Whisper of Death RPG
Sitemize hoş geldiniz.
Lütfen giriş yapınız ya da üye olunuz.

WoD Yönetimi.
Whisper of Death RPG
Sitemize hoş geldiniz.
Lütfen giriş yapınız ya da üye olunuz.

WoD Yönetimi.
Whisper of Death RPG
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaKapıLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Elizabeth N. Morgan

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Elizabeth Nomad Morgan




Mesaj Sayısı : 2
Kayıt tarihi : 10/06/12

Özel
Rp Puanı:
Elizabeth N. Morgan Left_bar_bleue64/100Elizabeth N. Morgan Empty_bar_bleue  (64/100)

Elizabeth N. Morgan Empty
MesajKonu: Elizabeth N. Morgan   Elizabeth N. Morgan Icon_minitimePaz Haz. 10, 2012 11:24 am

Küçük kız sanki bulutların üzerinde süzülürcesine piano çalmaya devam ediyordu. Bembeyaz tuşlara her dokunuşunda upuzun parmakları hafifçe bükülüyor, sonra zarif hareketlerle bir sonraki tuşa kayıyordu. Vurgulu yerlerde o zarif parmaklar bulutların büyüsünden çıkıp fırtınaya karışıyor, giderek daha da güçleniyordu. Kızın upuzun siyah saçları mükemmel bir örgüyle sağ omzundan aşağıya bırakılmıştı. En doğal halinde bile sürmeli olan gözleri,rimelli kirpikleri vardı. Dudakları hiçbir ruj tonunun olamayacağı kadar canlı ve parlaktı. Bembeyaz ve çilli yüzünde minik çiller vardı. İncecik melek kanatlarına benzeyen kaşlarının altında altını bile utandıracak kadar parlak gözleri vardı. Göz rengi çok ta önem arz etmiyordu çünkü onunla konuşan biri göz bebeklerinin esir gücünden kurtulup göz rengine dikkat edemiyordu. Sonsuza kadar sürecekmiş gibi olan şarkısı sessiz ve zayıf notalarla sonlandı. Parmaklarını büyük pianonun üzerinden kaldırdı ve yavaşça ayağa kalktı. Hayalet gibi süzülürcesine büyük şatonun kapısından dışarı adım attı. Serin rüzgar tüm vücudunu sararken
derin bir nefes aldı. Çıplak ayakları nemli çimlerin üzerinde yeni doğmuşcasına adımlarını sürdürdü. Biraz sonra sonsuza kadar uzanıyormuş gibi gözüken göl belirmeye başladı. En güzel mavi tonundaydı, dupduru ve tertemizdi. Gölün yanındaki upuzun çam ağacının altına oturdu. Ellerini baş hizasında birleştirdi ve tanrısına dua etmeye başladı. ''Bütün evrenin tek tanrısı, sevdiklerimi ve beni sonsuza kadar koru, senden tek dileğim budur. Bu kısa süreli hayatta merhametini sonuna kadar koru ve hep yanımızda ol...'' duasını bitirdi, ve yukarı çıkıp yatağına yattı, yarın büyük bir gündü.
Karanlıkta çapaklanmış gözlerini yavaşça araladı. Baykuşundan onu kibarca uyandırmasını istemişti fakat el kadar hayvandan tüm yatakhaneyi uyandıracak kadar ses çıkıyordu.
-Sus Sybille, sus!
Nihayet Sybille sustuktan sonra üzerine kırmızı bir kazak ve kot pantolon geçirdi. Sonunda söylenmeye başladı. Kim bu saate sıcak yatağında uyumak isterdi ki? Aklı olan herkes Yasak Orman’ın derinliklerinde tehlike aramak isterdi. O da bu akıllılardan biriydi. Saçlarını arkadan gevşek bir topuz yaptı ve yüzünü yıkadı. Artık gitmeye hazırdı.
Belki zamanı böyle durdurabilecekmiş gibi merdivenlerden yavaş çekimde indi. Slytherin Ortak Salonu’nun kapısından içeri girince onu gördü. Şöminenin karşısındaki koltukta oturmuş uyukluyordu. Elinde olmadan adımlarını hızlandırıp çocuğun en uzağındaki koltuğa geçti ve uyandırmadan onu izlemeye başladı. Kahverengi saçları yerçekimine karşı gelen güzellikte geriye doğru bir şekilde taranmıştı. Göz kapakları kapalıyken bile onu kendinden geçiren zümrüt yeşili gözlerin gücünü hissedebiliyordu. Gülmekten ağız ve göz kenarlarında oluşan çizgiler her zamanki yerindeydi.
Bir iki dakika sonra kız neredeyse kendinden geçecekten saat on ikiyi vurdu ve çocuk silkinerek uyandı. Yavaşça gerindi ve kıza baktı.
