Whisper of Death RPG
Sitemize hoş geldiniz.
Lütfen giriş yapınız ya da üye olunuz.

WoD Yönetimi.
Whisper of Death RPG
Sitemize hoş geldiniz.
Lütfen giriş yapınız ya da üye olunuz.

WoD Yönetimi.
Whisper of Death RPG
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaKapıLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Açıklama

Aşağa gitmek 
+14
Dean Storm
Hermione Granger
Blair Waldorf
Patricia Lupin
Chelsea Macnair
Noa van Brunt
Lucy Anderson
Nicole Andromeda Grace
Jacqueline Jasmyne
Dimitri Aldrich Potter
Diana Myrcella Elysium
Rudolphus James Viktor
Lily Malfoy
Anna Lizzie Malfoy
18 posters
Sayfaya git : Önceki  1, 2, 3  Sonraki
YazarMesaj
Anna Lizzie Malfoy
Hogwarts Müdiresi | KSKS Profesörü
Hogwarts Müdiresi | KSKS Profesörü
Anna Lizzie Malfoy


Lakap : Liz, Ann.
Rp Sevgilisi : Henry McCourt bitchi.
Mesaj Sayısı : 1529
Kayıt tarihi : 16/08/09

Özel
Rp Puanı:
Açıklama - Sayfa 2 Left_bar_bleue100/100Açıklama - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (100/100)

Açıklama - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Açıklama   Açıklama - Sayfa 2 Icon_minitimeC.tesi Kas. 07, 2009 8:32 am

Yazarsın canım merak etme..Oda zamanla olur Smile
Yazdıkça bir bakıyorsun ilk rplerine nerden nereye gelmişim diyorsun ister istemez. Happy
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Lucy Anderson

Lucy Anderson


Lakap : Lucy
Rp Sevgilisi : Yok
Mesaj Sayısı : 29
Kayıt tarihi : 10/11/09

Özel
Rp Puanı:
Açıklama - Sayfa 2 Left_bar_bleue75/100Açıklama - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (75/100)

Açıklama - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Açıklama   Açıklama - Sayfa 2 Icon_minitimeSalı Kas. 10, 2009 7:24 am

İlk Rp'm=>Eğer Kötü olursa Özür Dilerim.

Sabah kalkığımda yine tek başıma uyandım. Bu yanlızlık beni öldürecekti. Sabah kahvaltımı yaparken baykuşum geldi. Masaya bir mektup bıraktı. Mektubu açtım ve okumaya başladım. Mektupta Hogwarts'da Profesor olmam rica ediliyordu. Özellikle Biçim Değiştirme Profesörü olmam rica edeliyordu. Bu mektup beni yalnızlıktan kurtaracak gibi görünüyordu. Hemen çalışma odama gidip mektubumu yazmaya başladım.

Sevgili Dumbledore;
Davetinizi kabul etmekten sevinç duyarım. En kısa sürede sizinle irtibata geçeceğim.
Sevgiler Lucy Anderson


Bakuşumu sevdim. Onu kafese koyup fındık verdim. Bu onun en sevdiği yiyecekti. Baykuşuma ben hep " Lover" derdim çünkü hep diğer bayan baykuşlarla yolculuk ederdi. Artık bir Ölpüm Yiyen olabilirdim. Yıllar önce Voldemort'a sadık birhizmetkar olmak için ona gitmiştim fakat benim Hogwarts'la bir alakam olmadığı için beni bir Ölüm Yiyen yapmamıştı. Artık onun bir sadık hizmetkarı olabilirdim. Belatrix'e bir mektup yazarak olanları anlattım. Onun da Karanlık Lord'un da mutlu olacağından emindim.
Ertesi gün Belatrix cevabını vermiş beni bir yere davet etmişti. Bende oraya cisimlenerek gittim. Belatrix'e olanları kendim anlattım. Yüzüne bir gülümseme yayıldı. Tabiki de Hogwarts'a sızmak için bana ihtiyaçları vardı.
Nagini'yi gördüğümde bir Aslan gibiydi onun neye benzeteceğimi şaşırdım. Kaplan gibi bir derisi ve aslan gibi bir vücudu vardı. Karanlık Lord benigördüğüne sevindi ve onada olayları anlattıktan sonra bir Ölüm Yiyendim.



NOT=Özür Dilerim Bu Benim İlk Rp Olduğu İçin 50 Rp Puanın üstünde beklemiyorum.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.twilight-saga-rpg.yetkin-forum.com
Noa van Brunt
Büyücü/Cadı
Büyücü/Cadı
Noa van Brunt


Rp Sevgilisi : VASİLE EVLENELİM Mİ
Mesaj Sayısı : 107
Kayıt tarihi : 11/11/09

Özel
Rp Puanı:
Açıklama - Sayfa 2 Left_bar_bleue99/100Açıklama - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (99/100)

Açıklama - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Açıklama   Açıklama - Sayfa 2 Icon_minitimeÇarş. Kas. 11, 2009 3:48 am

Not:Fic'imden bir parça..Harry'le Pansy sevgili.

Pansy’nin ağzından..

Ne her tarafımın kanlar içerisinde olduğunu nede neredeyse tutmayan ayaklarımı umursayacak halde değildim..
Onların ne önemi vardıki?
Anladımki herşey boşmuş bu dünyada.
Yaşadığımız acılar birer hiçmiş..Bir de kendimizi dertli sanırdık değil mi?Şunun bunun için kendimizi yırtardık.Üzülürdük herşeye.
Meğer hepsi yalanmış.
Mutlu olmayı bilememişiz biz.Önümüzdekileri göremeden daha iyisini aramışız.
Anna’yla kapıştığım günler, saatlerce alışverişlerim ,profesörler ,ailem..Hiç biri umurumda değil şuanda.
Tek düşünebildiğim şey hayatımın anlamı.
Ancak farkına varabiliyorum bunun..Bunca yıl boşuna yaşamışım gibi.Harry’e aşık olana kadar yaşadıklarım bir oyun.Sadece bir oyun gibi..
Harry’e nasıl aşık oldum bilemiyorum.Kimi zaman hayatımın hatası gibi gelsede hayatımda başıma gelen en güzel şey o.
Şu iğrenç ve pisliklerle dolu hayattan kurtulma şansı verdi bana.
Herşeye yeniden başlama fırsatı..
Dahada önemlisi beni gerçekten sevdi.Bunu biliyorum.
O kısaca beni bana verdi..Herşeyiyle.
Ben onsuz yaşayamam ki?Bu nasıl olabilir.
O benim hayatım..Aşkım ve herşeyim.Benim dünyam Harry.
Ve şuanda Lord’un yanında..Kim bilir neler yapıyorlar ona.
Bense burada saatlerdir koşturuyorum.Sadece Harry’i bulabilmek için.
Onun sesini bir kere daha duyabilmek,yüzünü okşamak..Herşey uzak bir hayal gibi şimdi.
Ama yakın olmalı ve ben buna izin vermemeliyim..Vermeyeceğim!
Arthur Weasley’i görebilmek için arkama döndüğümde görebildiğim tek şey zivifiri karanlık oldu..Saat belkide on ikiye geliyordu.Birşeyler yapmalıydım.Onlar burada yalnız kalamazlardı.
Elimle asamı yokladım ve sesim uzun dar sokakta çınladı.
“Lumos!”
Etraf aydınlandığında ise gördüğüm bana ürkerek bakan kedilerden başka birşey olmadı.Arkamdakiler sanki ortadan kaybolmuşlardı..
Ve ben burada Harry’e giden yolda artık tek başımaydım.

Yazarın Ağzından:

Pansy telaşla etrafına bakındı.Weasley’lerden ayrılalı neredeyse yarım saat olmuştu fakat genç kız bunu anca farkediyordu.
Korkusu gecenin içinde dağılırken derin bir nefes aldı ve yeniden koşturmaya devam etti.Belkide günlerdir ne yaptığını bilmiyordu fakat şuan da kesinlikle emindi.
Karanlık bodrum’a gidecekti ve Harry’i kurtaracaktı.Bu hayatına mal olsa bile umurunda değildi.
Bir kez daha uzun dar sokakların arasından sağa saptı.Doğru yolda olup olmadığından emin değildi.Sadece iç güdülerine güveniyordu.Belki de Harry’i kaybetmişti şimdiye..Geç kalmıştı her şey için.Boğazından bir haykırış yükseldi Pansy’nin
“HAYIRRRRRRRRRRR!”
____________________

Harry’nin Ağzından:

Hiçbirşey umurumda değildi.Neden olsunki?
İşte az kaldı..Birazdan öleceğim.Lord beni öldürecek.
Belkide düşlediğim son bu değil.Ama yaşayacağım son olacağı kesin.
Düşünüyorum da belkide böylesi daha iyi.En azından Pansy için.
Artık başında onu tehlikeye sürüklüyen bir Harry olmayacak..Mutsuz olup ağlamayacak.
Yüzü güldükten sonra ben ölmüşüm ne farkederki?
Babasının istediği gibi Draco’yla evlenir.Mutlu olurlar..Benim veremeyeceklerimi verebilir Draco ona.
Bundan sonra yanlış kararları vermez Pansy’de.Benimle olmak gibi..
Canım acıyor evet.Az sonra ebediyen bu acıdan kurtulacağım..
Ama ya kurtulamazsam?
Ya bir kez daha Lord’u yenebilirsem?
O zaman ne olacak?
Her şeye kaldığımız yerden mi devam edeceğiz?
Bulabilecek miyim Pansy’i?
Yeniden sarabilecek miyim kollarımda?
Saçmalıyorum.
Öyle olsa bile hiçbirşey eskisi gibi olmaz..Lord’u yensemde bunca karanlık kişinin arasından tek başıma nasıl çıkabilirimki!
Biri öldürmese diğeri öldürür..
Tıpkı Dumbledore’u ,Sirius’u öldürdükleri gibi..
Peki ya Pansy gelirse beni kurtarmaya?
Yine uçuyorum hayal alemine..
Pansy nasıl gelebilirki?O kaçırıldı!Belkide şuanda oda ölü.
Ah hayır bu olamaz!Olamaz olamaz OLAMAZ!
Pansy’nin kurtulup kurtulmadığını bilmeden ölemem.Yapamam bunu.
Ona kötü şeyler olurken ben burada böylece nasıl durabiliyorum?
İçimden gelen yakıcı güç dalgasıyla ellerimi beni bağladıkları duvara vurdum.Ama hiçbir fayda etmedi.
Gözlerim bağlı mıydı emin değildim.Tek gördüğüm şey karanlıktı..Açık olsada kapalı olsada.Belkide bir lumos ..
Tabikide!
Asam, asam neredeydi?
Korku içerisinde ellerimin gidebildiği yerleri yokladım.Ne asam vardı nede bir başka cisim.Sadece tozlu yer..
İçimden gelen bir dürtüyle bir çığlık attım.
İşte bu sırada içerisi birden aydınlandı.

Yazarın Ağzından:

Lord bodruma doğru yavaş ama sinsi adımlarla ilerlerken bir yanda Pansy’nin babasına emirler yağdırıyordu.
“Gittiğimde onu çözeceksiniz.”
“Ama efendim-”
“İtiraz istemiyorum.”
“Bu çok tehlikeli efendim.”
“Ben sana ne diyorsam onu yapacaksın!”
Adam kolunun yandığını hissettiğinde acı içerisinde inledi ve kafasını salladı.
“Elbette efendim.”
Bay Parkinson kolunu sıkı sıkı tutarken Lucius Malfoy arkalarından hızlıca gelip yanlarında yürümeye başlamıştı.
“Efendim.”
“Ne var Lucius.”
“Beni bağışlayın ama-”
“Kısa kes.”
“Asasını verecek misiniz?”
“Sizin aklınız yerinde mi!”
“Kusura bakmayın efendim.”
“Ben yüce lordum!Savunmasız bir melezle savaşacak kadar alçalır mıyım hiç!”
“Ama efendim o Harry Potter.”
“Haddini aşma Lucius.Ona asasını vereceksiniz bitti.”
“Anlaşıldı efendim.”
“Asası hanginizde?”
“Bende efendim.”
Bay Parkinson kıpkırmızı olmuş kolunu bırakmış elinde Harry’nin asasını sallıyordu.
“Onu bana ver.”
“Efendim siz-”
“Beni duydun.”
Adam kafasını sallayarak asayı Lucius’a Lord’a uzatması için verdi.Lucius asaya yaklaşık bir dakika kadar baktıktan sonra korkarak Lord’a uzattı.Lord gülümseyerek eline aldı asayı acı bir çığlıkla yere fırlattı.
Kolları asayı tuttuğu anda ateş almış,kanı çekiliyor gibi olmuştu.Çığlığına engel olamadığı yüzünden Malfoy’la Parkinson korkuyla kendisine döndü.
“Efendim iyimisiniz?”
“Efendim!”
“İyiyim ben.Asayı yerden alın ve çenenizi kapıyın.”
Lucius öne doğru eğilerek asayı eline tiksinerek aldı.Büyük taş kapının önüne geldiklerinde ise durdu.
“Efendim geldik.”
“Tamam şimdi emirlerimi dinleyin..İçeri önce ben gireceğim.Karanlıkta!”
“Efendim bu çok tehlikeli.”
“Tehlike benim adım Lucius.Bunu bilmiyor musun?Şimdi sus ve dinle..Karşıya geçtiğimde Parkinson sen ışığı açacaksın.Lucius sende Harry’i çözüp asasını vereceksin.”
“Ya bir şey yaparsa?”
“Hazırlıklı olacağız..Siz savaşa hiç karışmayacaksınız!”
“Ama!”
“Aması yok.Onu yeneceğimden kuşkunuz mu var yoksa?”
“Elbette yok.”
“O zaman dediğimi yapın.”
“Ama çok tehlikeli efendim.”
“Kapa çeneni!Ve dediğimi yap..Eğer bana bir şey olursa ki böyle bir ihtimal yok.Onu canlı çıkartmayın.”
“Elbette efendim.”
“Şimdi başlıyoruz.”
Voldemort kapıyı hafifçe araladıktan sonra ayaklarını yere vura vura Harry’nin karşısına geçti.Genç adam belki hiç bir şey göremiyor olabilirdi ama Voldemort her şeyi gayet net görebiliyordu..
Birkaç saniye olduğu yerde bekledi ve kapıya doğru işaret verdi.Parkinson’ın sesi odanın kirli duvarlarında yankılandı.
“Lumos!”
Ve her şey aydınlandı..
Harry gözlerini korku içerisinde kıstı ve eliyle kapatmak için hareket etti.Elleri yüzünü örttüğünde şaşkınlıkla gözlerini ovuşturdu.Elleri bağlı değildi..
Gözlerini endişeyle açtığında yanı başında duran Malfoy’u ve elinde salladığı kelepçeleri gördü.Adam pis pis bakarken beyaz suratı iyice kireç gibi olmuştu..
Kendinden ve Lord’undan emin olduğu kadar endişeli bir görüntüsü de vardı.Harry ona tik tik bakmaya devam edince Lucius Harry’nin bacağına bir tekme savurdu.
“Öleceksin seni aşağılık.”
Harry hiç ses çıkartmadan önüne baktığında onu gördü..
İsmi anılmayan kişiyi.
Annesiyle babasını öldürenin ta kendisini!
Lordu, Voldemort’u!
Izdırap dolu bir çığlık attıktan sonra ayağa fırladı.Yarası yanarken içi kan ağlıyordu.Onu görünce anılar tekrar sarmalamaya başlamıştı başını..Voldemort’la daha önce karşılaşmıştı fakat bir sonraki karşılaşmasının tekrar bu kadar zor olacağını hiç düşünmemişti.
Titreyen bacağının ötesinde Lord’unda titrediğini göremesede içinin titrediğini hissedebiliyordu.Fakat ondaki stres niyeydi?Lucius neden kireç gibiydi?
Cevabını çok geçmeden aldı.Malfoy kapıya doğru ilerledi ve Harry’nin asasını yerden Harry’e doğru yuvarladı.Kapıyı ardına kadar kapattığında içeride kapının çınlayan sesi,Harry ve Voldemort’tan başka hiçbirşey kalmamıştı.
_______________________

Pansy her tarafı dökülen, bir parça ışığın bile bulunmadığı şatonun önüne gelince durdu.Kalbi küt küt atarken içine doğan kötü his onu yiyip bitiriyordu.Her geçen saniye alehine işliyordu..
Fakat zafere bir adım daha yakındı artık..
Burasını hatırlıyordu!Doğru yere gelmişti.
Lord onun kolunu işte bu şatoda işaretlemişti.Ne kadar istemesede..
Ve şimdi Harry’i burada öldürecekti.
Hayır öldüremeyecekti.
Pansy hiç bir şeyi düşünmeden doğruca kapıyı iktirdi.Biliyordu bu çok tehlikeliydi.Onlarca belkide yüzlerce Voldemort yandaşı arasında tek başına Harry’i kurtarma olasılığı neredeyse yoktu.Fakat deneyecekti.
Hızlı hızlı mermerleri kararmış,kimi yerlerde parçalanmış koridordan yürüyerek ilerledi.
Çoğu kişi onun ne yaptığını anlayamazdı..Tahmin edebilecekler dışında.
Bodrum yerin üçüncü katındaydı..Orayı geçmek için 3 kişiyi atlatmak zorundaydı.İlk katlar kolay olacaktı..Buna inanıyordu.
En çok korktuğu babası ve Lucius Malfoy’dan başkası değildi.Eğer onları atlatırsa belki en azından Harry’i son bir kere görebilirdi..
Derin bir nefes aldı ve ilerlemeye devam etti.
İlk koridorun sonuna geldiğinde yeni ölüm yiyen olan Jaosca’yı gördü.Genç kız bugün büyük bir görevi üstlendiğinin farkındaydı ve heyecandan tirtir titriyordu.
Karanlıkta kendisine yaklaşan birini gördüğünde korkuyla bağırdı.
“DUR!”
Pansy hiç aldırış etmeden durdu.Sakin gözükmeye çalışarak konuştu.
“Sakin ol.Ben Pansy.”
“Sen?”
“Evet..Sizdenim.Bak.”
Kolundaki işaretten tiksindiğini belli etmemeye çalışarak kızın neredeyse gözünün içine sokuyordu.Kız işareti görünce derin bir nefes aldı.
“Peki nereye gidiyorsun?Bay Parkinson’ın kesin emri var.”
“Ben Pansy PARKİNSON!Görmüyor musun!”
Genç kız yaptığı hatayı anlamış şekilde geriye sendeledi.Pansy’nin bir Parkinson olduğu yeterince açıktı.
“Ama plana göre kimseyi anlamayacaktık.”
“Plan değişti senin haberin yokmu?Harry benim sayemde buraya getirildi.Onu önce ben göreceğim.”
“Ah çok özür dilerim.”
“Şimdi önümden çekilde seni öldürtmüyüm.”
Genç kız bedeninden fışkıran korku dalgasıyla kapının önünden çekildi ve Pansy’e izin verdi.Pansy kapıdan geçtiğinde kapıyı kapattı ve derin bir nefes aldı.Aynı zamanda Pansy kapıyı geçince rahatlama duygusuyla hafifledi.Bu kadar kolay olacağını hiç düşünmemişti..
Gülümseyerek bir sonraki kapıya doğru ilerlemeye başladı.Bu kesinlikle tahmin ettiği kadar kolay olmayacaktı.
Ayak sesleri çınlarken iri yarı adamın bir metre ilerisinde durdu.Adam yeterince güçlü gözüküyordu.Sinirle karşısındakini süzdü.
“Sen kimsin?”
“Pansy..Parkinson Pansy.”
“Parkinsonun kızı?”
“Evet.Sende Clorf’sun değil mi?”
“Evet.Ne işin var burada..Lord’un aşağıda büyük bir işi olduğunu bilmiyormusun?”
“Elbette biliyorum.Benimde önemli bir işim var.Aşağıda olmam lazım.”
“Lord kimseyi istemiyor.”
“Ama bu acil.Bu kızın işaretlenmesi gerekli.”
Pansy duyduğu sesle baştan aşağıya titredi.
“Sen kimsin?” Clorf hiddetli bir şekilde bir genç adama birde yanındaki pelerinin içinde gizli kıza bakarak.
“Malfoy.Draco Malfoy.”
“Lucius’un oğlu..”
“Evet.”
“Birlikte mi geldiniz?”
Pansy Draco’ya anlamsızca bakarken Draco hiçbirşeyi bozmuyordu.
“Elbette.Pansy sevgilim buraya gel.”
Genç kız kararsız kalmış bir şekilde olduğu yerde kalakaldı.Draco ne yapmaya çalışıyordu böyle?
Sevgilim derken ciddi miydi yoksa sadece bir oyunmuydu?
Buradaki niyeti Harry’i kurtarmak olabilir miydi?
Endişeyle Draco’ya baktı.Genç adam ona güven verircesine gülümsüyordu.İster istemez yanına gitti.Neler oluyorsa biran önce olmak zorundaydı.
Draco onun elini tuttuğunda yanındaki kıza daha dikkatli baktı.Pelerin tüm saçlarını örtüyordu.Simsiyaha boyanmış gözleri arasında göz rengi ayırt edilemeyecek haldeydi.
Her kimse Pansy onu tanımıyordu yada tanımadığını sanıyordu.
Adam sinirle ayağını yere vurdu.
“Derdiniz ne?”
“Bu kız iki dakika içerisinde işaretlenmeli.Lord’un özel emri.”
“Buna nasıl emin olabilirim?Lord aşağıda ve çok gizli bir işi varmış.Kimsenin kendisini rahatsız etmesini istemiyor.”
“İşte çok önemli işi bu.İnanmıyorsan kağıda bak.”
Draco bir adım öne çıktığında adam iyice stres olmuştu.Bunu belli etmemeye çalışarak genç adamın uzattığı kağıdı eline aldı ve baktı.
“Ama bu Lord’un yazısı.”
“Sana demiştim.”
“Benn..Buyurun geçin.”
“Çekil önümüzden.”
“Elbette efendim.”
Kapı ardına kadar açıldığında üç genç içeri girdi.
Pansy şaşkınlıkla Draco’ya bakıp bağırmak üzereyken Draco ağzını kapattı.İleriyi göstererek sessiz ol işareti yaptı ve yanındaki kıza döndü.Fısıldayarak:
“Hermione burada kal.”
“Ama Draco.”
“Böyle olmalı.Şşştt.”
“Her-”
Pansy tam bağıracaktıki Draco yeniden engel oldu.Pansy’nin kulağına eğilerek:
“Sessiz ol Pansy.Herşey yolunda.Şimdi koluma gir.”
Pansy olduğu yerde kalınca Hermione araya girdi.
“Ona güven.”
Genç kız istemsizce Draco’nun koluna girdi ve son aşamada olduklarından korkarak yürümeye başladı.Bu kapıyı açtıklarında bodrumdalardı..
Hiç ses çıkartmadan ilerlerken Pansy Harry’nin çığlını duyunca kalakaldı.Koşarak gitmeye çalışsada Draco onu sıkıca kavradı.
“Hayır Pansy.”
“Ama-”
“Şşttt.”
“Kim var orda!”
Lucius koridoru inleterek bağırdı.Draco soğukkanlılığını hiç bozmadan atıldı.
“Benim.”
“Draco?”
“Evet..”
“Yanın-”
“Pansy.”
Bay Parkinson boğazından öksürükle karışık çıkan bir sesle konuştu.
“Pansy!A,Pan-,Merlin!..”
Adam aklı karışmış bir şekilde saçmalarken Pansy araya girdi.
“Benim baba..”
Lucius hemen araya girdi.
“Ama siz?”
Pansy bu noktada söyleyecek hiç bir şeyi olmadığından Draco’nun elini sıktı.Draco hemen atıldı.
“Aslında her şey bir oyundu.Pansy hiç kaçırılmadı,kaçmadıda.Harry’ide sevmedi.”
Bay Parkinson araya girdi.
“Ama-”
Pansy artık yalanlarının ne olduğunu bildiğinden konuşacak cesareti toplamıştı.
“Baba..Herşey yalandı.Ben Draco’yu seviyorum.Amacımız sadece Harry’i tuzağa düşürmekti.Lord için..Sizin haberiniz yoktu.Sadece ben Draco ve Lord. Harry’i gafil avlayıp yakalamaktı tek derdimiz.Ve başarıya ulaştı.”
“İnanamıyorum..İşte benim kızım.”
“Ama neden bize söylemediniz?”
“Siz her şeyi bize söylüyor musunuz?Bu Lord’la bizim aramızdaydı.Ve Lord’un son emri.İçeriye girip Harry’i Pansy’nin öldürmesi.”
Pansy Harry’nin çığlıklarını duyarken sesindeki titremeyi belli etmeden konuşmaya çalıştı.
“Evet.Şimdi izin verin geçeyim.”
“Tabiî ki bende.”
“Fakat Lord bize-”
“Kendi çocuklarınıza inanmıyor musunuz?”
Malfoy’la Parkinson birbirlerine baktılar.Adamlar kafalarını sallayıp kapıdan çekilmek üzerelerdiki Draco durdurdu.
“Fakat asalarınızı bize vermelisiniz.”
“Draco saçmaladın oğlum!”
“Ama babacım.Bizim asalarımız sizinkiler kadar güçlü değil.Bu Lord’umuzun buyruğu.Yoksa ona karşı mı geliyorsunuz?”
“Elbette hayır.”
Adamlar istemeyerekte olsa asalarını çocuklarına uzattılar.Parkinson kapının kilidini açtıktan sonra Pansy doğruca içeri fırladı.

Pansy’nin ağzından..

İçeri atlıyorum birden.
Aklımda sadece Harry.
Ve işte orada görüyorum onu!
Fakat gözlerimi acıyla kapatıp açıyorum.
Karşımdaki tüyler ürpertici manzara karşısında.
Görmek istemiyorum bunları..
Ama kaçamıyorum.
Ne yaparsam yapayım tüm hayatım buna bağlı artık.
Buraya kadar sadece Harry için geldim.
Hiçbir şeyi düşünmeden..
Tek amacım Harry kurtarmaktı.
Ama düşünmedim ki onu kurtarırsam mutlu olabilir miyim?
Herkesi, her şeyi karşıma alabilir miyim?
İşte gerçek karar bu sanırım.
Hayatımın kararı.
Titreyerek Harry’e bakıyorum.
Her tarafı kan içerisinde yerde öylece yatıyor..
Lord ise karşısında acıyla inliyor.
Bense bakıyorum aval aval.
Ve biri bağırıyor arkamdan
“Pansy buraya gel!”
Draco’da anlamış olmalı her şeyi..
Ama aldırmıyorum ve sadece omuz silkiyorum.
İlerliyorum yanlarına
Lord gülümsüyor ve ağzından kelimeler dökülüyor
“Bitir şu işi.”
Asasını bana doğru uzatıyor.
Biliyorum eğer alırda Harry’i öldürürsem geleceğin Lady’si ben olacağım..
Karanlık Lady’si.
Ömür boyu bolluk içerisinde yaşayacağım.
Şaşkınlıkla Harry’e bakıyorum.
O ise bana dolu dolu gözlerle bakıyor
Acı ve aşkla..
Birden oda konuşuyor.
“Öldür beni Pansy.Yeterki sen kurtul.”
İşte kararımı veriyorum.
Yavaşça Lord’a yaklaşıp asasını kapıyorum.
Ve tekrar Harry’ dönüyorum.
Gözümden bir damla yaş akıyor..
Kelimeler ağzımdan zorla çıkıyor.
“Seni seviyorum..Herşey için özür dilerim.”
Bu sırada Lord’un sesini duyuyorum.
Çınlıyor kulaklarımda..
“Öldür onu Pansy!”
Harry’ninde gözünden bir damla yaş akıyor.
“Öldür beni!Bilki, şunu bilki bende seni seviyorum!”
Asayı sıkıca kavrıyorum.
Ağzımdan kelimeler uçuyor sanki..
“Evet öldüreceğim.”
Harry gözlerini kapatıyor ve fısıldıyor.
“Sakın üzülme benim için..Buna mecbursun sevgilim.”
Bu sırada babamın hareketlendiğini hissediyorum
Bir bakıyorumki Hermione babamı
Draco Lucius’u tutuyor..
Kimin umrunda.
Kafamı sallıyorum ve hızla arkamı dönüyorum.
“Ama seni!”
Lord’a bakıyorum kötü kötü.
Yüzümde bir gülümseme var..
Lord ise şaşkın şaşkın duruyor öylece.
Harry birden bağırıyor.
“Sakın yapma Pansy.YAPMA!”
Kafamı sallıyorum ve ağzımdan kelimeler dökülüyor.
“Neden?”
Tekrar Lord’a kafamı çeviriyorum.
Gözümden akan bir damla yaşı ona gösteriyorum..
“Benden hayatımı çaldın aşağılık!”
Diyorum tüm gücümle
O ise gülüyor.
“Beni öldüremezsin..Eğer ben ölürsem.Sende ölürsün!”
Anlamamış bir şekilde bakıyorum o ise zor kaldırdığı eliyle kolumu gösteriyor.
İşaret.
İçimi çekiyorum ve bir kez daha Harry’e bakıyorum.
“Beni öldür Pansy!Yap hadi şunu!”
Düşüncelere dalıyorum..
Ya Harry yada kendim.
Ben değil miydim Harry için canımı veririm diyen?
İşte VERECEĞİM.
Aşkım için vereceğim..
Ağzımdan veda kelimeleri dökülüyor..
“Beni affet Harry.Herşey için.”
“Gitme Pansy hayır!Beni bırakma..”
Düğümleniyor boğazım.
Zorlukla konuşuyorum.
“Sil baştan başlamak gerek bazen
Hayatı sıfırlamak.
Sil baştan sevmek gerek bazen.
Her şeyi unutmak.. (**)
Unut beni sevgilim.
Unut ve hayatımı yaşa.
Sadece seni çok sevdiğimi hatırla..”
Gözyaşlarımı silme gereği duymuyorum ilk kez
Hıçkırıklarımıda saklamıyorum..
Harry’nin haykırışlarını dinlemeden Lord’a dönüyorum.
“Oyun bitti Voldemort” diyorum.
Son kez.
Göz yaşlarımı kalbime gömüyorum ve son kelimelerimi söylüyorum.
“Avada Kedavra.”
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Anna Lizzie Malfoy
Hogwarts Müdiresi | KSKS Profesörü
Hogwarts Müdiresi | KSKS Profesörü
Anna Lizzie Malfoy


Lakap : Liz, Ann.
Rp Sevgilisi : Henry McCourt bitchi.
Mesaj Sayısı : 1529
Kayıt tarihi : 16/08/09

Özel
Rp Puanı:
Açıklama - Sayfa 2 Left_bar_bleue100/100Açıklama - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (100/100)

Açıklama - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Açıklama   Açıklama - Sayfa 2 Icon_minitimeÇarş. Kas. 11, 2009 4:00 am

Lucy --> Kendini biraz daha geliştirmelisin.Çok kısaydı.Ayrıca yazım hataların vardı..İlk rp'nse güzel.Fakat çok çok daha güzelleri olabilir.Bu yüzden pek beğendiğimi söyleyemeyeceğim.
Puanın: 40

Jimena --> Fırsat bulursam ficinin tamamını okumak isterim.Tek kelimeyle mükemmeldi.Ayrıca mor en sevdiğim renktir. Wink
Puanın: 99
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Chelsea Macnair

Chelsea Macnair


Lakap : Chels
Mesaj Sayısı : 38
Kayıt tarihi : 09/11/09

Özel
Rp Puanı:
Açıklama - Sayfa 2 Left_bar_bleue85/100Açıklama - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (85/100)

Açıklama - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Açıklama   Açıklama - Sayfa 2 Icon_minitimePerş. Kas. 12, 2009 6:10 am

Güneş ufuktan yeni doğuyordu. Lolita, sabahın ilk ışıklarıyla
uyanmıştı. Yanında biricik eşi Daniel uyuyordu. Ona büyük bir sevgiyle
baktı ve yanağından bir öpücük kondurdu. Uyanması lazımdı Daniel'in.
İşine geç kalacaktı yoksa.

Daniel zorda olsa gözünü açabilmişti. İçten bir gülümseyle Lolita'ya baktı ve:
"Günaydın bir tanem." dedi. Lolita bu söze bir gülümsemeyle karşılık verdi.

Daniel hazırlanmış ve uçan arabasına binmişti. Lolita'da her zamanki
gibi kahvaltı yaparken bir yandan da ne iş yapsam diye düşünüyordu.
Birden aklına bir fikir geldi:
"İşte bu! Hogwarts'da profesörlük yapabilirim." diye bağırdı. Kedisi Queen bile ürkmüştü.

Lolita hemen hazırlanıp, yola çıktı. Sonunda eski okulu Hogwarts'a
gelmişti. Bu okulda dersleri çok iyiydi. Bütün profesörler Loli'yi çok
severdi. Özellikle de Uçuş profesörü çok severdi.

Lolita eski günleri düşünürken birden çok sevdiği bir sesi duydu. Bu
ses çok sevdiği bir insanın sesiydi. Bu ses Hogwarts Cadılık ve
Büyücülük Okulu Müdüresi Profesör Minerva McGonagall'ın sesiydi. Lord Voldemort için çalışan
acımasız Ölüm Yiyenler tarafından öldürülen Albus Dumbledore'dan sonra
Profesör McGonagall okulun müdüresi olmuştu. Hemen içeri girdi ve Prof.
McGonagall'ın yanına doğru yürüdü.

"Merhaba Profesör" dedi Loli.
"Aaa! Sen misin Lolita? Çok uzun zaman oldu. Hangi büyü attı seni buraya?"
"Büyü değil belki ama profesörlük başvuruları beni buraya attı profesör."
"Ne demek istediğini anlamadım Lolita'cım."
"Yani iş arıyorum demek istiyorum efendim." dedi Lolita. Profesör biraz düşündü ve sonra Lolita'ya bakarak gülümsedi.
"Uçuş ve Quidditch Profesörümüz yeni emekli oldu. Biz de bir profesör
arıyorduk. Bunu yapmak ister misin?" diye sordu. Loli çok sevinmişti.
Çocuklar gibi çığlık atarak, hoplayıp zıpladı. Sonra Profesör
McGonagall'ın orada olduğunu hatırladı ve sakinleşti. Profesör
konuşmasına devam etti:
"İstediğini anlayabiliyorum." diyerek güldü. "O halde odama gel de başvuru kağıtlarını doldur Lolita." dedi.

Loli profesörün peşinden gitti. Profesör odasının hiçbir tarafını
Dumbledore'dan sonra değiştirmemişti. Herşey eski yerindeydi. Profesör:
"Evet Lolita. Hadi doldur bakalım." dedi. Loli gülümseyerek kağıtları aldı ve doldurmaya başladı.

Hayatının bu günden sonra değişeceğini ve eski çok sevdiği okulunda çalışmanın harika olacağını umuyordu. Yüzünden hiç eksik olmayan gülümsemesiyle kağıdı Profesör Minerva McDonagall'ın masasına bıraktı ve odadan çıktı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Anna Lizzie Malfoy
Hogwarts Müdiresi | KSKS Profesörü
Hogwarts Müdiresi | KSKS Profesörü
Anna Lizzie Malfoy


Lakap : Liz, Ann.
Rp Sevgilisi : Henry McCourt bitchi.
Mesaj Sayısı : 1529
Kayıt tarihi : 16/08/09

Özel
Rp Puanı:
Açıklama - Sayfa 2 Left_bar_bleue100/100Açıklama - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (100/100)

Açıklama - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Açıklama   Açıklama - Sayfa 2 Icon_minitimeCuma Kas. 13, 2009 3:39 am

Betimlemelerin hoştu.Konun akıcıydı,anlatımını beğendim.Renklendirme yapsaydın daha güzel olabilirdi.Ayrıca uzunluk bakımından yeterliydi fakat daha uzun olabilirdi..
Puanın, 85
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Patricia Lupin

Patricia Lupin


Mesaj Sayısı : 6
Kayıt tarihi : 14/11/09

Özel
Rp Puanı:
Açıklama - Sayfa 2 Left_bar_bleue73/100Açıklama - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (73/100)

Açıklama - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Açıklama   Açıklama - Sayfa 2 Icon_minitimePaz Kas. 15, 2009 8:19 am

(İlk Rp'm hatalarım varsa kusura bakmayın...)
Remus'un tek umudu vardı.O da herhangi bir büyücülük okuluna kabul edildiğini belirten mektubun gelmesiydi.Bu okulun Hogwarts olması için dua ediyordu.Yaşıtlarına mektuplar gelmeye başlamıştı bile.Çok korkuyordu Remus, bir kofti olmaktan veya anne ve babası gibi bir ölüm yiyen olmaktan...Onların bileklerindeki izi gördükçe iğreniyordu.Onlar gibi olmak istemiyordu.Nedensiz yere insanları öldürmek istemiyordu.Mugglelardan nefret etmiyordu.Eğer bir koftiyse anne ve babasının neler yapabileceğini düşünmek bile istemiyordu...
Sonunda bir sabah mektup geldi.Hogwarts'a kabul edildiğini öğrenince sevinçten çılgına dönmüştü.Annesi:"Aferin Remus, Slytherin'in başarılı öğrencilerinden biri olacaksın."dedi.Annesi ve babası Slytherine gideceğinden o kadar emindiler ki...Oysa Remus bunu düşünmek bile istemiyordu.Slytherin öğrencisi olmaktansa kofti olmayı tercih edebilirdi.
Ertesi gün okul malzemelerini almak için Diagon Yolu'na gittiler.Remus buraya daha önce hiç gelmemişti.Süpürgelerin, tüy kalemlerin, kazanların, baykuşların satıldığı renkli dükkanlarla doluydu.Çok kalabalıktı.O kadar ilginç şeyler vardı ki nereye bakacağını şaşırdı.Sonunda alışveriş bitmişti.
Birkaç gün sonra peron dokuz üç çeyreğe geldiler.Remus trene binerken babası kulağına fısıldadı:"Endişelenme Remus,Slytherin'de olduğunu duyunca efendimiz buna çok sevinecek.Biliyorsun iyi bir müridi olacağından şüphesi yok."Bunları duyduktan sonra Remus büyük bir öfke duydu.Şimdi Gryffindorda olmayı daha çok istiyordu.Çok çalışıp iyi bir seherbaz olacaktı.Ama tüm ailesi Slytherin'de olduğundan hiç şansı yoktu.Bütün yol boyunca bunu düşündü.
İşte tüm yaz hayallerini kurduğu okula gelmişti.Bu okulu istemesinde en büyük neden de Dumbledore'du.Onunla ilgili kitapları ailesenden gizleyerek okumuştu ve ona hayrandı.Remus seçmen şapkayı görünce heyecanlanmaya başladı.Herkesi tek tek çağırıyorlardı.
"Hufflepuff"
"Slytherin"
"Ravenclaw"
"Gryffindor"
Sıra Remus'a geldi.Remus içinden dua ediyordu.Yavaşça tabureye oturdu ve şapkayı taktı.Kalbi yerinden çıkacakmış gibi atıyordu ve beklenen an geldi...
"Gryffindor!..."
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Blair Waldorf




Lakap : Blair
Rp Sevgilisi : Yok
Mesaj Sayısı : 12
Kayıt tarihi : 16/11/09

Özel
Rp Puanı:
Açıklama - Sayfa 2 Left_bar_bleue72/100Açıklama - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (72/100)

Açıklama - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Açıklama   Açıklama - Sayfa 2 Icon_minitimePtsi Kas. 16, 2009 7:47 am

Ailem ile güzel bir kahvaltı ediyorduk. Kocam Bakanlıkta Esrar Dairesinde çalışıyordu. Kızım ise daha küçük olduğundan daha Hogwarts'a gitmiyordu. Ama benim küçük meleğimin Gryfindor'a gideceğinden emindim çünkü aslan gibi bir yüreği vardı. Kocam Rawenclaw ben Hufflepuff binalarında okumuştuk. Okul yıllarında zaten pek bilindik biri değildi. Bu yüzden herkes ona Görünmez Adam derdi. Bunu James çıkarmıştı. Aslında o benim ilk aşkımdı ama o Lilyile evlenince bunu kabullendim ve bende Tim ile evlendim şimdide çok mutluyum. Her sabah kalbimde kelebekler uçuşuyor. Tim ile arada kavga etsek bile bu Nancy'i (Kızım) üzüyordu. Nancy en çok benden Binbir Çeşit Fasulyeden istiyordu. Hatta bir kere onun şansına galsam otu tadında geldi. O günden sonra ilk bana tattırıyor sonra o yiyordu.
Bugün Tim evde kalacaktı. Bende Nancy'i ona bırakıp dışarı çıktım.İlk olarak Diagon Yoluna gittim. Orada Bahçede yetiştirip ikdir üretebileceğim veya inceleyebileceğim bir sürü bitki aldım. Hatta yardımcı olsun diye Profesyonel Binbir Türlü Mantar ve Bitki kitabını aldım. Aslında bana gerekmiyordu ama olsun, ben yinede aldım.Daha sonra süpürgem ile Domuz Kafasına gittim. İçeri girdiğimde eski dostlarımı gördüm bir kaymak birası içtikten sonra Hogwarts'a yöneldim. Benimle aynı dönemde olan arkadaşım şimdi Hogwarts müdüresi olmuştu. Slythrin olmasına rağmen ben onun iyi bir arkadaşıydım. Birlikte İksirleri patlattığımız bile oldu.Hogwarts'ın kapısından içeri girdiğimden beri Bayan Morris peşimi bırakmamıştı. O şeytan gözleriyle bana bakıyordu. Bende Profesörlerin yanına gittim. Bazıları eski okul arkadaşlarımdı.Aralarında birşeyler tartışıyorlardı.
"Bu yıl profesölerimiz yeterli değil. Bir sürü profesör eksik. Bitki bilim, Sihir tarihi ve bunun gibi bir sürü profesör eksik." dedi tanımadığım bir adamın sesi. Bitki Bilim mi? Bu benim en başarılı olduğum ders ve her zaman burada Bitki Bilim öğretmeni olmak istemişimdir. Bu benim Hogwarts'da öğrenciykende hayalimdi. İçeride olduğumu belli etmek için öksürdüm. Herkess bir anda bana döndü.
"Eee.. Ben buraya eski arkadaşlarımla görüşmek istemiştim ama sizin konuşmanıza kulak misafiri oldum. Sanırım profesör alımlarından bahis ediyordunuz. Bende Bitki Bilim Öğretmeni olarak Profesör Kadrosuna katılmaktan mutluluk duyarım." dedim. Herkes benim ünlü bir Bitki Bilimci olduğumu bilirdi. Müdüre ile uzun bir görüşmeden sonra 1 hafta sonra bana geri döncekleri ve sonrada sonucu bana baykuş ile ileteceklerini söylediler. Eve döndüm ve olayı aileme anlattım. Bu kararıma saygı duydular. Nancy buna üzülmesine rağmen onu tesseli etmek için Tim ile anlaşıp ona hergün 1 pakette Çikolatalı Kurbağa alcağımızı söylemiştik. Bu yıl gerçekten yaşamaya değer bir sürü güzel anı olacağından emindim.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Anna Lizzie Malfoy
Hogwarts Müdiresi | KSKS Profesörü
Hogwarts Müdiresi | KSKS Profesörü
Anna Lizzie Malfoy


Lakap : Liz, Ann.
Rp Sevgilisi : Henry McCourt bitchi.
Mesaj Sayısı : 1529
Kayıt tarihi : 16/08/09

Özel
Rp Puanı:
Açıklama - Sayfa 2 Left_bar_bleue100/100Açıklama - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (100/100)

Açıklama - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Açıklama   Açıklama - Sayfa 2 Icon_minitimeSalı Kas. 17, 2009 10:38 pm

Bay Lupin ,ilk rp'nize göre bir hayli güzel.Betimlemelerin çok olmasada konun akıcıydı.Noktolamalarında düzgündü.Bir kaç yerde kelimeleri tekrarlamışsın ama olucak o kadar.Renklendirmen pek uyumlu olmasada, düşünmen bile ek puandı.Uzunluk biraz kısa olsada daha da geliştireceğine inanıyorum.
Puanın,
73

Bayan Waldorf, pek fazla betimleme olmasada, yeterli denilebilecek kadardı.Renklendirmeyi düşünmeniz belirttiğim gibi artı puan.Uzunluğu kısayla normal arasıydı.Pek yazım hatası göremedim.Konu biraz kopuk kopuk gidiyordu.Zamanla düzeleceğine inanıyorum.
Puanın,
72
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Lucy Anderson

Lucy Anderson


Lakap : Lucy
Rp Sevgilisi : Yok
Mesaj Sayısı : 29
Kayıt tarihi : 10/11/09

Özel
Rp Puanı:
Açıklama - Sayfa 2 Left_bar_bleue75/100Açıklama - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (75/100)

Açıklama - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Açıklama   Açıklama - Sayfa 2 Icon_minitimeSalı Kas. 17, 2009 11:58 pm

Sabah kalktım. İlk önce baykuşumun getirdiği mektupları inceledim. Hala iş arıyordum. Gelecek Postasında okuduğuma göre Hogwarts'a Profesör alınacakmış.Bu durumu düşündüm. Aslında olabilecek bir şeydi bu. Aslında Hogwarts'ın içine Dumbledore'a yakınlaşabilirsem, Lordum beni bir Ölüm Yiyen yaparak ödülendirebilirdi.
Hemen çalışma odama girip, bir tomar parşomen alıp yazmaya başladım.

