Whisper of Death RPG
Sitemize hoş geldiniz.
Lütfen giriş yapınız ya da üye olunuz.

WoD Yönetimi.
Whisper of Death RPG
Sitemize hoş geldiniz.
Lütfen giriş yapınız ya da üye olunuz.

WoD Yönetimi.
Whisper of Death RPG
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaKapıLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 I want you here with me.

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Alyssha Cassidy Malfoy
Slytherin VII. Sınıf Öğrencisi | Bina Başkanı
Slytherin VII. Sınıf Öğrencisi | Bina Başkanı
Alyssha Cassidy Malfoy


Lakap : Aly, Cass
Rp Sevgilisi : Xavier Shane Raymond.
Mesaj Sayısı : 827
Kayıt tarihi : 01/11/09

Özel
Rp Puanı:
I want you here with me. Left_bar_bleue100/100I want you here with me. Empty_bar_bleue  (100/100)

I want you here with me. Empty
MesajKonu: I want you here with me.   I want you here with me. Icon_minitimeÇarş. Tem. 03, 2013 7:17 am


I want you here with me. Vcyl
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alyssha Cassidy Malfoy
Slytherin VII. Sınıf Öğrencisi | Bina Başkanı
Slytherin VII. Sınıf Öğrencisi | Bina Başkanı
Alyssha Cassidy Malfoy


Lakap : Aly, Cass
Rp Sevgilisi : Xavier Shane Raymond.
Mesaj Sayısı : 827
Kayıt tarihi : 01/11/09

Özel
Rp Puanı:
I want you here with me. Left_bar_bleue100/100I want you here with me. Empty_bar_bleue  (100/100)

I want you here with me. Empty
MesajKonu: Geri: I want you here with me.   I want you here with me. Icon_minitimeÇarş. Tem. 03, 2013 7:54 am

here by me.:


    Kömür karası siyah saçları omuzlarından aşağı dökülen genç kadın, donuk mavi gözlerle izliyordu karşısındaki adamı. Onun düşüncelerini anlamaya çalışıyor, hissettiklerini tatmayı deniyordu. Ağzında yakıcı bir tat oluşmuştu nedensizce. Kaşları hafif çatıktı ve adamın ellerini tutuyordu sıkıca. Başını omuzlarının üzerine biraz daha eğerek adama yaklaştı ve mırıldandı hafifçe. "Bunu yapmak istediğinden gerçekten emin misin?" Karşısında duran delikanlı ellerinden birini çekerek saçlarını karıştırdı ve kafasını salladı. "Başka seçeneğim yok," dedi ve kısa bir duraklamanın ardından bitirdi sözlerini. "Hesabını sormak zorundayım." Alyssha anladığını belirtircesine kafasını salladı ve derin bir nefes aldı. Böyle bir duruma daha önce hiç düşmemişti, böylesi bir durumu daha önce hiç düşünmemişti bile. Kendisi bir piç gibi büyümüştü; yalanlanamayacak bir gerçekti. Kanının saf, ailesinin kalabalık olduğunu biliyordu ancak anne ve babasız büyüyen bir çocuktu o. Hiçbir akraba, ne kardeşleri, ne ablası bir ebeveyn olamamıştı ona ne kadar deneseler de. Belki hayatında yeterince sevgiyi tatmıştı ancak o bir piçti, bu gerçeği değiştiremezdi hiçbir şey. Yalnızca birkaç ay öncesine kadar Xavier da öyleydi oysa. Allison'ın gizemli mektubu Jack'in cebinden çıkıp, gerçekler ortalığa dökülene dek.

    "Beklediğin gerçekleşmezse ne yapacaksın?" Alyssha bu soruyu sorarken adamın ne beklediğinden bile emin değildi. Xavier omuz silkti, belli ki onun da hiçbir fikri yoktu bu konuda. "Onu öldüremem, onu sevemem, onunla hiçbir şey yapamam. Ama sormalıyım, neden on sekiz yıl boyunca ölü olarak bildiğimi, nedenini sormalıyım Aly." Kafasıyla onayladıktan sonra çantasına yöneldi genç kız ve karıştırdı içini. Ciğerlerini sigara denen meret ile doldurmaya ihtiyacı vardı o an deli gibi. En sonunda paketini bulduğunda, ahalayarak bir taneyi çıkarttı ve asasıyla yaktıktan sonra dalı dudaklarına götürdü. Çatlamış dudakları sigara ile buluştuğunda hafifçe gülümsedi ancak bu gülümsemeyi hızla sildi. "Jack ile birlikte gitmelisin bana sorarsan," dedi ve Xavier'ın itiraz edeceğini fark ettiğinde devam etti. "Onu tanıyor, yardım edebilir. Hem, siz ikiniz iyi anlaşmaya başladınız." Jack ile Xavier'ı geçenlerde Quidditch antremanı yaparken gördüğünde, ortalığın kan gölüne döneceğini düşünmüştü ancak onu kelimenin tam anlamıyla şoka sokmuşlardı. Slytherin'in iki vurucusu birlikte mükemmel bir takım olmuş, Krystof dahi onları övmekten alamamıştı kendisini. Herkes bilirdi ki Krystof söz konusu Quidditch ise yalnızca eleştirmen olur çıkardı, övgülerini antremandan sonraya saklardı daima. Bu defa... Yapmamıştı.

    "Jackie'ye sevgi gösterisine ihtiyacım yok benim. Kadını tanımıyorum Aly, hayatımda da istemiyorum. Sadece... Gidip onu bulmalıyım. Arada sırada Jack ile kırıştırıyormuş," dediği sırada kastettiği Jack babasıydı.  Oysa büyük ironi gözlerinin önüne bir kez daha serilmişti ve sinirle öfledi genç adam. "Babamın ismini oğluna vermiş. Ardından hiçbir şey olmamış gibi kocasına da aşık olduğunu iddia etmiş. Ne biçim bir kaltak bunları yapabilir?" Ona hak veriyordu Alyssha. Xavier'ın yerinde olmaktansa kendi durumunu tercih edeceğini düşündü. Ne olursa olsun kendi ailesi onu korurken can vermiş, onu sevmişti. Allison'ın yaptığı birini seçip, diğerini terk etmekti. Korkakçaydı ve Alyssha korkakları sevmezdi. Bu kadın hayatının anlamı olmuş bu adamı bile doğurmuş olsa, hayır asla sevemezdi. İçi acıdı bir an Jack için. Jack Raymond için. Adamın yıllarca sevgilileri olmuş, takılmış, eğlenmiş hayatını yaşamıştı ancak sevdiği tek kadın, kollarından uzakta olmaya mahkumdu. Oğluna ise onun öldüğünü söylemeye. Ki Jack Raymond, zaman içerisinde Alyssha için dahi bir baba oluvermişti. Adamın mutlu olmaya ihtiyacı vardı, tıpkı onların her biri gibi. Sigarasından derin bir nefes çekerek Xavier'ın ellerine odaklandı Alyssha. Hayatları tam rayına oturdu derken yeniden sarpa sarıyordu. İkisi mutlulardı, okulun bitmesine bir ay kala iş planları dahi hazırdı. Karenin'i her ne kadar ilk başta benimseyemeseler de Krystelle onu aralarına almayı başarmış, çocuk kendisini sevdirmişti. Gryffindor sevgilisi Miloslova asla Aly'nin favorisi olmayacak olsa da, ona bile ısınmıştı. Derken Dominic, sahte kuzeni Dominic işin içine girmişti. Krystelle onu bile iyileştirmiş, güler yüzlü yapmıştı ve Aly gerçekten bu kızın bu konuda ayrı bir özel yeteneğe sahip olduğunu düşünüyordu. Her şey iyiydi, birkaç hafta öncesine kadar.

    "Gitme. Krystelle'ın sana ihtiyacı var," dedi Alyssha bir an için elindeki sigarayı küllüğe bastırıp masanın karşı ucuna, Xavier'ın kucağına oturdu. Elleriyle onun boynunu kavrayıp alnını alnına dayadı. "Sana ihtiyacımız var." Loyal Blood git gide hareketleniyor, Aphrodite'e adeta darbeye hazırlanıyordu. Onların içinde olmak kızı delirtiyor olsa da katlanamıyordu etrafında dolanan iblislere. Kimberly ise sanki inadına küçük velet Dracul ile takılıyor, kendisinden çok çocukla ilgileniyordu. Bu savaş onları ikiye bölmüştü ve iç savaşlar daima en tehlikeli olanlarıydı. Krystof belki en sorunsuz olanlarıydı içten içe ancak geride kalmanın derdine düşmüştü; Jacques ile birlikte. Alysshaların mezun oluşları her şeyi değiştirecekti. Fakat hepsinin ötesinde, Krystelle'dı canını sıkan genç kızın. Dominic'i seviyordu, hiç kuşkusuz. Tüm kalbi ona aitti ancak Landers'ın kayboluşundan sonra bir parçasını kaybetmiş gibiydi içinde. Merlin biliyordu ya, herkes onu öldü bilirken tek kelime edememekti Alyssha'yı delirten. En yakını parçalanırken söyleyememek, Gordon Campbell'a hayatında ilk kez gerçekten acırken doğruları kendisine saklamaktı. O kötü olandı, bunu unutuyor gibiydi ama şeytanlara hizmet etmek için değildi onun karanlık yanı. Alyssha Malfoy, kendisi bir şeytandı ve gerçeklerle yüzleşmeliydi. "Bunu tek başına yapmana izin vermeyeceğim Raymond. Asla."

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Xavier Shane Raymond
Slytherin VII. Sınıf Öğrencisi
Slytherin VII. Sınıf Öğrencisi
Xavier Shane Raymond


Lakap : Xavie. -evet tek bir harf fark ediyo asdf-
Rp Sevgilisi : Alyssha.
Mesaj Sayısı : 91
Kayıt tarihi : 05/06/11

Özel
Rp Puanı:
I want you here with me. Left_bar_bleue98/100I want you here with me. Empty_bar_bleue  (98/100)

I want you here with me. Empty
MesajKonu: Geri: I want you here with me.   I want you here with me. Icon_minitimePerş. Tem. 04, 2013 12:30 pm



    "Bunu tek başına yapmana izin vermeyeceğim Raymond. Asla." Kızın sözleri kulaklarında çınlarken onun saçlarını sıkıca kavrayıp alnına bir öpücük kondurdu Xavier. En son ne zaman bu kadar ciddi olduğunu hatırlamıyordu bile sevgilisinin ona karşı; ancak biliyordu ki Alyssha acısını onunla paylaşmasaydı asla böyle ciddi olmazdı. Hafifçe geri çekilip kızın gözlerine odaklandı. Mavi gözlerde parıldayan ışıkları takip ederek, mırıldandı. "Benimle gelemezsin, nereye gideceğimi bile bilmiyorum. Seni buna sürükleyemem." Kızın itiraz etmek üzere olduğunu görünce devam etti. "Jack'i de öyle. Bu çok fazla... Olmaz." Kızın üzerine sinmiş kokusuna rağmen onun kendi kokusunu duyumsayıp içine çekti Xavier. Bir eliyle ister istemez onun saçlarını okşarken, diğer eliyle masada ritim tutuyordu gergince. Sevgilisinin haklı olduğunu biliyor, itiraz edemiyordu. Plansızca girişmişti işe ancak o bir Slytherin'di ve tutkularıydı onu yöneten, beyni değil. Ne olacağını ister bilsin ister bilmesin, sonuca erişmeliydi yalnızca. Buna ihtiyacı vardı genç adamın.

    "Bana bak," dedi Alyssha ve adamın yanaklarını kavradı elleriyle. Dudakları Xavier'ın dudaklarına kapandığında karşılık verdi genç adam kollarındaki mükemmel kıza. Tutku dolu dokunuşları birbirlerini bulduğu sırada birkaç saniye yalnızca kendi düşüncelerine gömüldüler. Bıraksa sabaha kadar onu öpebilecek olan genç adam, kızın geri çekilmesiyle birlikte yeniden göz teması kurdu. Alyssha ise devam etti. "İtiraz etmen hiçbir şeyi değiştirmeyecek. Bunu biliyorsun." Tekrar tutkuyla öptü adamı ve ister istemez bir inilti yükseldi Xavier'ın dudaklarından. Alyssha'nın bunu bilerek yaptığını biliyordu, ne kadar küfür ederse boştu. Derin bir nefes alarak onun saçlarından çekerek elini, kızın beline sardı ve bedenini bedenine bitiştirdi. Kızın göğüslerini kendi göğüslerinde hissederken arkadan gelen bir öhöleme üzerine topluluk içerisinde olduklarını hatırlayıp, geri çekildi. Ve saniyesinde demin Alyssha'nın boşalttığı koltuğa Krystelle çöktü. Kız nereden gelmişti ya da ne zamandır orada onları bekliyordu bilmiyordu Xavier. Alyssha'nın elini tutarak, Krystelle'ın suratına kaydırdı gözlerini. Görünüşü her zamanki gibiydi, süslenmiş, saçları özenle taranmış, kalemi müthiş bir ustalıkla çekilmişti. Dudakları pembe rujla parıldıyor, yeşil ipek elbisesinin içinde bir kuğu gibi gözüküyordu. Oysa bir şeyler eksikti. Belki önsezilerinin onu yanıltmıyor oluşuydu sebebi belki de artık gözlerindeki o parıltının olmayışıydı. Yüzü gülüyordu fakat Xavier bunun bir oyun olduğunu bilecek kadar onu tanıyordu. "Siz çifte kumrular Nate ile Kim'in öpüşme rekorunu kırmaya mı çalışıyorsunuz? Bana sorarsanız sevişme rekoru Vera ile Krys'tedir. Onu da deneyebilirsiniz. Mümkünse kapalı alanda. Ama benimle aynı evde olmasın zira malikaneyi terk etmeyi düşünüyorum. Fazla gürültü, anlarsınız ya." Konuşmaya başlayınca hiç susmayan Krystelle duruyordu karşılarında işte, ister istemez hafifçe sırıttı Xavier.

    "Yalancı," dedi Alyssha kaşlarını çatarak ve Xavier'ın kucağından kalkarak kızın yanına gitti. Kolunu onun omzuna atarak tamamen bakışlarını ona yöneltti. "Krys, bunu yapma. Konuş bizimle." Xavier başıyla onaylamakla yetindi. Pek çok şey oluyordu ve kimin yanında olması gerektiğini bile bilemiyordu artık. Ona ihtiyacı olduğu sürece Krys'in ellerini daima tutardı ancak kafası başkasına odaklanamayacak kadar doluydu ve bundan nefret ediyordu. Alyssha ise onun aksine, hepsini bir düzende tutmaya çalışıyormuş gibiydi. Ve Xavier emindi ki, o da bunu beceremiyordu artık. "Konuştuğumu sanıyordum. Ben geveze olanım, hatırladın mı?" Sevgili genç adama kaçamak bir bakış attığında, araya girmenin vaktinin geldiğini anladı genç adam. Doğru kelimeleri aradı birkaç saniye ve o an için, Jack'i orada istedi. Oğlan nasıl oluyorsa insanlarla konuşmasını biliyor ve teselli edebiliyordu. Teselli etmek hiçbir zaman Xavier'ın alanı olmamıştı, onun aksine. "Onun hala yaşadığını düşünüyorsun çünkü buna inanmak istiyorsun." Söylememesi gereken bir şeyi patavatsızlıkla söylemiş miydi, yoksa ona mı öyle gelmişti? Ah, hayır. Aynen öyle yapmıştı bunu Alyssha'nın kendisine dönüp pörtlettiği gözlerle bakmasından bile anlayabilirdi. Krystelle ise onun aksine hiç tepki vermedi, yalnızca gözlerini kapadı açtı ve en sonunda bir kahkaha patlattı. Tüyler ürperten, hiç Krystelle'a ait değilmiş gibi olan bir kahkaha. "Ölen öldü Xavier, başka bir şeye inanmıyorum ya da inanmak istemiyorum. Bu konuyla ilgilenmiyorum.. Aly, bana öyle bakmayı kes. Xavier sen de. Gerçekten, yapmayın bunu. Krystof dokuz aylık bebekmişim gibi üzerime titriyor. Kennedy desen hiç olmadığı kadar bize uğruyor. Jac ve Jack bir taraftan, siz bir taraftan. Merlin aşkına, benim bir hayatım var. Bir sevgilim var. Kimsenin yasını tutmuyorum, kimseyi umursamıyorum ve ben-" bir an için ağzı açık kaldı Krystelle ve hızla ağzını kapattı. Ne diyeceğini kendisi de bilmiyordu belki de, belki içindeki siniri uzun zaman sonra ilk kez dile döküyordu. Kızarmıştı suratı ve eli titriyordu. Kafasını iki yana salladı ve ayağa kalktı. "Ben iyiyim. İnsanların artık benimle ilgilenmeyi bırakıp kendi işleriyle ilgilenme zamanı geldi. Kendinizden başlamayı deneyin." Başka hiçbir şey söylemeden kapıdan sinirle çıkıp gitti ki, şaşkınlıkla birbirine bakan çift hiçbir şey diyemedi. En sonunda Xavier, konuşmayı başarabildi. "İşte bu beklenmedikti." Alyssha kafasını salladı ve derin bir ah çekti. "İşte şimdi, sana neden ihtiyacım olduğunu anlıyor musun?"

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
I want you here with me.
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Whisper of Death RPG :: B Ü Y Ü L Ü B Ö L G E L E R :: Knokturn Yolu :: Evils' Home-
Buraya geçin: