Whisper of Death RPG
Sitemize hoş geldiniz.
Lütfen giriş yapınız ya da üye olunuz.

WoD Yönetimi.
Whisper of Death RPG
Sitemize hoş geldiniz.
Lütfen giriş yapınız ya da üye olunuz.

WoD Yönetimi.
Whisper of Death RPG
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaKapıLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 too scared to run, too proud to hide

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Winter W. Archangel

Winter W. Archangel


Lakap : Kissed by Fire
Mesaj Sayısı : 118
Kayıt tarihi : 19/05/13

Özel
Rp Puanı:
too scared to run, too proud to hide Left_bar_bleue100/100too scared to run, too proud to hide Empty_bar_bleue  (100/100)

too scared to run, too proud to hide Empty
MesajKonu: too scared to run, too proud to hide   too scared to run, too proud to hide Icon_minitimePerş. Haz. 06, 2013 9:54 am

too scared to run, too proud to hide Nvn41
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Winter W. Archangel

Winter W. Archangel


Lakap : Kissed by Fire
Mesaj Sayısı : 118
Kayıt tarihi : 19/05/13

Özel
Rp Puanı:
too scared to run, too proud to hide Left_bar_bleue100/100too scared to run, too proud to hide Empty_bar_bleue  (100/100)

too scared to run, too proud to hide Empty
MesajKonu: Geri: too scared to run, too proud to hide   too scared to run, too proud to hide Icon_minitimeC.tesi Haz. 08, 2013 9:13 am



:: İki gün önce ::

''Neden her zaman birinci sen oluyorsun!?''

İkizinin sitem dolu sözlerini pek ciddiye almadan gülümsedi sinsi sinsi. Yaptıkları iksiri birinin üzerinde denemelerine dakikalar kalmıştı ve her şey pamuk ipliğine bağlı denilebilecek kadar hassastı çünkü iksiri kullanacakları kişiyi Winter'in huysuz kedisi Doria seçecekti. Kaşlarını biçimli bir hareketle yukarıya kaldırdıktan sonra dudaklarını birkaç saniye büzmüş ve ikizinin tatmin olmadığını bilse de sadece bu kadarlık bir cevap vermişti. Ardından Hogwarts koridorlarını süsleyen taş zemine çökerek, bir anne şefkatiyle kedisinin iki kulağının arasına öpücük kondurduktan sonra, Doria'yı kucağından indirerek yere bırakmıştı.

''Hadi bakalım, Nymphadoria. Yakışıklı birini seçersen iyi edersin, aksi takdirde bir hafta lezzetli bisküvilerden yok sana.''

Kedisini tembihlerken havada salladığı parmağı, cümlesi bittikten sonra Doria'yı okşamak için tekrar onun başına yönelmişti. Kedisiyle işi bittiğinde yavaşça ayağa kalkmıştı. Ellerini göğüs hizasında birleştirdikten sonra yavaş adımlarla kediyi takip etmeye başlamışlardı ikiziyle beraber. Doria'nın yanında geçenlere her zamanki gibi tıslaması, uzun bir süre sonra ikizleri bıktırmaya başlamıştı. Huysuz kedi her zaman olduğu gibi, yine Hogwarts'taki her öğrenciye karşı öfkeyle yaklaşıyordu. Bir an vazgeçmek istedi Fire, Doria kimseye sevgi gösterisinde bulunmayacak gibiydi. Gözlerini kıstı ve kedisine öfkeyle baktı. Küçük oyunları rezil bir hal alıyordu yavaş yavaş ve Winter de çok fazla sıkılmaya başlamıştı. Oflayarak ikizine baktığında, Nymphadoria'nın bir kez daha Hufflepuff'lı sarışın bir çocuğa tısladığını duymuştu. Bakışlarını çocuğun kaslı vücuduna çevirerek sinsice gülümseyen Fire, çocuğu daha önce nasıl oldu da fark etmemişti, onu anlamaya çalışıyordu. Gülümsemesini, saniyesinde değiştiren şey ise, Doria'nın öfkeyle yaklaştığı bu sarışın çocuğun turuncu kedinin yanına eğilmesi olmuştu. Gözleri şaşkınlık içerisinde büyürken, sesi uzaktan gelir gibi Summer'ın tiz kahkahasını duymuştu.

''Bir Hufflepufflı, ha? Güzel seçim, kardeşim.''