Belatrix,
Bugün iş arayışlarımı sürdürürken Hogwarts'a Profesör alımlarının başlayacağını okudum. Hemen harekete geçip başvurular için Hogwarts'a doğru yola çıkacağım. Eğer işe alınabilirsem eskisi gibi Dumbledore'un gözdesi olabileceğimden hiç şüphe olmasın. O paçavra Snape'ten daha iyi görevimi yerine getirebilirm. Bu mesajı Lordum'a iletebilirsen seviniririm
Lucy

Mektupla işimi bitirdikten sonra Karanlık Lord'a olan mesajımı küçük bir parşomen parçasına yazmaya başaldım.

Lordum,
Size iyi haberlerim var.Hogwarts'da Profesörlük için başvurumu yapacağım. Eskisi gibi onun gözdesi olacağımdan adım gibi eminim. Detaylı ayrıntılar için sizinle görüşmek istiyorum.
Lucy

Yazdım ve mektupla beraber zarfın içine koydum. Baykuşuma verdikten sonra kahvaltıya inip keyifle kahvemi yudumladım.Kahvaltımı bitirdikten sonra Hogwarts'a doğru yola koyuldum. Dumbledore ile görüşmemden sonra Sihir Tarihi Profesörü olmuştum.
Eve gittiğimde Belatrix'ten cevap gelmişti bile. Hemen okudum ve buluşmak istediği yere geldim. 1-2 dakika içinde o da geldi. O takip etmeye başladım. Sonunda ormanın içinde ıssız bir malikhaneye geldik. İçeri girdik. Uzun bir koridorun sonundaki odaya girdik. İçeri Lordum bizi bekliyordu.Dumbledore ile konuşamamız hakkında her şeyi en ufak ayrıntısına kadar anlattım. Sonunda bana iyi iş çıkardığımı söyledi. Asasını aldı. Sol bileğime değidirdiğinde keskin bir acı duydum. Hiç bitmeyecek gibydi. Sonunda birçığlık attım. Ardından acı kesildi. İz zonkluyordu. İzin istiyerek geldiğim gibi Belatrix beni geri gönderdi. Ertesi gün tekrar bir mektupgeldi mektupta karargahata toplantımız vardı.Artık Ölüm Yiyen olarak Karanlık Lord'un isteklerini yerine getirecektim. Birlikte Karargah'ta toplandık. Birlikte Karanlık Lord'u beklemeye başladık. Hiç kimseyi tanımıyordum. Herkesin suratında maske vardı ama Belatrix'i hemen tanımıştım. Çünkü onun maskesini daha önce görmüştüm. Benim maskem ise en süslü olanıydı. Gümüş rengindeydi. İçeriye sürünerek Nagini geldi. Ardından Karanlık Lord içeriye girdi. "Ölüm Yiyenler, bugün eski yandaşlarım yeni katılmış olanlara ders verecekler. Herkesin yeteneği belirlenip uygun yerde görevlere gidecekler.Haydi başlayın" dedi. Belatrix yanıma geldi ve en basitinden Morsmorde ile başladık. Çok kısa bir sürede büyüyü öğrendim. Sonra Karanlık Lord Nagini ile birşeyler konuştu. Nedense onları anlayabiliyordum. Karanlık Lord'un yanına gittim. Onu selamladım."Lordum, size birşey söylemek istiyorum. Acaba Nagini konuşabiliyor mu?" dedim. Çok saçma bir soruydu."Hayır. Neden sordun?" dedi o soğuk sesiyle. "Şey... Az önce siz konuşurken ben sizi anlayabiliyordum. Bazı şüphelerim var. Sizin gibi olabilirim. Yani Çatalağız" dedim. Lordum şaşırmış gibiydi. "Bana birşey söyle." dedi. Ona Çatalağız Gibi yılan dili konuştum. "Eğitimine devam et. Bugün Karargahta kalacaksın. Sana bir oda hazırlatırım" dedi o soğuk sesiyle. Belatrix'in yanına gittim. Ve eğitimime devam ettik. Neredeyse saat 22:00 olacakken Peter geldi. Karanlık Lord'un kulağına birşeyler fısıldadı. Ardından herkes onalara baktı çünkü Lordum bir şey açıklayacaktı. "Şu andan itibaren herkes Ölüm Yiyenlerin Savaş Sığınağına cisimlensin. 1 hafta boyunca dış dünyayla bağlantınız kesilsin." dedi. Ve herkes bir "pop" sesiyle cisimlendi. Burası çok iyi korunan bir yerdi. Herkes gittiğinde kocaman Malikhanede bir sürü odalar vardı. Her odada 2 kişi vardı. Biz Belatrix ile aynı odaydık. Yan odada en yakın arkdaşlarımdan Narcissa Malfoy ve Lucius Malfoy vardı. Belatrix'le odayı inceledik. Odada bir kitaplık vardı. Kitaplar Afedilmez Lanetler hakkında ve Karanlık büyüler hakkında kitaplar vardı. Odada iki ayrı dolap, bir banyo için oda ve bir çalışma masası vardı. Herşey çok iyi planlanmıştı. Aslında aşağıdaki zindanların anlayamadım. Belatrix'e sorduğumda bana onların savaştan kaçırılanlar için olduğunu söyledi.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.twilight-saga-rpg.yetkin-forum.com
Anna Lizzie Malfoy
Hogwarts Müdiresi | KSKS Profesörü
Hogwarts Müdiresi | KSKS Profesörü
Anna Lizzie Malfoy


Lakap : Liz, Ann.
Rp Sevgilisi : Henry McCourt bitchi.
Mesaj Sayısı : 1529
Kayıt tarihi : 16/08/09

Özel
Rp Puanı:
Açıklama - Sayfa 2 Left_bar_bleue100/100Açıklama - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (100/100)

Açıklama - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Açıklama   Açıklama - Sayfa 2 Icon_minitimeÇarş. Kas. 18, 2009 5:40 am

Uzunluğu gayet yerindeydi.Noktalama hataların yoktu fakat yazım yalnışların vardı.Bazı kelimeleri sık sık tekrarlamışsın.Renklendirme güzeldi, göz yormuyordu.Fakat yoğun bir renk olduğundan okunması zordu.Konuşmaları renklendirebilirdin.Olaylar çok çabuk gelişmiş.Zamanla düzeleceğine inanıyorum..
Puanın, 75
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Hermione Granger

Hermione Granger


Lakap : -
Rp Sevgilisi : Yok/Aranıyor
Mesaj Sayısı : 9
Kayıt tarihi : 24/10/09

Özel
Rp Puanı:
Açıklama - Sayfa 2 Left_bar_bleue80/100Açıklama - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (80/100)

Açıklama - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Açıklama   Açıklama - Sayfa 2 Icon_minitimePaz Kas. 22, 2009 11:49 pm

BÜYÜK KAÇIŞ


Saat gecenin ikisi olmuştu ama Rose hala uyuyamamıştı.Yatakta dönüp duruyordu.İçinde kötü bir his vardı.Çok kötü.Kendisini rahatlatmaya ve gözünü kapatıp uyumaya çalıştı.

Büyük bir gürültüyle 'Confringo' sesini duydu.İşte olmuştu,korktuğu başına gelmişt , izini bulmuşlardı.Hızla davranıp asasını aldı ama her şey için çok geçti. En az 10 ölüm yiyen odayı doldurmuştu.Birisi 'Expelliarmus' dedi ve asası havada uçarak tahta zemine çarptı.Artık onlara karşı hiç savunması kalmamıştı.İçlerinde birisi 'Siz evi arayın onunla ben ilgilenirim.' dedi.Asasını ona doğru tutarak 'Söyle bakalım Rose nerede o nereye sakladın onu' dedi.Rose 'Ben bir şey bilmiyorum'dedi ama ona inanmayacaklarını biliyordu.Asasını Rose'a doğru uzattı ve 'Cruciatus' dedi.Soğuk gecenin içinde korkunç bir çığlık yükseldi.'Söyle nerede o söyle Crucio' korkunç bir çığlık daha.Ölüm yiyen tam bir şey daha söyleyecekken diğerleri geldi içlerinden birisi 'Evi aradık ama onu bulamadık' dedi.Yüzünü Rose'a yaklaştırdı ve soğuk nefesiyle 'Şimdilik gidiyoruz ama bir daha gelmeyeceğiz sanma ve bir dahaki gelişimizde elimiz boş dönmeyeceğiz' dedi.Giderken de bir lanet gödermeyi ihmal etmedi.


Bir kaç saat sonra evde sanki hiçbir şey olmamış gibi sessizlik hakimdi.Rose ne yapacağını bilemiyordu.Bu böyle devam edemezdi başka bir çözüm yolu bulmalıydı.Şimdilik onu bulamamışlardı ama bir dahaki sefere bu kadar kolay atlatacağını sanmıyordu.Eşyalarını toplayıp başka bir yere gitmeye karar verdi.Tıpkı son iki aydır yaptığı gibi...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Anna Lizzie Malfoy
Hogwarts Müdiresi | KSKS Profesörü
Hogwarts Müdiresi | KSKS Profesörü
Anna Lizzie Malfoy


Lakap : Liz, Ann.
Rp Sevgilisi : Henry McCourt bitchi.
Mesaj Sayısı : 1529
Kayıt tarihi : 16/08/09

Özel
Rp Puanı:
Açıklama - Sayfa 2 Left_bar_bleue100/100Açıklama - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (100/100)

Açıklama - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Açıklama   Açıklama - Sayfa 2 Icon_minitimePtsi Kas. 23, 2009 4:59 am

Bayan Granger, uzunluğu normaldi.Fakat dahada uzun olabilirdi.Betimlemelerinizi beğendim..Renklendirmede mor-pembe uyumlu renkler.Konuşmaları renklendirmeniz artı puan..Ayrıca gözde yormuyorlar.Buna dikkat etmeniz hoşuma gitti.Fakat konuşma cümlelerinde noktalamalara çok dikkat etmemişsiniz.Çoğu yerlerde noktalar eksik.Bu yüzden puanınız biraz düştü.
Puanınız, 80
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Diana Myrcella Elysium

Diana Myrcella Elysium


Lakap : Dia. Crella. Ella.
Rp Sevgilisi : Henüz yok.
Mesaj Sayısı : 255
Kayıt tarihi : 18/08/09

Özel
Rp Puanı:
Açıklama - Sayfa 2 Left_bar_bleue70/100Açıklama - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (70/100)

Açıklama - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Açıklama   Açıklama - Sayfa 2 Icon_minitimePaz Ara. 27, 2009 4:54 am

Alice o sabah erken kalkmıştı.Çok heyecanlıydı.Teyzesi geliyordu.Hemen elini,yüzünü yıkadı ve sofraya oturdu.Annesine dedi ki:
-Anne teyzemleri ne zaman havaalanından alacağız.
Annesi:
-Öğleden sonra babanla alırız.
Alice yemeğine devam etti.Saat tam 13:00'a gelmişti.Annesi:
-Herkes hazırlansın gidiyoruz..
Alice hazırlanmıştı.Montunu giymişti,saçını taramıştı,ayakkabısını giymişti.Havaalanına vardıklarında teyzesine görüp sarıldı ve:
-Merhaba teyzeciğim nasılsın? Dedi.
Teyzesi:
-Merhaba Alice görmeyeli uzamışsın.
Alice:
-Evet,eskiden boyum 1.40'dı şimdide 1.45
Alice teyzesiyle birlikte eve döndü.Ve teyzesi ile birlikte sıcak çukolata içtiler.Bir kaç saat sonra teyzesi uyumaya gitti ve yattı.Alice bu günü çok güzel geçti.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sanalhogwartsrp.yetkinforum.net
Dean Storm




Mesaj Sayısı : 8
Kayıt tarihi : 02/02/10

Özel
Rp Puanı:
Açıklama - Sayfa 2 Left_bar_bleue25/100Açıklama - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (25/100)

Açıklama - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Açıklama   Açıklama - Sayfa 2 Icon_minitimeCuma Şub. 05, 2010 7:49 am

Hogwarts Büyücülük Ve Cadılık Okulu

Dean o gün çok erken kalktı.Çünkü Hogwarts mektupu gelecekti.

Dean hemen buzdolabına gidip birşeyler hazırladı.Yemeğini yedikten
sonra bavuluna eşyalarını koydu.Çok kararlı gözüküyordu.Televizyonu
açtı.Birden babası ve annesinin kaltığın gördü selam verdi.Babası uzun boylu biriydi.Annesi güzel bir bayandı.İkiside seherbazdı.Babası:
''Bu bavulda ne böyle'' dedi.
Dean Hogwartsa gitcem yaa.Babası dur bakalım daha mektup gelmedi
dedi.Birden serinli oldu her kez sarsıldı.Bir baykuş elinde mektup bırakıp
gitti.Dean mektupa baktı hogwarts mektubuydu bu.Hemen yola hazırlandılar arabaya bindiler.Hogwarts eşyalarını alıp trenin olduğu yere gittiler.

Bilet ellerindeydi.Duvardan geçtiler.

Hogwarts Expresine hoş geldiniz.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Dimitri Aldrich Potter

Dimitri Aldrich Potter


Lakap : Dim. Dimka.
Rp Sevgilisi : Diamenta Sandeaux.
Mesaj Sayısı : 1216
Kayıt tarihi : 16/08/09

Özel
Rp Puanı:
Açıklama - Sayfa 2 Left_bar_bleue100/100Açıklama - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (100/100)

Açıklama - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Açıklama   Açıklama - Sayfa 2 Icon_minitimeC.tesi Şub. 06, 2010 8:36 am

Dean kısa olmuş ve olaylar çabuk gelişmiş bu yüzden puanım 25
Alice sanada puanım 25
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Açıklama - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Açıklama   Açıklama - Sayfa 2 Icon_minitimeÇarş. Şub. 10, 2010 1:09 pm

Bir kış günüydü.Hava o kadar soğuktu ki konuşamıyordu bile ,ağzından sadece 'üşüyorum' kelimesi çıkıyordu.Sadece 'üşüyorum'
Etrafında
hiç kimse yoktu.Issızlığın ortasında tek başına kalmıştı.Aslında yavaş
yavaş neden orada olduğunu unutmaya bile başlamıştı.Sadece sabahın ilk
ışıklarında yola çıktığını,arkadaşlarıyla buluşacağını
hatırlıyordu.Hafızası sanki ondan sonrasını silmişti.Ayağa kalkmaya
çalıştıysada olmadı kalkamadı.Eğilip bacağına baktığında çok kötü
yaralandığını fark etti,muhtemelen de bacağı kırılmıştı.Zor da olsa
çevresine bakmaya çalıştı fakat sadece gördüğü karlarla kaplanmış
tepeler ve tepelerin birinin eteğinde donmuş bir nehir.
Yavaş yavaş
düşünmeye başladı.Çünkü buradan nasıl kurtulacağı hakkında hiçbir fikri
yoktu.Daha sonra arkadaşlarının yanına gitmek için helikopteri
bindiğini hatırlamaya başladı.'Evet helikopter doğru'Uzaklarda bir
enkazın parçalarını görür gibi olmuştu 'evet helikopter orada'Yavaş
yavaş helikopterin yanına gitmeye başladı ama bacağı o kadar çok
acıyordu ki zor hareket ediyordu.Helikopterin yanına geldiğinde gördüğü
manzara karşısında donakaldı.Pilot ölümüştü.'Olamaz inanamıyorum.'Daha
fazla bakmaya dayanamadı ve hemen oradan uzaklaşmak için sürünmeye
başladı.
yerde sürünürken daha fazla dayanamadı ve dağdan aşağı doğru yuvarlanmaya başladı.
Kafasını
çok sert bir şekilde bir kayaya çarptı.Gerisini hatırlamıyordu.Yavaş
yavaş kendine gelmeye başladığında üşüme hissinin gittiğini fark
etti.Daha sıcak hissediyordu.Gözlerini yavaş yavaş açtı.Karşısında
kendi yaşlarında biri vardı.GEnç adam kızın uyandığını görünce hemen

-Merhaba,zor bir gece geçirdin nasılsın?
-Ben iyiyim,fakat siz kimsiniz?Benim ne işim var burada?
-Tamam merak etme güvendesin.Burası bizim evimiz, dün gece seni bizim evin hizmetçileri bulmuş eve gelirken.
-Teşekkürler o zaman.Peki burası neresi,neredeyim ben?
-Laponya eyaletindesin.Sen nereye gidiyordun ki?
-Ben İzlanda ya gidiyordum.Helikopterle ama sonra helikopter düştü.Ve ben buradayım.
-Tamam endişe edecek birşey yok.Burada güvendesin.Ama şuanda heryer kapalı olduğundan hiçbir yere gidemezsin.
-Ama nasıl olur benim gitmem gerek.Gitmezsem beni çok merak edecekleri kesin.
-Merak etme haber veririz.Sen şimdi rahatına bak.Ben sana birşeyler getireyim.
-Tamam.

Yatağın
içine yavaş yavaş uzanmaya başladı.Çok yorgun hissediyordu kendini
sanki bütün gün yürümüştü.Yastıkların kuş tüyü oldukları çok belliydi
hemen rahatlatıyordu insanı.Yavaş yavaş derin bir uykuya daldı.O kadar
çok derin uyuyordu ki oadaya giren çıkan insanların seslerini bile
duyamaz olmuştu.Sabahın ilk ışıklarında o derin bebeksi uykusundan
uyanmaya başladı.Knedini sanki uzun süredir uyuyormuş gibi
hissediyordu.Uyandığında karşısında gördüğü kişi onu beklerken uyuya
kalmıştı muhtemelen.İlk başta kim olduğu çıkaramadı fakat daha dikkatli
bakınca dün onun yanında olan kişi olduğunu fark etti.
Artık o
çekilmez ağrılarını bile hissetmiyorudu.Sanki bütün yaraları
iyileşmişti.Kendini daha zinde hissediyordu.Usulca yerinden kalkarak
etrafa bakınmaya başlamıştı.Burasının gerçekten çok muhteşem bir
yerdi.Sanki bir masaldan fırlamış gibiydi.Ama bir farkla sabahın bu
saatine olmasına rağmen daha hiçkimseyi görememişti.
Tekrar odaya
dönüp uyuyan kişiyi hemen uyandırmaya gitti.Genç adam yavaş yavaş
gözlerini açtı.Genç kızı gördüğünde yüzünde bir gülümseme belirdi.

-Vayy.Uyanmışsın ve de ayaktasın.Verdiğimiz ilaçlar galiba çok iyi geldi.
-Evet çok iyi geldi.Teşekkür ederim.
-Ne demek.Zaten ner zaman buraya kimse gelmez.Bari geldiğinde de ona iyi bakalım.(gülümsedi)
-Ben biraz etrafa bakayım demiştim ama kimseyi göremedim.Yanlız mı yaşıyorsun yoksa?
-Yok hayır yanlız yaşamıyorum.Ailem kutlamalar için hazırlık yapıyorlardır.
-Ne kutlaması?
-Her yıl geneksel olarak burda kutlamalar olur.Bu sene şansına sen varken denk geldi.
-Bak şimdi iyice meraklandım.Nedir bu kutlamalar.
-Söylemeyeyim ben şimdi.Sen görünce anlarsın zaten.

Genç
kız ve çocuk odadan ayrıldılar.Merdivenlerden aşağıya inip evin
avlusuna çıktılar.Avlu renk renk desen desen çiçeklerle
donatılmıştı.Her tarafı mis gibi leylak,gül,nergiz kokuları
sarmıştı.Masaların üstünde çeşit çeşit yemekler vardı.Balonlar ve
süsler asılıydı her tarafta.Kız resmen büyülenmiş gibi bakıyordu
etrafına.

-Ne oldu beğendin mi?
-Beğenmez olur muyum burası muhteşem olmuş.
Çocuk kıza evi gezdirmeye başladı.Kız evi geçdikçe daha da büyüleniyordu.Gözlerine inanmıyordu.Yanımıza yaklaşan bir hizmetçi;
-Efendim şenlikler başlıyor.
-Tamam geliyoruz.

Avluya
tekrar gittiklerinde herkes yerlerini almıştı.Evin en yaşlısı konuşma
yapıyordu.Kızla çocuk konuşmanın anca sonuna yetişebilmişlerdi.Yaşlı
adam konuşmasını bitirip herkesi yemeğe oturmalarını söyledi.Hep
birlikte yemeğe oturdular.Yemekler o kadar güzeldi ki kız ne yiyeceğini
şaşırıyordu.

Yemekler bitip eğlenceler yapıldıktan sonra herkes bir köşeye geçip konuşmaya başladılar.
-Burası gerçekten çok güzel.Bana yardım ettiğiniz için çok teşekkür ederim.
-Ne demek.Sana bir haberim var.
-Nedir?
-Yollar açılmış artık rahatlıkla gidebilirsin.Arabayı hazırlattım bile istediğin zaman yola çıkabilirsin.
-Gerçekten mi?Çok teşekkür ederim.Bana büyük iyiliğin dokundu.
-Ne demek daha önce de dediğim gibi buraya fazla insan gelmez.Geldiği zaman de elimizden geleni yaparız.
-Tamam.Peki ne zaman gidebilirim.
-İstediğin zaman.Ben seni istersen yolculayayım.Daha fazla merak etmesinler seni.
-Çok teşekkür ederim.Bunu hiçbir zaman unutmayacağım.Kendinize iyi bakın.

