özel
Rp Puanı:
6.Sınıflar | 1.Ders Left_bar_bleue98/1006.Sınıflar | 1.Ders Empty_bar_bleue  (98/100)

6.Sınıflar | 1.Ders Empty
MesajKonu: Geri: 6.Sınıflar | 1.Ders   6.Sınıflar | 1.Ders Icon_minitimePaz Ağus. 07, 2011 6:59 am

Yüz yüze, adım adıma, saniye saniyeye. Çatıdan damlayan sular yer çekimine karşı bir ağırlıkta yere doğru süzülüyor, tuzlu toprak kokusu bahçede sırtını duvara dayamış olan genç adamın ciğerlerini delip geçiyordu. Sakindi genç adam. Mavi gözleri bahçede umutsuzca sevgilisini ararken, her nasıl oluyorsa sakindi. Biliyordu ki, bugün ona dokunmamalıydı.

Aşk genç adamın kapısını çalalı neredeyse bir ay olacaktı. Felaket bir günün, felaket bir başlangıcının böyle biteceğini hiç düşünmemişti o zaman Xavier. O zamanlar yaşına rağmen 5. sınıfa mahkumdu, kahrolası kader. Ama, her nasıl oluyorsa Slytherin'in en afilli, okulun en gözde kızını kazanabilmişti. Durdu. Suratında aptal bir gülümsemeyle etrafını incelerken gökyüzündeki kara bulutlara dikti gözlerini. Şans o gün kesinlikle genç adamdan yanaydı.

Aslında; şans bu adamı pek sevmezdi. Yakışıklılığı, alaycılığı, kibiri ve egosuyla Merlin'in kriterleri dışındaydı herhalde ki, kaderi gülümsemeyi sevmezdi. Genç adam gibi. Yine de, bir kez olsun hayatında iyi bir şeyler olmuştu. Her şey ama her şey ise Alyssha'nın hayatına girişiyle başlamıştı. Koca bir günah olan Xavier, dünyadaki en büyük hazineyi kendi topraklarına katmıştı. Şehvet dolu bir aşk ile hayatının en güzel hediyesini kazanmıştı. Alyssha'yı.

Onun elleri kendisine değdikten sonra, okuldaki sınıf sorununu bile aşmıştı. Anna onu 6. sınıfa taşımaya razı olmuştu. Malfoy'lar diye düşündü içinden. Hepsi birer zincir gibiydi. Birine ulaşmak için, bir diğerine dokunmanız yeterliydi. Hoş, Alyssha istediği zaman tüm halkalarını koparıp içine çekilebiliyordu.

Genç adam onun ailesini sevmediğini biliyordu. Yalnızca Daphne ile Kimberly'e önem verirdi. Anna'ya olan düşmanlığını hiç anlayamamıştı kızın, Anna ise bunu pek aldırmıyor gibiydi. Kızı her nasılsa görmezden geliyor, ona hala tüm sevgisini sunmaya devam ediyordu.

Yağmur damlalarının süzülüşünü izlerken suratındaki gülümsemeyi silen genç adam onun yerinde olmak isterdi. Biricik sevgilisi Alyssha, farkında olmasa dahi hayatta her şeye sahipti. Xavier ise yalnızca Alyssha'ya. Ne bir ailesi vardı, ne de öyle şaşalı bir hazinesi. O sıradan bir karanlık yandaşıydı, sevgilisiyle beraber.

Ağır adımlarını büyük tembellikle okula yöneltti. Giriş katından karanlığın mesken tuttuğu, küf kokulu olmasına karşın nedense genç adama evin kokusu gibi gelen zindanlara indi. Büyük demir sütunları aşarak, dersliğin önünde oyalanmadan içeri daldı. Soğukluk bir an için ürpermesine neden olsa da hayatının incisini görmesiyle üşümesi kayboldu. Fakat bir an sonra kendisini tek bir sırada otururken bulduğunda, kızın düşüncelere dalmış olduğunu fark etti. Gerçek şuydu ki; bugün Aly ona ait değildi.

Derin bir nefes alarak sarı saçlarını karıştırdı. Bakışları sınıfa giren Dimitri'ye kaydığında, telaşsızca sınıfı susturan profesör Yaşayan Ölüm'ü yapacaklarını söyledi. Ne de doğruydu oysa... Alyssha ondan uzakta oldukça, Xavier yaşarken de ölüyordu. Heyhat, ölmek istemiyordu.

"Başlayalım bakalım..."


_______________________________________

Renklendirme: 10/10
Betimleme: 10/10
Uzunluk: 10/10
Noktalama ve yazım yanlışları: 9/10
Akıcılık ve İçerik: 10/10

Puanınız: 49!

~Dimitri Stefan Potter
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
6.Sınıflar | 1.Ders
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» II. Sınıflar | İlk ders
» 1. Sınıflar | 1. Ders
» 5.Sınıflar | 1.Ders
» II. Sınıflar | I. Ders
» 2. Sınıflar 1. Ders

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Whisper of Death RPG :: Hogwarts Geçmişi-
Buraya geçin: