Astronomi Dersi 6. Sınıflar 1.Ders

Ktunnelden girdiğim için HTML kodları çalışmıyor. Gözükmüyor. Bu nedenden dolayı renklendirme yapamadım. Çok özür dilerim, en yakın zamanda düzenleyeceğim.

Zaman: Okulun ilk günü.
Hava: Çok açık, gökyüzü parlak ve geceden kalma bir duruluk hakim. Hogwarts'ın engin kuleleri bulutlarla dans ediyor adeta.
Saat: 12.00
Yer: Kuleler/Astronomi Kulesi



Günün ikinci dersi altıncı sınıflaraydı. Dördüncü sınıflara olan ders sona erdikten sonraki arada bir güzel dinkenmiş sıcak kahvesini yudumlarken günlük astroburcunu okudu. Muggle takvimine göre kova burcu olan Damien çok duygusal ve sezileri kuvvetli bir insandı. Tamam muggledı. Yaklaşık üç saatlik ara bitmiş ve altıncı sınıflara dersi başlamak üzereydi. Ve zil...

"Günaydın çocuklar." dedi Damien kapıdan giren iki öğrenciye. İkisi de Gryffindor'luydu. Selam veren öğrenciler yerlerine otururken sınıf dolmaya başlamıştı ve kapıdan giren ergen gençlerin çoğu kulenin dik merdivenlerine lanet okuyorlardı.

"Evet çocuklar. Ah gençler desem daha iyi olur değil mi?" dedi ve sınıftan kıkırtılar ve homurtular yükseldi.
"Görüşmeyeli nasılsınız? Hepiniz bir yaş büyüyüp buralardasınız yine." dedi ve sınıfa övgü sözleri atmaya devam etti. Ve gevezeliğin dozunu kaçırmamak ve öğrencileri fazla salmamak için hemen derse girişmesi öğrencilerde tuhaf iniltilere sebep oldu.

"Bu seneki ilk konumuz Jüpiter. Şansın adıdır. İnşallah size de notlarınızda şans getirir." dedi Damien ve sınıfın hazırlanmasını beklerken masasına yürüdü ve eline asasını alarak Jüpiter'in temsili şeklini çizdi.

"Jüpiter, gençliğin öfke ve şiddetin uzaklaştırıldığı akıl ve irade adamı, bu kişi gerçekten kendine hakimdir. Jüpiter sakin ve planlı hareket eder ve yaşadığımız gezegenden on iki kez daha yavaştır. Bir turunu tamamlaması, tam olarak 11 yıl, 10 ay ve 17 gün alır. Toplumu bir arada tutan ortak değerleri, gelenekleri, din, hukuk ve felsefesi, bunlara ilişkin eğitim kurumları zenginliği, finansal faaliyetleri ifade eder. Jüpiter, İyilik, adalet ve dinsellik ile para demektir. Maddi bolluğu gösterir. Bunlar Jüpiter'in başlıca ve en çok bilinmesi gereken özellikleridir." dedi Damien ve not almak isteyen öğrenciler için bir müddet susarak sıraların arasında dolaştı. Sınıf hareketlenmeye başlayınca derse devam etti.

"Peki gençler, size bir soru; bildiğiniz gibi her derse sorup da doğrudan bina puanını etkileyen soru. Jüpiter'in rengi nedir? "(1) Sınıfa sessizlik hakim olurken içlerinden bir kaçı el kaldırdı. Damien ilk el kaldıran öğrenciye söz hakkı verdi ve öğrenci soruyu doğru cevapladı. Kendi binadaşlarının sevinç nidaları yükselirken Damien kaldığı yerden derse devam etti.
"Jüpiter, beklenmedik bir zamanda şansın dönmesidir." derken bu cümleyi tamamıyla vurgulamıştı. "Nereden geldiği belli olmayan bir koruma. Jüpiter felsefeyi ve manevi düşünceyi, hukuku ve mahkemeleri, yüksek öğrenimi ve soyut düşünceyi yönetir. Hakikat arayışını temsil eder ve bu anlamda daha büyük bir düzenle, daha büyük bir hakikatle olan bağımızı simgeler. Jüpiter şans demektir." dedi ve "Şans" kelimesini muzip bir gülümsemeyle söylemişti. O her zamanki yakışıklı ve sempatik gülümsemesi sınıfa daha sıcak bir hava veriyordu.

Ve dersin bitiş zili duyulduğunda bazılarından çıkan ohh iniltisi Damien dahil çoğu kişiyi güldürürken Damien'ın iyiliği tuttu. Ve "Madem öyle gençler, size ödev mödev yok. Bir dahaki derse serbestsiniz." dedi. Sınıf boşalırken bu günlük dersi bittiği için içli bir oh çekti ve sandalyesine oturdu.


________________________________________________________________________________________________________________________


(1) Yazan yerdeki soruyu rpsinde bilen ilk öğrenicinin binasına +1 puan verilecektir. (Benim özel eklentim.)

Uzun bir aranın ardından gökyüzü sakindi. Dinlenmiş olan bulutlar, negatif enerjilerini neredeyse bir yıl aradan sonra boşaltmış, en ufak bir yağmur damlası dahi barındırmazlarken gökyüzündeki güneşe herkes hasret kalmıştı. Karanlık içerisinde büyüyüp, karanlığı fantezi haline getirmiş Kimberly bile güneşe özlemle bakıyor, böyle sakin günleri ne kadar çok özlediğini düşünüyordu.

Sağ eliyle suratına yapışmakta olan kömür karası saçlarını kulağının arkasına iteledi. Donuk yeşil gözlerinde mutlu olduğuna dair hiçbir duygu okunamazken gözlerini güneşten ayırarak önünde sonsuzluğa uzanan astronomi kulesine baktı. Neredeyse yıkılacakmış kadar eski gözüken kule, içerisinde barındırdığının aksine oldukça durgun gözükürken içeriye adımını attı genç kız. Bitmek bilmeyen merdivenler, özellikle de kızın ayağında topuklu ayakkabılar varken eziyet gibi geldiğinde genç kız ayağındaki ağrıyı hafifletmek amaçlı kendisini doğruca sınıfa attı.

Hogwarts'ın tıpkı bakanlık gibi karanlık tarafa eğilimli olduğunu herkes bilirdi. Çoğu profesör kimliklerini saklasa dahi karanlık taraf yandaşıyken, çoğunun dersliği de loş, matemi barındıran bir şekilde dizayn edilmişti. Oysa yoldaşlığın önde gelenlerinden Astronomi Profesörü James Juny için aynı şey söylenemezdi. Odaya adımını attığı ilk andan beri kendisini yapma bir cennette gibi hisseden Kimberly gözlerini yumarken, içerinin fazla aydınlık olduğuna kanaat getirdi. Fazla fazla aydınlık.

Kendisine mutluluk aşılamaya çalışan sınıfa karşı suratını iyice astığı sırada içeriye suratındaki o bilindik gülümsemesi ile James girdi. Yaz tatilinde onu fazlasıyla görmüştü Kimberly, genç adamın pek değiştiği söylenemezdi. Bütün profesörler durumdan kurtulmak için çabalarken, James de onlardan biriydi. Kaçınılmaz sona karşı çıkmaya çalışanlardan.

"Evet çocuklar. Ah gençler desem daha iyi olur değil mi?

Çocuklar? Duyduğu sözlerin manasını anlamak için kafa yormadı genç kız. Bu durumda, çoğu kişinin bilmekten dahi korktuğu lanetlerin hepsini yapabilecek olan Kimberly çocuklar kelimesinin ne kadar ezikçe olduğunu düşünerek homurdandı. O her zaman küçük bir kadın gibi yetiştirilmişti, kendisini bildi bileli geveze profesörler dışında hiç kimse ona çocuklar diye seslenmemişti.

İçinde oluşan kini bir tarafa bırakarak profesörü dinlemeye koyuldu. Diğer dersler onun için genellikle kolaydı, her zaman önceden bilirdi çünkü. Oysa astronomi için aynı şey geçerli değildi. Juny masasına ilerlerken, Kimberly bu dersi sevmediği halde neden aldığını hala anlayamıyordu. Yine de Slytherin için her şeyi yapabilirdi, buna profesörün Jüpiter'e olan aşkını dinlemekte dahildi.

Kelimeler genç adamın ağzından sonsuzluğa karışırcasına yükselip kaybolurken, genç kız onun Jüpiter'in rengini sorduğunu hayal mayal duyabildi. Aklından binlerce seçenek geçtiği sırada, boğazını temizleyerek elini kaldırdı. Kendisinin ardından kalkan bir ton ele bakakalan James, en sonunda ilk kaldıranın Kimberly olduğunu anlayınca genç kıza kalkması için izin verdi.

"Kızıla kaçan turuncu."

Verdiği cevabın doğruluğundan emin değildi. Jüpiteri gidip incelemiş değildi ya. Yalnızca aklında kalan klasik bilgilerden yararlanırken gözlerini profesöre dikti. İkisinin arasındaki bakışma sonsuzluk kadar uzun geldiğinde, genç kız derin bir nefes alarak beklemeye başladı.



_____________________

DEĞERLENDİRME
Renklendirme; 10/10
Betimleme; 10/10
Uzunluk; 10/10
Noktalama ve yazım yanlışları; 10/10
Akıcılık ve İçerik; 9/10

Puanınız; 49!
Profesör bakmadığından, yönetim tarafından değerlendirilmiştir.

Güneş gökyüzünün tam ortasında bir demet yaprağı gibi pırıl pırıl parlıyordu. Havada çimenlerin ve tatlı göl suyunun kokusunu kucaklayan taptaze bir esinti vardı. Dün akşam yağan yağmura rağmen hava çok açık ve parlaktı. Uzun zamandır böyle güzel bir havayla bulaşamamıştı Hogwarts'dakiler.
Lynnete, Alicia ve Lissa, Hogwarts'ın göl kenarına giden tek yolundan okula doğru yokuş çıkarlarken öğle saatleri yaklaşıyordu. Yol tüm göl etrafını sarmalıyor ve şu anda tırmanmakta oldukları yokuşun öteki tarafındaki daha alçak bir yokuştan yukarı kıvrılıyordu.

Yavaşça, birbirlerinin peşi sıra ilerliyorlardı. Çok aceleleri yoktu. En azından derse tam zamanında yetişebilirlerdi. Fakat az önce üçüncü sınıf bir Hufflepuff öğrencisi onları endişelendirmişti.

Lynnete ve Alicia'nın arasında giden Lissa, her adımını attığında cebinde babasının eşyaları arasında bulduğu metal veziri hissediyordu. Bu vezirin ne işe yaradığını bilmemek Lissa'nın kafasını karıştırıyordu. Kız her fırsatta annesine sorular yöneltiyor fakat annesi hep konuyu değiştiriyordu.

Hogwarts'ın içine girip Astronomi kulesine giden yola girdiler. Profesör Potter'ın ortalıklarda olmayışı sebebi ders dönem açıldıktan üç hafta sonra başlamıştı.

Profesör James Juny Potter. Profesör Dimitri Stefan Potter ile akrabalık derecesi bilinmese de onun gibi aydınlık taraf mensubu biriydi. Cana yakın biriydi fakat uzay ile kafayı bozmuş olduğu söylentileri vardı.

İki Gryffindorlu ve bir Ravenclawlı kız dersliğe girdiklerinde birkaç yer hariç her yer doluydu. Üçü yan yana olacak şekilde bir yere oturdukları anda profesör içeri girip konuşmaya başladı.

“Evet çocuklar. Ah gençler desem daha iyi olur değil mi?”

Birkaç öğrenci bu söze alınmış gibi gözlerini devirdi.

Konuşmasına devam eden profesör sözlerini Jüpiter'e ve sözlerine bağladı. Astronomi'ye çok merakı olan Lissa'da onu dinlemeye ve söylediklerini kafasına yazdı. Bu adam gerçekten zekiydi. Sonuçta o bir Ravenclaw'dı.

“Peki gençler, size bir soru; bildiğiniz gibi her derse sorup da doğrudan bina puanını etkileyen soru. Jüpiter'in rengi nedir?”

Tüm sınıf bir anda sessizliğe gömüldü. Profesör Ravenclaw'lı öğrencilerden birinin bilmesini umuyormuş gibi Ravenclaw'lıların olduğu gruba gözlerini kaydırdı. O anda Lissa okuduğu bir kitabı hatırlayıp elini kalırdı. O anda herkes ona bakıyordu. Profesör başıyla onaylayınca ayağa kalktı ve soruyu cevaplamaya başladı.

“Jüpiter çoğunlukla hidrojen, az miktarda su damlacıkları, buz ve amonyak kristalleri ve ve daha birkaç elementin bulunduğu bir atmosfere sahip, dev bir gaz gezegenidir. Bundan dolayı Jüpiter'in şeritleri turuncu, beyaz, kahverengi ve kırmızı renklerinin tonlarından oluşmuştur. Enlem çizgileri gibi mesela. Bu şeritler, ters yönde yüksek hızda dönen rüzgarların olduğu bölgedir. Renk farklılığının sebebi, yön farkından dolayı oluşan kimya ve sıcaklık farklılıklarıdır. Ayrıca Jüpiter atmosferinin üst katmanlarının sert rüzgarlar tarafından karıştırılması sonucunda kırmızı, kahverengi, turuncu ve sarının değişik tonlarında sarmal, oval ve şerit biçimli bulutlar ortaya çıkar. Toplayacak olursak Jüpiter'in birden fazla rengi vardır.”

Tüm sınıf şaşkın bir halde Lissa'ya bakarak o her zaman olduğu gibi yanakları kıpkırmızı halde yerine oturdu. Fakat Lissa, cevaptan hiç emin değildi. Endişeli gözlerle kafasını profesöre çevirdi.


_____________________

DEĞERLENDİRME
Renklendirme; 9/10
Betimleme; 7/10
Uzunluk; 8/10
Noktalama ve yazım yanlışları; 8/10
Akıcılık ve İçerik; 10/10

Puanınız; 42!
Profesör bakmadığından, yönetim tarafından değerlendirilmiştir.