-Buluşmak için en iyi saat sayılmaz ha? Dedi ve gülümsedi. Ne yapacağını şaşıran kız mahcup bir tavırla:
-Üzgünüm, hepsi benim hatam.
-Sorun değil, haydi gel Ricimar’ı bekletmek istemeyiz.
İç çeken kız çocuğun arkasından yola koyuldu. Havanın soğuk olması yetmezmiş gibi tablolar uyanıp söylenmeye başlamışlardı.
Ricimar, çayını ısıtmış kulübesinde radyosundan muggleların maçını dinliyordu. Doğrusu bu Ronaldo kimse topu kimseye kaptırmıyordu. Tam Ronaldo sayı yapacakken kapı çalındı. Söylenerek ayağa kalktı ve gecesini mahveden çocuklara ‘’Geliyorum hergeleler! ‘’ diye bağırdı. Kapıyı açtı çocukların yüzüne bakmadan pencerenin kenarındaki gaz lambasını aldı ve hızlı adımlarla Yasak Orman’a doğru ilerledi.
Kız hiç belli etmek istemese de deli gibi korkuyordu. Geceden bile daha karanlık olan Yasak Orman günün hiçbir saati tekin değildi. ‘’ En azından yanımda o var. ‘’ diye düşündü ve kendini rahatlatmaya çalıştı. Onlar yavaş yavaş ağaçların içine çekilirken göz ucuyla çocuğa baktı. Yüzünde hiç duygu kırıntısı yoktu. Ne düşündüğünü merak etti.
Ne kadar çabuk biterse o kadar mutlu olacak olan Ricimar adımlarını daha da hızlandırdı ve hep III. Sınıfların çığlık çığlığa kaçışmasına neden olan hikayeleri anlattığı odunlarla dolu meydana doğru ilerledi. İki dakika sonra meydana gelmişlerdi. Çocuklara homurdanarak oturabilecekleri iki tane odun verdi. Korkak hareketlerle yerlerine oturan çocuklara tam denizde alabora olan gizemli geminin hikayesini anlatacakken sarışın kızın tir tir titrediğini fark etti. Aslında umrumda değildi ama bu kız hasta olursa Slytherin’in başkanından bir ton laf yiyeceğine emindi.
-Siz burada durun, battaniye alıp gelirim. Eğer yerinizden kalkarsanız, ölürsünüz dedi ve bu sefer daha da hızlı adımlarla kulübesine doğru ilerledi.
Yalnız kaldıkları için korkan ama battaniye konusunda rahatlayan hız yine çocuğa baktı, bir şeye dikkat kesilmiş gibiydi, kaşları çatıktı ve normalde hiç bunu yapmazdı. Çekinerek çocuğa sordu:
-Bir şey mi oldu?
Dikkatini zar zor kıza çeviren çocuk hızlıca cevapladı:
-Galiba bir çeşit hayvan gördüm der demez kesik bir uluma duydular. Bu büyük ihtimalle aç bir kurt adamdı ve sesi hiç uzaktan gelmiyordu. Kız tam çığlık atarken çocuk ne desin?
-Hadi gel, buraya bir daha hiç gelemeyebiliriz ve bu sesin neden geldiğini anlamadan gitmem dedi ve oturduğu yerden kalktı. Çocuğun ne kadar cesur olduğunu düşünen kız birden kendine geldi:
-Saçmalama nereye gidiyorsun? Dedi ama çocuk çoktan yola koyulmuştu bile. Bir süre ne yapacağına kadar veremeyen kız sonunda çocuğun peşinden gitmeye karar verdi. Ayağa kalktı ve çocuğun gittiği tarafa yöneldi ama çocuk ortalarda yoktu. Endişelenmeye başlamıştı.
-Neredesin? Diye bağırdı ama ses yoktu. Bir kere daha bağırdı. Sonra çalılığın orda bir hışırtı duydu ve hızla oraya döndü. Tam arkasında bir çığlık geldi ve ne yaptığını bilmeyen kız bu seferde oraya döndü. Ormanın içinde bir karaltı kıza doğru yaklaşıyordu. İnsan olamazdı, insan olmak için çok büyüktü. Yavaş yavaş kız bunun bir at adam olduğunu anladı, bedeni bembeyaz bir ata aitti. Yüzü ise bir Asyalıyı anımsatıyordu. Uzun saçları ne tesadüf ki at kuyruğuydu. Çekik gözleri ve koyu bir teni vardı. Bu Asyalı at adam elinde çocuğu tutuyordu. Bir elini boynuna dolamıştı zaten bu bile çocuğun ayaklarını havalandırmaya yetmişti. Ellerini at adamın ellinin üstüne dolamış nefes almaya, bir yandan da kurtulmaya çalışıyordu. At adam gür bir sesle konuştu:
-Anlaşmayı bozdunuz, büyücülere yasak alana girdiniz, sizi cezalandıracağız! Dedi.
Nutku tutulan kız bir süre konuşamadı ve zavallı çocuğu izledi, bir şey yapmak zorundaydı, at adam kızmaya başlamıştı.
-Şey, saygı değer at.. bey evet, saygı değer at bey bunu arkadaşımı yere bıraktıktan sonra konuşabilir miyiz? Zira çocuk mosmor oldu.
Bu kadar rahat ve alaycı konuşabilmesi onu bile şaşırmıştı. Kafası karışan at adam önce biraz tereddüt etti, sonra çocuğu bıraktı ve:
-Siz büyücüler hep aynı küstahlıkta konuşuyorsunuz. Bana neden burada olduğunuzu açıklayabilir misin, kız?
Korkudan titreyen kız kuruyan dili için yutkundu ve sonra konuştu:
-Biz cezalandırıldık. Hogwarts’tan geliyoruz. Doğrusu ilginç şeyler görmeyi bekliyorduk ama öğretmenimiz sizin kadar asil biriyle karşılaşacağımızdan bahsetmemişti.
Büyük Annemin kraliyet dersleri, diye düşündü kız. İlk kez işine yaramışlardı. Bu sözlerinin at adamın hoşuna gittiği belliydi. Çocuğun boynunu tutan elini biraz gevşetti.
-Müdürünüz sizi buraya yalnız ve savunmasız mı gönderdi ?
Kız hızlıydı bu durumu da nasıl kurtaracağını biliyordu.
-Hayır efendim kıt beyinli bekçimizle geldik. O battaniye almaya gitti. İyi de oldu. Yoksa sizinle asla karşılamazdık.
At adam düşünceli düşünceli kıza baktı ve sonra konuştu:
-Üzgünüm, bir büyücüye göre çok kibarsın ama bu bize yaptığınız muameleyi değiştirmez dedi ve ondan yavaş yavaş uzaklaşmaya çalışan çocuğa doğru hamle yaptı.
Bu kızın harekete geçmesi için yeterliydi. Kotunun arka cebindeki asaya uzandı ve at adama nişan aldı.
-Stupefy!
At adam anında bayıldı. Bunu fırsat bile çocuk kıza doğru koştu ve elini yakaladı. Büyünün etkisi diğer at adamları uyandırmaya yetmişti, ayak seslerini duyabiliyorlardı. Kızın elini bırakmadan koşan çocuk, ve az önce ne olduğunu anlamayan kız sonunda seslerin duyulmayacağı kadar uzaklaşmışlardı. Biraz yavaşladılar. İkisi de konuşamıyordu. Birkaç metre sonra Ricimar’ın gaz lambasının ışığını gördüler ve yine hızlandılar.
Ona doğru koşarak gelen çocukları gören Ricimar içinden güldü. Burası bir tek onu korkutmuyordu demek ki.
Kız Ricimar’ı gördüğü için rahatlamıştı. Ona hızlıca olanları anlattı. İnanmış gibi görünen Ricimar bunu Müdüre bildireceğini söyledi bir de kızın hayatında duymadığı küfürler etti. Sonunda Hogwarts arazisine girmişlerdi. Onları kapıya kadar bırakan Ricimar söylene söylene gitmişti. Yatakhanelerin ayrıldığı yere kadar hiç konuşmadılar. Kız tam kapıdan içeri girecekken çocuk ona seslendi:
-Hey!
Evet? Dedi kız, sesinin titrememesi onu sevindirmişti.
-Yaptığın, bu çok cesurcaydı, ben teşekkür ederim.
Kız zaten şoktaydı, çocuğa aptal bir gülümseme yolladı ve koşarak merdivenlerden çıktı. Orda öylece kalan çocuk yüzünde şaşkın bir gülümsemeyle yatmaya gitti. Uzun bir gün olmuştu, yarın olacaklar ise muammaydı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alyssha Cassidy Malfoy
Slytherin VII. Sınıf Öğrencisi | Bina Başkanı
Slytherin VII. Sınıf Öğrencisi | Bina Başkanı
Alyssha Cassidy Malfoy


Lakap : Aly, Cass
Rp Sevgilisi : Xavier Shane Raymond.
Mesaj Sayısı : 827
Kayıt tarihi : 01/11/09

Özel
Rp Puanı:
Elizabeth N. Morgan Left_bar_bleue100/100Elizabeth N. Morgan Empty_bar_bleue  (100/100)

Elizabeth N. Morgan Empty
MesajKonu: Geri: Elizabeth N. Morgan   Elizabeth N. Morgan Icon_minitimeCuma Haz. 15, 2012 1:50 am

# Betimleme: 18/30
# Akıcılık: 5/10
# Yazım Kurallarına Uyum: 6/10
# Sayfa Düzeni: 5/10
# Renklendirme: 2/5
# Kurgu: 18/25
# Uzunluk: 10/10

Puanınız; 64!
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Elizabeth N. Morgan
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Elizabeth.
» Elizabeth Black ve Patronus
» Elizabeth May Warner
» Elizabeth May Warner
» Elizabeth M'éxter

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Whisper of Death RPG :: Karakter İşlem ve İstek Geçmişi-
Buraya geçin: