4. Sınıflar I. Ders

Saat: 12:00
Tılsım Büyüsü: Accio - Çağırma büyüsüdür.
Profesörün Konuşması: Dışarıda karanlık böyle hüküm sürerken, sizin tek yaptığınız şimdiki gibi gevezelik olursa, sonunuz erken olur çocuklar! Konuşmaya olan bu gayretinizi derslerinize saklasanız çok iyi edersiniz! Vakit kaybetmeden dersime başlamak istiyorum.

Bugün 'Çağırma Tılsımı' olarak bildiğiniz Accio'yu öğreneceksiniz. Bu büyünün ileride çok işinize yarayacağını garanti edebilirim. Şimdi yanıma gelin. Yan yana sıraya geçin. Evet, aynen böyle. Aranızda üçer adımlık mesafeler olmalı. Pekala, karşı duvarın önünde havada duran tüyleri hepiniz görmüşsünüzdür. Başlangıç olarak tüy gibi hafif bir nesneyi özellikle seçtim.

Asalarınızı karşıya uzatın. Gözlerini önünüzden ayırmadan 'Accio' diyerek tüyün size gelmesini sağlamalısınız. Elinizden geleni yapın çocuklar. İhtiyacınız olursa büyüyü sizin yerinize başkası yapmayacak. Konsantre olun ve başlayın!

Aklını ve tüm bedenini neredeyse hırs bürümüştü. Bir kaç gün öncesine kadar üzerinden atamadığı tembellik ve yorgunluğu bugün bir çırpıda üzerinden atmayı başarmıştı. Kupayı binasına kazandırmak istiyordu tıpkı diğer öğrenciler gibi. Ancak Gryffindor açık ara farkla öndeydi. Kupayı bu sene onlar alacaklardı. Ama yine de çalışıyordu o. Slytherin'e kazandırdığı puanlar çok bir şey olmasa da uğraşıyordu. Alamayacaklarını bilse de çalışıyordu. Tan yeri çoktan ağarmıştı. Yatakhanede yatağını toplamıştı. Masaya oturmuş gözleriyle takip ettiği o yazı dizisini okuyordu. Kalın kitabın, sararmış sayfalarını parmağını diliyle ıslatarak yavaş yavaş çeviriyordu. Bugün baya bir erken uyanmıştı. Diğer günlere nazaran erkenden çalışmaya başlamıştı. Eksiklerini kapatmaya çalışıyordu. Geri kaldığı dersleri bir şekilde tekrar ediyor ediyordu. Saatler birbirini peş peşe kovaladıkça o da derslerine yoğun bir şekilde asılıyordu. Bazen parşomene küçük notlar alıyordu siyah mürekkebe batırdığı tüylü kalemiyle. Gözlerini, ince bileğini saran saate dikti. On biri kırk geçiyordu. Masanın başından uzun süredir kalkmıyordu. Ödevlere ve derslerin yoğunluğuna kaptırmıştı kendini. Böylesine hızlı akıp geçmişti zaman. On ikiye, yirmi dakika vardı. Bu da demek oluyordu ki derse de yirmi dakika var. Masanın fazla dağılmış olduğunu fark ettiğinde, masa üzerine saçılmış parşomenleri iç içe sararak bir yere koydu. Kitapları birbirleri üzerine istif etti. Hazırlanması da gerekiyordu. Saçlarını taradı o sapı tahta olan tarakla. Omuzlarından beline doğru başak misali uzanan saçlarını toplamadan bıraktı. İpek yumuşaklığındaydı. Çantasına Tılsım dersi kitabını bir iki sayfa parşomen attı. Slytherin cübbesini giydi. Çantasını da omzundan geçirerek yatakhaneden ayrıldı.

Sınıfa girdi. Profesör masasında oturuyor ve öğrencilerin gelmesini bekliyordu. Sınıfta bir kaç öğrenci vardı. Her binadan bir kaç öğrenci.. Oturacağı sıraya adım alırken profesörün masasının yanından geçti. Nezaketen "Günaydın profesör Sandeaux." dedi olabildiğince içten gülümseyerek.. Bu genç ve tecrübeli güzel bayanı severdi Isadora. Ona yakınlık gösteren profesörlerdendi. Karakter olarak da örnek alırdı onu. Aynı yakınlığı profesöre göstermeye çalışırdı. Sırasına geçip oturdu. Çantasını sıranın aldına koydu. Sınıf dolmuştu. Neredeyse tüm öğrenciler var gibiydi. Profesör derse geçti.

"Dışarıda karanlık böyle hüküm sürerken, sizin tek yaptığınız şimdiki gibi gevezelik olursa, sonunuz erken olur çocuklar! Konuşmaya olan bu gayretinizi derslerinize saklasanız çok iyi edersiniz! Vakit kaybetmeden dersime başlamak istiyorum.Bugün 'Çağırma Tılsımı' olarak bildiğiniz Accio'yu öğreneceksiniz. Bu büyünün ileride çok işinize yarayacağını garanti edebilirim. Şimdi yanıma gelin. Yan yana sıraya geçin. Evet, aynen böyle. Aranızda üçer adımlık mesafeler olmalı. Pekala, karşı duvarın önünde havada duran tüyleri hepiniz görmüşsünüzdür. Başlangıç olarak tüy gibi hafif bir nesneyi özellikle seçtim. Asalarınızı karşıya uzatın. Gözlerini önünüzden ayırmadan 'Accio' diyerek tüyün size gelmesini sağlamalısınız. Elinizden geleni yapın çocuklar. İhtiyacınız olursa büyüyü sizin yerinize başkası yapmayacak. Konsantre olun ve başlayın!" diyen profesörün sözlerini düşündü. Şimdi ne işine yarayabilirdi ki? Isadora sırıtırak anca ayak işlerinden kullanacağı bir büyü olabileceğini düşündü. Büyüyü uygulamak için cübbesinden asasını çıkardı. Profesörün dediği gibi öğrencilerle yan yana geçti. Asasını karşıda duran beyaz tüye yöneltti. Tereddüt etmeden büyülü sözü söyledi. " Accio." Birden, hatta tüyün geldiğini görmeden elinde buldu. Profesöre dönerek tüyü gösterdi. Yüzündeki gülümsemeyi düşürmeden sırasına geçti. Sıradaki diğer öğrencileri izlemeye koyuldu. Onları izlerken acaba mezun olduktan sonra Tılsım profesörü mü olsam diye düşünmeden edemedi.

_____________________

DEĞERLENDİRME
Renklendirme; 10/10
Betimleme; 8/10
Uzunluk; 9/10
Noktalama ve yazım yanlışları; 9/10
Akıcılık ve İçerik; 8/10

Puanınız; 44!
Profesör bakmadığından, yönetim tarafından değerlendirilmiştir.