Konu: Morrigan Buarainech Salı Eyl. 11, 2012 4:00 am
Kendini boşuna harcamış olur insan, dilediğine ulaşıp da sevinç duymazsa. Yıktığın hayat kendininki olsun daha iyi, yıkmakla kazandığın yapmacık bir mutluluksa.
Hayattan dersini hiç beklediği bir anda hiç beklemediği kişiler tarafından almıştır, çocukluğu boyunca annesi ve babası tarafından türlü, türlü işkencelere mağruz bırakılmış en sonunda da öldürülmek istenmiştir. Büyük babası onu herkesten korkumak için yanına almıştır ve adına kadar her şeyi tamamen değiştirmiştir. Kaçak ve umutsuz bir hayat yaşamıştır, güldüğü zamanlar sadece yanındaki insanları memnun etmek içindir. Ruhunu küçük yaşına rağmen çok uzun zaman önce yitirmiştir. Aile; Ölüm ve yıkım.
Şarkı:
Altı yıl önce, Diagon Yolu/Londra
Küçük bir kız büyük babasının elinden tutmuş büyücülerle ve cadılarla dolu bir sokakta ilerken kimsenin dikkatini çekmez, en azından Morrigan bu fikirdeydi. Küçük ellerinde taşıdığı torbalar yavaş, yavaş acı vermeye başladığında büyük babasının yüzüne masumca bir gülümsemeyle baktı. “Tamam, ufaklık yorulduğunu biliyorum, hem bende yoruldum benim yaşımdaki birisi için bunlar oldukça fazla.” Morrigan büyük babasına katılırcasına gözlerle baktı, karşısındaki adamın beyazlaşan saçlarının yarısı dökülmüştü, yüzündeki kırışıklar artık her bir köşeye kadar yayılmıştı, elindeki bastonu ile zar zor yürüyen adamın hızla inip kalkan göğsü nefes almakta ne kadar çok zorluk çektiğinin resmi gibiydi. “Büyük baba istersen sen dinlen, beri gerisini hallederim.” Şarkı gibi çıkan ses karşısında yaşlı adamın yüzünde belli belirsiz bir gülümseme görülse de bu çok uzun sürmedi. “Tamam, ufaklık sadece Ollivander’a gitmen gerekiyor, asanı kendin çağırmalısın bana ihtiyacın yok.” Küçük kız biraz ürkek biraz da heyecanlı haliyle büyük babasının verdiği paraları alıp asasını almak için küçük adımlarla dükkâna doğru ilerledi. Kendisini neyin beklediğinden habersiz Diagon yolunun en eski dükkânından içeriye adımını attı.
Kendisini bir o kadar dedesi kadar yaşlı olan bir adam karşılamıştı, yüzündeki çizgiler ve kendinden emin duruşu ne kadar güçlü olduğunu bir kez daha gösterir nitelikteydi. “Ben şey… Ben…” dudaklarından sözcükler dökülmekte zorlanırken yaşlı adım kendisine doğru bir adım attı “Hoş geldiniz Bayan Buarainech.” Yaşlı adamın kendisini tanımış olmasının verdiği korku ile bir adım gerileyen Morrigan dükkânı incelemeye büyücüden en uzak olan noktadan devam etti. “Ben bir asa almak istiyorum, daha doğrusu beni seçen asayı sahibine kavuşturmak istiyorum.” Küçük kızın dudaklarından dökülen sözler hiç beklemediği kadar kendinden emin çıkmıştı. Morrigan dükkâna girerken yitirdiği güvenini dik durmaya çalışarak geri kazanmak istedi adeta. “Senin gibi güzel bir kızın kanının bu denli lanetli olması ne kadar üzücü.” Yaşlı adamın sözleri ona kaçarak sığındığı bir gerçeği göstermişti adeta, kendisini ölüme sürükleyen babasının lanetli kanı damarlarında geziyor, onun lanetli mirası dilindeydi. Yılanlar konuşabilmeyi asla istemeyen birisi için bu yetenek ona bir lanetten başka bir şey gibi gözükmüyordu, kanına işlemiş asla çıkaramayacağı bir lanetti, yaşlı adamın bunu bilmeyeceğini düşündü en azından bunu umdu. Bir an önce kendisini daha önemlisi ailesini tanıyan bir insandan uzaklaşmak istercesine dudaklarını araladı “Lütfen asamı alabilir miyim?” sözleri karşısında yaşlı adam biraz şaşırmış olsa da dükkânın diğer bir ucuna gidip bir asa kutusunu alıp Morrigan’ ın yanına geri döndü. Kutunun kapağını açan büyücü asayı Morrigan’a uzatırken küçük cadı çekingen bir tavırla uzanıp asayı aldı. O anda bedeninden sanki bir elektrik dalgası geçmiş gibi oldu, asa eline muhteşem bir uyum sergilerken Morrigan istemeyerek de olsa asayı kutusuna geri koydu. “İlk seferde çok güzel bir uyum oldu Bayan Buarainech.” Kız adamın sözleri karşısında ilk başta biraz afallamıştı “Ben şimdi asamı buldum mu?” “Aynen öyle küçük kızım.” Adamın sözleri Morrigan’ı hiç olmadığı kadar mutlu etmiş, hiç olmadığı kadar huzurlu hissettirmişti. Adamın uzattığı asayı alan cadı parasını da verdikten sonra koşar adımlarla dükkândan ayrıldı.
“Büyük baba, büyük baba bak artık benim de bir asam var.” Sevinçle asasını büyük babasına gösteren Morrigan kahverengi saçlarını savurarak asasının özelliklerini birer, birer anlattı. Elindeki asasını büyük babasına gösteren cadı adamın yüzündeki üzgün ifadeyi görünce durakladı “Ne oldu büyük baba, sorun ne?” “Ah sorun yok küçüğüm sadece çok sevinçliyim.” Ama Morrigan her ne kadar küçük olursa olsun her zaman ters giden bir şeylerin varlığını hissedebilmişti.
Garrick Ollivander
Lakap : - Rp Sevgilisi : Gönül ister Madam Malkin. Mesaj Sayısı : 86 Kayıt tarihi : 16/02/11