Açıklama - Sayfa 2 Up_arrow Açıklama - Sayfa 2 Down_arrow
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Dimitri Aldrich Potter

Dimitri Aldrich Potter


Lakap : Dim. Dimka.
Rp Sevgilisi : Diamenta Sandeaux.
Mesaj Sayısı : 1216
Kayıt tarihi : 16/08/09

Özel
Rp Puanı:
Açıklama - Sayfa 2 Left_bar_bleue100/100Açıklama - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (100/100)

Açıklama - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Açıklama   Açıklama - Sayfa 2 Icon_minitimeSalı Şub. 16, 2010 9:47 am

Bayan Angel yazım ve başka hatalarınızda olsada fena değildi puanım : 60
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Anna Lizzie Malfoy
Hogwarts Müdiresi | KSKS Profesörü
Hogwarts Müdiresi | KSKS Profesörü
Anna Lizzie Malfoy


Lakap : Liz, Ann.
Rp Sevgilisi : Henry McCourt bitchi.
Mesaj Sayısı : 1529
Kayıt tarihi : 16/08/09

Özel
Rp Puanı:
Açıklama - Sayfa 2 Left_bar_bleue100/100Açıklama - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (100/100)

Açıklama - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Açıklama   Açıklama - Sayfa 2 Icon_minitimeCuma Şub. 19, 2010 8:36 am

Angel Potter'dan özel mesaj olarak yeni rp yollanmıştır. Bir karışıklık dolayısıyla yeni puan verilmiştir.
85.
Elizabeth Snape'ten özel mesaj olarak rp yollanmıştır. Puan; 93.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Anna Lizzie Malfoy
Hogwarts Müdiresi | KSKS Profesörü
Hogwarts Müdiresi | KSKS Profesörü
Anna Lizzie Malfoy


Lakap : Liz, Ann.
Rp Sevgilisi : Henry McCourt bitchi.
Mesaj Sayısı : 1529
Kayıt tarihi : 16/08/09

Özel
Rp Puanı:
Açıklama - Sayfa 2 Left_bar_bleue100/100Açıklama - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (100/100)

Açıklama - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Açıklama   Açıklama - Sayfa 2 Icon_minitimePaz Haz. 13, 2010 9:53 pm

Michelle Lizzié Luc Tisé'nin rpsi özel mesaj yoluyla tarafıma yollanmıştır.
Puan: 90
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
harry potter




Lakap : Sağ kalan çocuk
Mesaj Sayısı : 10
Kayıt tarihi : 16/06/10

Özel
Rp Puanı:
Açıklama - Sayfa 2 Left_bar_bleue70/100Açıklama - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (70/100)

Açıklama - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Açıklama   Açıklama - Sayfa 2 Icon_minitimeÇarş. Haz. 16, 2010 6:02 am

hogwartsa gidebilmek için bunu yazmak şart mı
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Anna Lizzie Malfoy
Hogwarts Müdiresi | KSKS Profesörü
Hogwarts Müdiresi | KSKS Profesörü
Anna Lizzie Malfoy


Lakap : Liz, Ann.
Rp Sevgilisi : Henry McCourt bitchi.
Mesaj Sayısı : 1529
Kayıt tarihi : 16/08/09

Özel
Rp Puanı:
Açıklama - Sayfa 2 Left_bar_bleue100/100Açıklama - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (100/100)

Açıklama - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Açıklama   Açıklama - Sayfa 2 Icon_minitimeÇarş. Haz. 23, 2010 8:22 am

Evet.

Justin Roy Carter'ın rp'si özel mesaj yoluyla yollanmıştır. Puan: 90.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Carmine Marie D'Vour

Carmine Marie D'Vour


Rp Sevgilisi : -
Mesaj Sayısı : 5
Kayıt tarihi : 04/07/10

Özel
Rp Puanı:
Açıklama - Sayfa 2 Left_bar_bleue89/100Açıklama - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (89/100)

Açıklama - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Açıklama   Açıklama - Sayfa 2 Icon_minitimePaz Tem. 04, 2010 8:15 pm

Güneşin sıcaklığı artık her şeyi yakıyor gibiydi. Siyah arabanın arka camından çıkan iki göz sahildeki insanlara bakıyor, ruhen kendini yerine getiriyordu. Sıcaktan denize atlayan insanlar, kumsala çıplak ayaklarını dokundurmasıyla havaya zıplayan çocuklar, suyun içinden çıktıktan sonra ailelerinin yanına çıkan insanlar. Sankî bütün Londra’daki mugglelar etraftaydı. Yaz mevsiminin gelmesiyle plajlara, sahillere dökülmüş insanlar sadece ferahlamak ve sulanmak istiyorlar gibiydi. Arabada çalışan klima bile güneşin etkisini götüremiyordu. Şimdi arabadan fırlayan o iki göz düşünüyordu. Peki yürüyecek hâli olmayan, durumu iyi olmayan insanlar nerelerde ? Durumu olmayanlar ıssız, yasaklanan artık kimsenin gitmeyeceği, pislik içindeki sahillere gitmekte. Yerinden kalkamayanlar da sadece ter içinde can vermekteydi. Bu düşünceler on yedi yaşındaki bir genç kız için fazlasıyla iyi niyetliydi. Oysaki o lüks plajdaki erkeklerin her birini kendine aşık edip, onlarla istemediği kadar vakit geçirebilirdi.

Genç kızın ucu görünmeyen mavi sonsuzluğa bakışları son bulmuştu. Araç bir ara sokaktan içeriye girmiş, sadece hislerinin götürdüğü yere doğru ilerliyordu. Bedeni sarsılan gencin bu kadar lüks yaşantının içinde, böyle kuytu mahallelerde ne işi olduğu belirsiz gibi görünüyordu. Bir anda arabanın kulakları delecek bir biçimde fren sesi duyulmuştu. Arabanın kapısını büyük bir naziklikle açan Marie aynı naziklikle kapatmıştı. Kapının kapanmasıyla araba harekete geçmiş. Beş, on saniye sonra gözden kaybolmuştu. Gölgeydi. Üstündeki kırmızı tişörtün bedeninin sarması ve vücudunu göstermesi daha iyi bir hâl olacakki altındaki siyah kot tarzı pantolon değişik bir hava katıyordu. Güneş ileride kendini gösterse de ikişer, üçer katlı binaların verdiği gölge her şeyi götürüyordu. Yaşamlarını kazanmaya çalışan dükkân sahipleri bomboş sokağın başlarında, aralarında beraberce oturmuşlar muggle oyunları oynamaya koyulmuşlardı. Marie'nin ses çıkarmayan beyaz spor ayakkabası bir saatin güneş ışığını yansıtmasıyla parlamıştı. Güneş buralarda da yavaş yavaş etkisini gösterecek gibiydi. Marie'nin gözleri geriye ve hafif yukarı doğru gittiğinde güneş gözünü çarpmıştı. Aynı hızda geriye dönen gözlere Marie'nin cebinden çıkan siyah bir güneş gözlüğü geçmişti. Adımlarını şimdi rahat rahat atarken, bugün bu mekânları gezmenin tadını çıkarmaya başlayacaktı.

Her şey sadece onun olsun hissi bütün beynini kavramışken zaman akıp geçiyordu. Birçok şey, kimsenin alamayacağı birçok şey onun olmuştu. Belkide bu mekânlardan alışveriş etmesi tamamıyla buraların yoksul bölgesi olmasındandı. Bir parça mutlu edilmiş iki güler göz Marie için her şeye değse de okul içerisinde kendini beğenmiş bir yapısı olan biri olarak bilinirdi. Aslında bu kendini beğenmişlik işi seçmen şapka ve Marie 'nin arasında sadece bir sır olarak kalmıştı. Ellerine artık ağır gelen poşetlerle köşe başına doğru ilerliyordu. Uzun siyah saçların altından alnına değen ter suyu onu biraz sarsmıştı. Ama güneş artık geri çekilmiş, sıcaklık yerini yavaştan yavaştan esen bir yaz rüzgârına bırakmıştı. Siyah araç biranda köşe başında durmuştu. Marie' yi bırakan araç orada bekliyordu. Marie elindeki poşetleri nazikce taşıyor aynı anda emin adımlarla arabaya doğru yöneliyordu. Tam arabanın önünde durduğunda kapı açılmıştı. Gözlerini yavaşca aralayan küçük bir çocuk bütün poşetleri Marie 'nin elinden alarak arabanın içine koymuştu. Arka koltukta sanki Marie 'ye yer açarmış gibi gerileyen çocuk Marie 'nin sertimsi sesiyle durmuştu. " Ben şimdi gelmiyorum. Bir iki saat ilerideki mahalleleri gezeceğim. Zaten istediğim zaman dönebileceğimi biliyorsun. “ Ses gittiği anda Marie'nin elleri arabanın kapısına itmiş, sert kapıyı yavaşça çocuğun üstüne vurur gibi kapatmıştı. Araba yavaşca hareket etmiş, ilerideki aradan dönmüştü.

Çocuk sesleri kesilmiş, sadece ufukta görünen kızıllık ve Marie baş başa kalmıştı. Uçsuz, bucaksız bir mavilik önünde seyre başlamıştı. Yüksek, denize sıfır bir yamaçta ayaklarını uzatmış bir şekilde oturuyordu. Zihnindekileri artık bütün bedeniyle ortama yansıtmak istermiş gibi görünüyordu. Zengin mahalleler de yoksul mahalleler de geride kalmıştı. İpsiz, sapsız bir ortamdı ama manzarasına denecek bir söz bulunamıyordu. Kimi böyle bir şey için ne kadar para veriyor, ne kadar gününü harcıyordu. Ama o sadece buraya çıkmak için onlarca metre yürümüş ve gelmişti. Sadece tek bir saniyede de buraya gelebilirdi, bunu yapabilecek bir güce sahipti. Ancak o herkesin olduğu bir toplumda herkes gibi davranmayı seviyordu. Belkide kanındaki melezlikten ona mugglelar büyücülerden daha yakın geliyordu. Güneş hâlen geriliyor, kızıllık biraz daha kaybolmaya başlıyordu. Marie uzattığı bacaklarından destek alarak kendini bir anda geriye atmıştı. Kafasını yeşilliğin içine koyduğu an ellerini iki yana açmıştı. Üstünde büyük bir mavilik daha göz önüne çıkmıştı. Yeşilliğin içine yatmış genç kız bugün ne yaptığını bilmiyordu.

Sessizlik tüm ruhuna işlemiş bir genç, yeşilliğin arasında uzanmış bir şekilde dalıp gitmişti. Okul hayatındaki sessizliği ve düşüncesizliği düşünüyordu. Hep kavgacı bir tip sergilesede, onun için sadece içine girebilecek cürette sahip olan kişiler biliyordu. Babasının ölümünden sonra o muggle eniştesinin pis kokusunu çekmesi onu için çok kötüydü. Alışveriş olsun Marie , iş olsun Marie , her şeye Marie idi . Ama eniştesinin karışamadığı tek nokta Hogwarts’tı. Ruhen Hogwarts’ı sevmese de orasını gırgıra dayalı bir şekilde kullansa da sadece eniştesinden onu kurtardığı için oraya tapabilirdi. Serinleşmeye başlayan rüzgar ruhuna meydan okurcasına değiyor. Ortamı yavaş yavaş iyileştiriyordu. Gözlerini kapamış bir şekilde başka dünyalara giden Marie kulaklarını yerinden oynatacak bir çığlıkla gözlerini açmıştı. Şaşkındı, yakından gelen bir ses basınç ile beraber kulaklarını neredeyse sağır edecekti. Gözlerini her iki yana çevirdiğinde gördüğü sadece toprağın doğaya kattığı en güzel şeylerden birisi olan güzellikti. Böyle olmayacağını düşünerek bacaklarında tutunup doğrulmuştu. Kafasını her iki yana çeviriyor, ama hiçbir şey görünmüyordu. Geriden gelen tiz bir ses kulağına işliyordu. Bir ağlama sesi yoksa bir gülme sesi miydi? Suratını ekşiterek ayağa kalkmıştı.

Birkaç metre ilerideki kayanın ardına geçmişti. Kayanın üstünden başını çıkarttığında düzlükte bir erkek gülüyor gibi görünüyordu. Marie'nin zıtlaşmış yüzü iyice değişmişti. Üstüne çeki düzen verirken kayanın yanından geçmişti. Yavaş yavaş yürüyor ve aynı zamanda söyleniyordu. “ Şurada iki dakika kafa dinleyemeyecek miyiz ? “ Yürüyüş gerçekleşiyor delikanlı hâlen gülüp, ağlama seyrinde devam ediyordu. Süreç sanki bitmiş gibiydi, delikanlı ile arasındaki hafif uzaklıktaki mesafeye bakmadan ona doğru bağırmalar başlamıştı. “ Sen hangi akıla hizmet ederek beni rahatsız ediyorsun? “ Oradaki erkeğin daha cümleleri söylemeden arkasını dönmesi onu kavramsallaştırmıştı. Beğeni ve eda delikanlının yüzünü Marie'nin zihninde bir anda canlandırmıştı. Oğlanın içinden de ilk ses deneyimi gerçekleşmişti. “ Pislik!“ Bu ukelâ erkeği hatırlamamak mümkün değildi. Gözleri dahada bir kızgın bakan Marie bir serinleyişe sanki dur demişti.
Gözlerini delikanlının gözleriyle birleştirdiğinde onun kafa bulayan sesi ve hâin gülümsemesi ruhuna işlemişti. “ Sen, sen o sun. Sadece ufacık bir kağıt parçası için neredeyse tepeme çıkacak erkeksin. Burada da karşıma çıktın değil mi ? Ama orada kurtuldun, Burada kurtulamayacaksın. Bugünden sonra bu ukelâ tiplemenden de vazgeçeceksin. “ Sözleri bittiği anda Marie ona doğru ilerlemiş, hiç çekinmeden ellerini havaya doğru kaldırarak delikanlının sol yanağına doğru doğrultmuştu. Elleri delikanlının yanağına değdiğinde arazide yankılanan büyük ses oğlanın da sağa doğru düşmesini sağlamıştı. Büyük bir kahkaha patlatan Marie, duraksayarak yerden kalkan oğlana bakmıştı. Yüz hatlarını değiştirmiş, sinirli bir şekilde üstüne doğru geliyordu. Marie geri geri gitmeye başlamış, biraz daha ilerleyince geriye dönüp koşmaya başlamıştı. Oğlanın bağırışları kulağında çınlıyor, biraz eğlenceli tarzda kızdan kaçıyordu. Onun kadar hızlı koşuyordu. Şakaklarına soğuk soğuk değmeye başlayan rüzgar, arada bir Marie'nin arkaya dönüp oğlana bakmalarında oğlanın saçlarını havaya kaldırıyor, ona daha bir değişim saçıyordu. Marie iyice işi gırgıra sarmaya başlamış başını hep ona doğru doğrultarak ilerliyordu. Bir yandan da eli arka cebindeki asasındaydı. Ani bir müdahalede asayı kullanmak zorunda kalması gerektiğini çok iyi biliyordu.

Oğlan durmuştu. Marie hâla koşuyor oğlanın neden durduğunu anlamıyordu. Oğlanın ellerini göğüs hızasında kaldırması ve dur işareti yazması onu şaşırtmıştı. Yine bir oyun diyerek koşarken bir anda boşluğu hissetmişti. Ayakları boşluktaydı, olmayan bir boşluk. Nerede olduğunu bir anda düşüşe geçmesi anlatmıştı. Takla atarak düşerken arka cebindeki asa bir türlü çıkmıyordu. Mesafenin daralması ve kayalara çarpıp bir o yana bir bu yana sallanması daha düşmeden üstünü kana bulamıştı. Derinliğe doğru düşerken asa cebinden çıkmış ve kısıklaşan ses coşmuştu. “ Aresto Momentum. “ Büyü etkisini kısa süreliğin göstermiş ve bir anda yavaşlamış bir şekilde uçsuz bucaksız okyanusa düşen Marie'nin son çığlığı orada yankılanmıştı...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Leonidas Chicago

Leonidas Chicago


Lakap : Mr Perfect
Rp Sevgilisi : Yok
Mesaj Sayısı : 18
Kayıt tarihi : 07/07/10

Özel
Rp Puanı:
Açıklama - Sayfa 2 Left_bar_bleue45/100Açıklama - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (45/100)

Açıklama - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Açıklama   Açıklama - Sayfa 2 Icon_minitimeCuma Tem. 09, 2010 5:10 am

Leo Lobiye göre barın daha havasız olduğunu düşündü, burnunda nefes almayı kesti. Ağır bir koku vardı içeride, alkolün de mayhoş tadı hissediliyordu. Uzun bir sandalyeye geçti, ne içeceğine henüz karar vermemişti. Ellerini barın üzerinde birleştirdi ve başını öne eğdi. Burada, öylece, uyuyabilirdi. Günlerdir uyuyamıyordu, aklında çıkmayan problemleri vardı. Hava henüz kararmamıştı, yağan yağmur biraz yürümek istemesini sağlamıştı. Ceketini alarak dışarıya çıktı ve cadde boyunca yürüdü. Oturduğu yer oldukça bakımsızdı, yollar yıllardır onarılmamıştı. Eriyen asfaltın eğimli bölümlerinde küçük göller oluşmuştu. Kaldırımdan giderken yanından hiçbir arabanın geçmediğini fark etti ve evine dönerek uçuç tozuyla Diagon Yolu'na gelmişti. Çatlak Kazan'a girmek gibi bir planı yoktu ancak çakan şimşek yağmurun yağacağının habercisiydi ve kendini dayanamayıp içeriye atmıştı.

Zor bir yazdı, aylar geçmek bilmiyordu. Tatil yapamıyordu, gündem boş olmasına rağmen Sihir Bakanlığı'ndaki tartışmalar bitmek bilmiyordu. Tüm daireler bu sorunlu yazı hissetmese de Yüksek Mahkeme'de şiddetliydi günler. Üyelerin onun genç olmasından şikayetçi olduklarını düşünüyordu bazen, tepkiler alacağını da düşünüyordu. Bu görevde olmaktan çok memnundu, adil olduğunu düşünüyordu. İnsanlarla her zaman ilgileniyordu, onlarla karşı karşıya gelmemeye çalışıyordu. Kötü birisi değildi, kibirli de değildi ama gene de aklını kullanmaya çalışıyordu. Her gün her olaya hoşgörüyle yaklaşıyor ve önyargılarını kendinden uzak tutuyordu. Disiplinliydi ancak yaşı gereği ona pek de saygı duymuyorlardı. Artık öncelikli görevi güven kazanmaktı, bunu yapabilirdi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Lydia Myrenela Black

Lydia Myrenela Black


Lakap : Myra , Lyd,
Rp Sevgilisi : Paul Joshua Jackson <3 Çok sevilmekte kendisi <3
Mesaj Sayısı : 284
Kayıt tarihi : 14/07/10

Özel
Rp Puanı:
Açıklama - Sayfa 2 Left_bar_bleue85/100Açıklama - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (85/100)

Açıklama - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Açıklama   Açıklama - Sayfa 2 Icon_minitimeSalı Tem. 27, 2010 12:34 am

Dışarıda feci bir şekilde yağmur yağıyor, damlalar camları delmek istercesine çarpıyordu pencerelere. İçeride çok masum görünüşlü bir kız uyuyordu. Sarı saçları yüzünün bir bölümünü kapatmıştı. Gülümsüyordu, güzel bir rüya görüyor olmalıydı. Fakat bu gülümseme az sonra yerini şaşkınlığa bıraktı. Çünkü halası birden pat diye içeri daldı. Yüzü heyecandan kıpkırmızı olmuştu. Eğer bu saatte halası Allison'ın odasına böyle gürültü patırtı içerisinde daldıyorsa, ve bunun için özür dileyemeyecek kadar heyecanlıysa mutlaka çok önemli bir şey olmuş demekti.

Allison gözlerini şaşkınlıkla yavaşça açtı. Önce nerede olduğunu kavrayamadı. Sonra karşısında halasını elinde kağıt parçalarıyla görünce az da olsa kendine geldi.


"Neler oluyor hala? Tanrı aşkına saatten haberin var mı?"
"Ahh bu haberi duyunca saat umrunda olacak mı sanıyorsun tatlım?"
"Ha? Anlayamadım ne haberi bu? Ama öyle bir haber olmalı ki, gecenin bu saatinde odama dalıyorsun, yüzün kırmızı-pembe karışımı bir renk. Fakat kesinlikle özür dilemek aklına gelmiyor, üstüne üstlük beni gecenin bu saatinde uyandırdığın için çok mutlu görünüyorsun."
"Pekala küçük bayan. Sanırım kendiniz bakmak istersiniz." diyerek kağıtları Allison'a uzattı halası.

Allison kağıtları kaptı ve zaten açılmış olan zarfın içinden mektubu çıkardı.

"Hala ! Bu zarf açık!"
"Kusura bakma tatlım. Heyecan işte."

Allison içini çekip mektubu okumaya koyuldu. Okudu fakat şoktan mı heyecandan mı anlayamadı ilk seferde. Tekrar tekrar okudu. Ve sindirince bağırmaya başladı.

"Hala !!! İnanamıyorum !! Şaka değil değil mi bu?! Şaka yapmıyorsun değil mi? Ahh ciddi olamazsın!!! İnanamıyorum!!"
Ve hemen kalkıp halasının boynuna atladı. Halası sırtını sıvazladı.
[color:a1f5=blue"Hayır tatlım gerçek. Tebrikler, tebrikler."[/i]
"Ne zaman gidiyoruz?"
"Yarın Londra'ya gitmemiz gerek. Ama en yakın zamanda."
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Açıklama
Sayfa başına dön 
2 sayfadaki 3 sayfasıSayfaya git : Önceki  1, 2, 3  Sonraki

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Whisper of Death RPG :: Duyuru ve Sabit Geçmişi-
Buraya geçin: