Soğuk bir kış günüydü. 5 yaşında ki Scarlet evlerinin buğulanmış camından dışarıyı izliyordu. Birer birer yere düşen kar taneleri toprağın üstünü yavaşça beyaz bir örtü gibi kaplıyordu. Mutfaktan gelen ve annesinin yaptığı zencefilli kek kokusu tüm evi sarmıştı. Scarlet ve kardeşi için harika bir gündü. Jamie... Kız kardeşi ona hiç benzemiyordu. Fizikten tutun davranış biçimine kadar her şeyleri farklıydı. Ancak yine de Scarlet kardeşini çok seviyordu. O günün mutluluğunu kimse bozamazdı. En azından onlar öyle düşünüyorlardı. Ta ki babası evin kapısını açana dek. "Bizi buldular." açık kapıdan içeri soğuk sızarken sarf edilen bu sözler Scarlet ve Jamie'ye pek anlamlı gelmemiş olsa da anneleri ne demek olduğunu çok iyi biliyordu. "Ne kadar vaktimiz var." dedi annesi mutfaktan salona gelirken. "Çok yok. Kızları al, hemen gitmeliyiz." Annesi Scarlet'ın babası Jamie'nin kolundan tuttuğu gibi onları evden çıkardlar. Soğuk tenlerine nüfuz ederken tir tir titreyen iki kardeş hiç karşı koymadan anne ve babalarının peşinden gitmeye başladı. Sonunda durduklarında eski bir barakanın önündeydiler. İzlerinin er ya da geç bulunacağını bilen aile, saklanmak için iyi bir yer aramaya başladı. Barakanın biraz uzağındabüyük bir çalılık vardı. Jamie ve Scarlet'ı saklayacak kadar büyüktü, ancak ebeveynleri sığmıyordu. Saklanacak başka yer olmadığı için aile, çocuklarına çabucak durumun vahametini anlatmaya başladı. Ancak çocuklar daha 5 yaşındaydı, iş oldukça zordu. "Bakın çocuklar; Jamie, Scarlet..." diye söze başlayan annesi nasıl devam edeceğini bilmiyordu. Bunu anlayan babası sözü devralmıştı. "...biz uzun zaman önce bir şekilde tuzağa düşürüldük. Yapmadığımız bir şeyi yapmış gibi gösterildik. Ve..." Cümleye devam edemiyorlardı. İkiside. O yüzden açıklama yapmaktan vazgeçip talimat vermeye başladılar. "Scarlet, Jamie sizden çok önemli bir şey isteyeceğiz. Bize söz verin." Scarlet ve Jamie'nin yüzlerinde anlamamış gibi bir ifade belirdi. "Sadece söz verin..." Annelerinin sesi ağlamaklı çıkıyordu. "Ne... ne için ki?" sonunda konuşabilen Jamie olmuştu. Eşinin söze devam edemeyeceğini gözlerinde ki yaşlardan anlayan babası cevap vermişti. "Burada kalın, ta ki güneş batıp tekrar doğana kadar. Hiç ses çıkarmayın ve buradan ayrılmayın. Söz mü?" babası bunu o kadar sakin söylemişti ki sanki sadece bir oyundu. "Söz." demişti Scarlet. Jamie ise kararsız kalmıştı. Hala neden burada olduklarını anlamış değildi. Ancak küçük bir çocuktu ve ailesine karşı çıkacak değildi. "Söz." Bu kelimeyi duyunca babasının yüzünde kederli bir gülümseme oluştu. "Ama unutmayın kızlar; sözünde durmayan insana asla kimse güvenemez." Seni hayal kırıklığına uğratmayacağım baba. Uzaklardan gelen ayak seslerinin yankısı bu boş araziyi kapladı. "Saklanın." dedi annesi son kez onlara bakarak. Sonra babasıyla birlikte barakaya doğru koşmaya başladılar. Ne yazık ki peşlerinde ki yaratıklar çok hızlıydılar ve onlar barakaya varamadan onları yakaladılar. Bu sayede ebeveynlerin, çocuklarının onların ölümünü görememe istekleri suya düştü. "Yolun sonu Rosae'ler." Onların önünü kesen yaratık konuşmuştu. "Biz bir şey yapmadık." diye bağırdı Scarlet'ın babası. "Biz mahkeme için çalışırız." diye karşılık verdi öteki yaratık. "Ve mahkeme sizin suçlu olduğunuz kanısında." Yaratık bunları söylerken yüz ifadesinde en ufak bir değişiklik bile olmamıştı."Peki bize ne yapacaksınız?"
En sonunda yüzünde bir değişiklik beliren yaratık, şimdi genişçe gülümsüyordu. "Cezanız, ölüm." dedi diğer yaratık. "Teslim olun, yoksa zor yoldan istediğimizi elde etmesini biliriz." "Pekala öldürün bizi." dedi annesi. Artık gözünden yaş akmıyordu. Kendini bu iki korkutucu yaratığa teslim ederken içi rahattı çünkü çocukları güvendeydi. Yaratığa doğru bir adım attı ve kalbine bir hançer saplamasına izin verdi. Hayır! Bağırmamak için kendini zor tutan Scarlet, bağıracak mı diye Jamie'yi kontrol etti. Kendisine göre bayağı soğukkanlı görünüyordu. bakışlarını yeniden çeviren Scarlet bu sefer babasının kalbinde ki hançere dehşetle bakıyordu. Gözlerinden sessizce damlalar düşmeye başladı. Jamie ise her ne kadar sarsılmış da görünse kendini kontrol edebiliyordu. O gece birbirlerine sokularak ebeveynlerinin cesetlerinin bir kaç metre ötesinde ağlayarak uyudular. Scarlet sabah uyandığında, güneş çoktan doğmuş ve Jamie gitmişti. Anne ve babasının cesetlerinin olduğu yere baktığında ise hançerlerin birinin gitttiğini ve cesetlerin her birinin başına birer tane çiçek bırakıldığını gördü. Kardeşinin bıraktığını sandığı hançeri alıp, kendi yoluna doğru ilerledi. O günden beri de kardeşinden haber almadı.