Kahkaha devam ederken, sarışın porsuğun kediyi sevişini öfkeyle izleyen Winter olmuştu bu sefer. Daha da kötüsü, herkesten nefret eden Nymphadoria, bu çocuğa Winter'in bile görmediği ilgiyi gösteriyordu.

''Buna bir son vermeliyim.''

Winter, tam bir adım ilerleyecek iken Summer onu kolundan yakalamıştı.

''Bir anlaşma yapmıştık ikiz, bunu bozmayacaksın.''

Winter tek bir kelime daha etmeden ikizini geride bırakarak kedisinin yanına gitmişti. Kedisine seslenmesiyle hem büyücünün hem de huysuz kedinin dikkatini aynı anda çekmişti. Büyücü yüzündeki çarpık gülümsemeyle dövmeli kızı süzerken, Winter de Doria'yı kucağına almak için ona uzanmıştı; lakin kedi yine yapacağını yapmış ve Winter ona uzanırken büyücünün bacaklarına dolanmaya başlamıştı. Aptal kedi! Bu, porsuğun dudaklarından küçük bir kahkahanın salınmasına neden olsa da, Winter'in bakışlarıyla buluşan gözleri buna hemen bir son vermesi gerektiğini iyice anlamış olacaktı ki, kahkaha anında sessizliğe yenilmişti. Yine de susmuş olması, yüzündeki gülümsemenin büyümediği anlamına gelmiyordu. Büyücü ayaklarına dolanan turuncu kediye uzanarak onu kucağına almış ve sırtını okşamıştı birkaç saniye boyunca. Winter gözlerini ona diktiğinde kediyi nihayetinde Fire'a uzatmak aklına gelmişti büyücünün. Winter'in kucağına gelen Doria sahibine tısladığında, porsuk bir kez daha sırıtmış ve ikisinin arasındaki sessizliği böldükten sonra da oradan çekip gitmişti.

''Demek hayvanların sahiplerine benzediği doğruymuş.''

Bu kelimeler, Winter'i olduğu yere çivilenmiş gibi hissettirmişti. Arkasından bu kez öfkeyle bakan Winter'di. İkizinin, porsuk yanlarından ayrılır ayrılmaz yanlarına gelmesiyle suratındaki sinir dolu ifadeyi silmişti Fire.

''İkisiri ne zaman içiyor?''

İce'ın kahkahası yeniden kulaklarını doldururken bu kez öfke dolu bakışların yönlendiği yer sarışın cadı olmuştu.

Ve, Winter ilk ve son kez yenildiğini kabul etmişti.


:: Şimdi ::

Rüzgarın teninde uyandırdığı o nahoş gıdıklama hissini seviyordu dişi yılan. Rüzgarlı günleri ıssız sahilde geçirmeyi daha çok seviyordu. Sahilin sıcak suyunun tenini ısıtmasını ve ardından suyu terk ettiğinde çıplak ve ıslak tenini soğuk rüzgarın sarıp sarmalamasını, dövmelerinden bile daha çok seviyordu herhalde. Dudaklarına yayılan soğuk tebessüm, ıssız sahile vardığında artmıştı. Slytherin armasının nakşedildiği pelerinin boynunun önündeki ince bağlarını çözerek, pelerinin yere düşmesi için omuzlarından serbest bırakmıştı. İnce okul gömleği üzerindeyken bile rüzgar tenini soğutuyordu ve bu, acıya yakın hissettiği tek şeydi. Yüzündeki gülümseme iyice yayılırken gömleğinin de düğmelerini teker teker açmıştı. Gömleğini de tam çıkaracakken, duyduğu kırılan bir dal sesi cadıyı durdurmuştu. Gömleğinin düğmelerini ilikleme zahmetinde bile bulunmadan etrafını aramaya başlamıştı boncuk şeklindeki göz bebekleri. Açık gömleğinden siyah iç çamaşırı ve vücudunun üçte birini kaplayan şekilli dövmeler rahat bir şekilde görülüyordu. Winter'i, oraya kadar izleyen biri olmalıydı, diğer yandan böyle günlerde ıssız sahile kimse gelmezdi. Onu takip eden kim ise, kendini göstermesini diledi dişi yılan, aksi durumda daha çok sinirlenecekti.

''Kim var orada!?''
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Earwyn Estévezia

Earwyn Estévezia


Lakap : Wyn.
Rp Sevgilisi : Çok güzel bir hatun olacakmış.
Mesaj Sayısı : 15
Kayıt tarihi : 26/05/13

too scared to run, too proud to hide Empty
MesajKonu: Geri: too scared to run, too proud to hide   too scared to run, too proud to hide Icon_minitimeCuma Haz. 21, 2013 6:17 am



    ‘‘Dia olmayı kes, Estrella!’’
    ‘‘Ama böyle olmak daha eğlenceli Wyn, Tanrım özlemişim.’’
    ‘‘Estrella?’’

    Bakışları birden donuklaşıp ikiz kardeşinin üzerine yoğunlaşmıştı. Kısılan gözlerinden anlamasını istercesine tıslıyordu, Wyn. Yaz tatilinden yeni döndüğünü vurgulayan bronz teni, güneş rengi saçlarıyla birlikte garip bir uyum sağlarken gözlerini daha önce hiç böyle görmediğine yemin edebilirdi Estrella. ‘‘Tamam, sakin ol ikiz kardeşim.’’ İkizini daha önce hiç böyle görmemişti. Son bir senedir ya maçoluğu tutmuştu ya da başka bir şeyler vardı. Şüphelenmiyor değildi, sarışın cadı görüntüsünü değiştirirken. Usulca ikizinin yanağına bir buse kondurduktan sonra koridorda kendisine eşlik arkadaşı ile birlikte tedbirlice ilerlemeye başladı. Wyn arkasından bakarken sadece büyümesi gerektiğini düşünüyordu. Ailesinin ona neden güvendiğini bir türlü bilemiyordu. Evet, lanet olası bir ailesi vardı ve aile sırları yüzünden dışarıya çıkacak yüzü kalmamıştı lakin yine de Estrella’nın psikolojik sorunları olduğuna yemin edebilirdi. Kardeşine deli demiyordu elbette ancak çift kişilikli biri gibi dolaşması hiç hoş değildi. Onu Claudia’ya emanet etmenin iyi olacağını düşünerek ilerledi sakince. Üzerine geçirdiği porsuk cüppesinin kendisine küçük geldiğini düşünmeye başlarken kendisine yaklaşan minik yaratığa baktı.

    Sakince eğilip turuncu kedinin yumuşak tüylerini okşarken kulaklarının arkasını kaşıdı. Kedilerle pek arası olmazdı, köpeği Ludmié görse çıldırırdı. Ancak hayatında bu kadar uysal bir kedi görmemişti. Kocaman gözleri, büyücüye sevimlilikle bakarken Wyn ne yapacağını şaşırmıştı. Lakin kendisine yaklaşan dövmeli kızı görünce sırtını dikleştirdi ve kızı incelemeye başladı. Çekik gözler aklına her zaman ki gibi sevimli Korelileri getirirdi. Ancak kendisine yaklaşan bu cadının çekik gözleri fazlasıyla etkileyiciydi. Sevimlilikten çok çekiciliği barındırırken üzerinde yürüyüşü bile garip bir etki bırakıyordu arkasında. Cadı, kediye uzanırken hayvan tısladı ve tekrar Wyn’ın bacaklarına dolandı. Büyük bir tebessüm dudaklarında patlayacakken geri çekildi ve kediyi kucağına aldı. Kızın gözleri, kendi gözlerine çarptığında hemen sesi kesildi ve hiçbir şey olmamış gibi bakmaya devam etti. Birkaç saniye kedinin karnını kaşıdıktan sonra, turuncu kediyi sahibine uzattı ve sesli düşündü.


    ‘‘Demek hayvanların sahiplerine benzediği doğruymuş.’’

    Hızlıca uzaklaşırken, cadının arkada delirdiğini düşünüyordu.







    Okulun havasından bunalan yakışıklı porsuk, karanlık bölgeye doğru ilerlerken içindeki tedirginlikten eser yoktu. Anlamadığı bir nedenden dolayı gün geçtikçe içindeki benliği kaptırdığını düşünüyordu. Dudaklarına doladığı melodi ile adımları ritmik bir hareket bulurken sahilde biri olduğunu fark etti. Çalıların arkasından usulca yaklaşırken dudaklarına sinsi bir gülümseme yerleştirdi. Geçen kedisini elinden aldığı kızdı bu. Alt dudağını ısırırken ayağıyla ezdiği dala bir lanet okudu. Tam da güzel dövmelerini görecekken… Tüm hayalleri suya düşerken kızın melodik sesini duydu. Sertti lakin kulağına eşsiz bir fısıltı gibi geliyordu. Dudaklarının kenarı kıvrılırken çalılardan çıktı ve ellerini havaya kaldırarak konuşmaya başladı.
    ‘‘Silahım yok, eller havada. Merak etme kötü bir amacım yoktu, tekim.’’ Bakışları, kızın gözlerinden vücuduna doğru kayarken dövmeler adeta çıldırttı yakışıklı porsuğu. Dövmeler ilgi alanına pek girmezdi lakin kıza o kadar yakıştırmıştı ki, kendi bile şaşırmıştı. Dudaklarındaki masum gülümseme, değişirken sessiz kalmaya özen gösterdi ve fısıldadı. ‘‘Düğmelerini iliklememeni tercih ederim, güzel kız.’’
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Winter W. Archangel

Winter W. Archangel


Lakap : Kissed by Fire
Mesaj Sayısı : 118
Kayıt tarihi : 19/05/13

Özel
Rp Puanı:
too scared to run, too proud to hide Left_bar_bleue100/100too scared to run, too proud to hide Empty_bar_bleue  (100/100)

too scared to run, too proud to hide Empty
MesajKonu: Geri: too scared to run, too proud to hide   too scared to run, too proud to hide Icon_minitimePtsi Tem. 01, 2013 1:47 am


''Silahım yok, eller havada. Merak etme kötü bir amacım yoktu, tekim.''

Kötü bir amacın olmasını dilerdim...

Porsuğun devasa bedeninde gezdirdiğinde gözlerini, onun duyamayacağı şekilde mırıldanmıştı. Yine de büyücünün onu takip etmiş olma ihtimali sinirlendirmişti Winter'ı. Sonuçta normal bir zaman veya normal bir yerde yanına gelseydi, kovacak değildi Winter onu. Gözlerinin sabitlendiği gözler, cadının bedeninde gezinmeye başladığında, içinden şuh bir kahkaha attı Winter; dışarıdan tepkisizdi. Büyücünün sözleri üzerine bedenine çevirdi bakışlarını. Yarı çıplak olduğunu tamamen unutmuş olmalıydı. Gülümsedi, kış kadar soğuk ve çelik bir kılıç kadar keskin bir gülümsemeydi bu. Aynı zamanda kibir barındırıyordu içinde. Elini gömleğinin yakasına uzattı lakin son anda vazgeçti. Keskin bakışlarını büyücüye sabitlediği sırada, ona doğru birkaç adım atmaya başlamıştı.

''Daha önce benden soyunmamı isteyen olmuştu ama...''

Duraksadı ve kısa, tiz bir kahkaha attı.

''Tam tersi bir isteği ilk defa senden duyuyorum.''

Kaşlarını yavaşça havaya kaldırdı. Birkaç parçası yere atılmış kıyafetleriyle arasındaki mesafe büyücüyle arasındaki mesafeye eşitti, tam ortada durmuştu cadı. Biraz daha ilerlemeyi reddetmiş ve olduğu yere oturmuştu. Ayaklarını boylu boyunca uzattıktan sonra, porsuğun da yanına gelip gelmeyeceğini merak ederek düşüncelere dalmıştı. Büyücünün de o kalın vücudunu sarmalayan dar gömleğinin düğmelerini açmış olmasını dilerdi ama tabii bunu ona söyleyecek son kişiydi. Avuç içlerinin yerden destek alacağı şekilde omzunun biraz gerisine doğru yaslanmasının ardından, göz ucuyla sarışın büyücüye bakmış ve sesini düz bir tonda tutarak onu izleyen adamın görüşünü almak için bir soru yöneltmişti ona.

''Beğenmedin mi yoksa?''

Dudakları yapmacık bir şekilde hafif büzülürken, oturduğu pozisyon nedeniyle gömleğin iki kısmı daha geriye savrulmuş ve belini belirli bir bölgeye kadar ortaya koymuştu. Çok sessiz kalındığında duyulabilecek olan bir melodiye sahip rüzgar esmeye devam ederken, tatmin edici bir cevap almayı dilemişti Archangel. Diğer yandan, hayallerini süsleyen bu devasa beden onun için et ve kemikten başka bir şey olmayabilirdi çok yakın bir zamanda.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
too scared to run, too proud to hide
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Hello ^^ I'm new don't scared me :)

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Whisper of Death RPG :: H O G W A R T S :: Okul Arazisi :: Göl Kenarı-
Buraya geçin: