Whisper of Death RPG
Sitemize hoş geldiniz.
Lütfen giriş yapınız ya da üye olunuz.

WoD Yönetimi.
Whisper of Death RPG
Sitemize hoş geldiniz.
Lütfen giriş yapınız ya da üye olunuz.

WoD Yönetimi.
Whisper of Death RPG
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaKapıLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Olivia Williams

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Olivia Williams




Mesaj Sayısı : 1
Kayıt tarihi : 03/07/13

Özel
Rp Puanı:
Olivia Williams Left_bar_bleue90/100Olivia Williams Empty_bar_bleue  (90/100)

Olivia Williams Empty
MesajKonu: Olivia Williams   Olivia Williams Icon_minitimeÇarş. Tem. 03, 2013 10:48 am


Birden ortalığın siyaha boyandığını gördü. Siyah dumanların ona doğru yaklaştığını hissetti. Gözlerini açmak kaçmak istedi ama bir türlü beceremedi. Nefesleri keskinleşti. Sanki kendi kendine fısıldıyordu: "Bu bir rüya, bu bir rüya!" Dayanamayacağını hissetti, öldüğünü hissetti, bedeni çekiliyordu ve birden gözlerini açtı. Nefes alamıyordu, hemen doğruldu. Bunu bir daha asla denemeyecekti. Nefesinin düzelmesini bekledi. Elini kalbine koydu, hala güm güm atıyordu.

Yataktan kalkıp aynada kendisine baktı. Bu kendi yüzü olamazdı değil mi? Sanki gençleşmiş gibi duruyordu. Yüzünde kırışıklık kalmamıştı. Gözleri çok güzel görünüyordu, masmavi ve kocaman. Bu nasıl olmuş olabilirdi ki? Elbisesini sıyırıp vücudunu inceledi. Aya göbeği gitmişti. Bacaklarındaki selülitler yok olmuştu. Layla olanlara inanamıyordu. Bu asla kendisi olamazdı.  Korkunç bir kabus görüyordu, astral seyahat deniyordu ve şimdi de tüm vücudu yenilenmiş miydi? Bu imkansızın tam kaşılığıydı. Güldü ve yeniden uyumak için yatağına döndü.

Birden kendi çığlığı ile sarsıldı. Bedeni yatakta yatıyordu, ama kendisi ayaktaydı. Tepesinden kaynar sular dökülüyor gibi geldi. Bunu başarmış olamazdı. Bedeninden çıkmış olamazdı! O yüzden vücudu bu kadar kusursuz görünüyordu işte. Eliyle saçlarını geri savurdu ve bedenine yaklaştı. Sakince elini kendi bedeninde gezdirdi. Gezdirdikçe sanki ürperiyordu. Bedenine dokunmasının hissini kendi üzerinde yaşıyordu. Bedenini gıdıkladı, kendisi gıdıklandı. Bir süre kendi kendine kıkırdadı ve bedeninden uzaklaştı. Şu anda Layla neydi? Ne olmuştu? Sakince nefes almaya çalıştı, ama bu halde kim sakin kalabilirdi ki?

Layla gözlerini kapattı ve bunun olmamış olmasını diledi. Gözleri kapalıydı ama Layla hareket ediyordu. Yavaşça gözlerini açtığı zaman havalandığını fark etti. Uçuyordu! Buna inanamadı. Aşağıya inmeyi denedi, önce başaramadı; ama biraz deneyince inmeye başladı. Bağdaş kurdu ve yerden bir metre yukarıda havada öylece oturdu. Neye uğradığını şaşırmıştı. Gülse miydi, ağlasa mıydı bilemiyordu. Bu halde ne yapabilirdi ki? Sonra düşündü, madem uçabiliyordu, o zaman bunu değerlendirmesi gerekiyordu. Ruhunu cama yönlendirdi ve açık camdan dışarı süzüldü. Kimsenin onu görmemesini dileyerek gök yüzüne yükseldi.

Şehre böyle bakmak o kadar hoşuna gitti ki, Layla bunun bitmesini istemiyordu. Layla ruhunu yönlendirme işini kısa sürede kavradı ve uçmaya devam etti. Hava karanlıktı ve tatlı bir rüzgar esiyordu. Layla bir süre sonra kendini rüzgarın akışına bıraktı. Rüzgar nereye savurursa oraya gidiyordu.

Birden durdu. Rüzgara karşı koyup durmayı seçti. Evin yolu neredeydi? Astral seyahati ona tavsiye eden kadın dışarıda yarım saatten fazla kalmamasını, yoksa öleceğini tembihlemişti. Layla acaba ne kadardır dışarıdaydı? Her şey aklından uçup gitmişti. Yapması gereken eve dönmekti. Şehrin üzerinde uçmayı sürdürdü. Eve yaklaştığını hissediyordu; ama sokaklar tanıdık gelmiyordu. Uçmaya devam etti. En sonunda evini buldu, camdan içeri süzüldü. Bedenine yaklaştı ve ellerini göğsüne uzattı. 

Ama bir problem vardı, elleri içeri girmiyordu. Layla ruhunu bedenine sokmak için dakikalarca uğraştı, ama olmuyordu. Zavallı ruhu yorgun düştü ve ağlamaya başladı. Göz yaşları buhar olup havaya karışıyordu. Layla çok geçmeden bedeninin öldüğünü fark etti. Havada bağdaş kurup cansız bedenine bakmaya başladı. Ya şimdi ne yapacaktı?

Omzunda hissettiği elle irkildi ve arkasını döndü. Takım elbise giymiş, siyah saçlı karizmatik bir adamla göz göze geldi. "Sen kimsin? Odamda ne arıyorsun?" Çok kendiden emin bir şekilde soruyordu. Adam ağzını yana kaydırarak güldü ve cevapladı: "Azrail'im" Layla'nın ağzı neredeyse açık kaldı. "Öldüm mü?" Azrail başını salladı. Layla bir iki adım geri gitti. "Olmaz, olamaz, hayır! Yo hayır! Ölemem, ölemem, daha çok gencim!" Azrail onun yüzüne baktı. "Bu kadar erken gelmeyecektim, fakat sen kabullenip oturdun diye geldim." Layla başını salladı. "Hayır, bunu istemiyorum!"

Azrail onun cansız bedenini işaret etti. "Artık bitti Layla, geri dönüş yok. Bedenin çoktan buz kesti." Layla hala başını sallıyordu ve inkar ediyordu. Ama Azrail onu tuttu. "Bundan kaçamazsın, kimse ölümden kaçamaz." Layla Azrail'in melek sesinden ne kadar etkilense de, hayır, onunla gitmeyecekti. Ölmek istemiyordu. "Ama bu ecelim olamaz!" "Bazı hatalar bizi ölüme getirebilir Layla." Layla iç çekti ve yutkundu. "Ölmek istemiyorum..." 
Azrail elini onun omzuna koydu. "Vakit doldu, gitmemiz gerekiyor."

Layla cansız bedenine yaklaştı ve son kez elini uzatıp saçlarında gezdirdi. Sonra ağlayan gözlerle Azrail'e baktı. Başını salladı. Azrail elini onun omzuna koydu. Birden ortadan yok oldular. Layla'nın bedeni ise derin bir nefes aldı, "puf" diye verdi ve başı yana düştü...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Black Widow

Black Widow


Mesaj Sayısı : 66
Kayıt tarihi : 18/04/13

Olivia Williams Empty
MesajKonu: Geri: Olivia Williams   Olivia Williams Icon_minitimeÇarş. Tem. 03, 2013 8:28 pm

Puanınız: 90





# Betimleme: 28/30
# Akıcılık: 9/10
# Yazım Kurallarına Uyum: 8/10
# Sayfa Düzeni: 10/10
# Renklendirme: 4/5
# Kurgu: 21/25
# Uzunluk: 10/10

İyi rol oyunları!

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Olivia Williams
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Jeff Sirius Williams
» Mutlu Yıllar, Mark Williams!

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Whisper of Death RPG :: Role Play Geçmişi-
Buraya geçin: