Carmen Andraste
Mesaj Sayısı : 116 Kayıt tarihi : 27/08/12
Özel Rp Puanı: (99/100)
| Konu: niu nan, miao Paz Eyl. 09, 2012 4:14 am | |
| - Spoiler:
x Hayatın ona ne getireceğiyle ilgilenmeyen, umursamaz biridir. Herkese durduk yere nefret besleyebilir, en ufak hareketinde ona olan nefretini gösterir belki; ancak bu ona gerçekten derin bir nefret beslediği anlamına gelmez. Umursamaz tavrının yanında profesörlerden nefret eder, nedenini kendisi de bilmiyor. Zorunlu saygı onun lügatında yer almaz, sadece kendince hak ettiğini düşündüğü profesöre veya kimse ona saygı ve sevgi gösterir. Ailesiyle sürekli kavga eden bir yapısı vardır, hangi çocuk bütün dinlere üye olan bir ailede delirmez ki? Ailesi dinlerin barışık dünyası gibi bir şeydi. Cadı olan annesi Hristıyan, muggle babası Budist, onlarla birlikte yaşayan büyük annesi Müslüman, dedesinin dinini ise asla öğrenemeyeceğini düşünüyordu. Kızımız şu dine mensup olacak tartışması asla yaşanmasa da arada sırada aralarında bir yarışmaya başladıkları Miao’nun gözünden kaçmaz ki onlara olan görünürdeki nefretini daha da arttırır bu. Kısacası onu tanımlamak gerekirse; dünya da sadece nefretin ayakta kalabileceğine inanan, başkalarının duygularını düşünmeden onları yaralayabilen karmaşık bir doğası vardır. Dedesinin tuhaf aksanlı tabirine göre ise “Sadece yiyon, sıçıyon, uyuyon!” x Karmaşık, manyak x ovyeah x Asa adı;; Umursamaz nefret (bu ne abi ya, bu işte çok kötüyüm asdfdgh neyse)
- Spoiler:
“Güzel bir şeyler seçmelisin, kırılan çok sadeydi. Annen asanı kendin seçemeyeceğini söyledi, aslında annen cadı daha iyi anlar ama sana güveniyorum.” Gözlerini devirdi, içini dolduran hava kütlesinin büyük bir gürültüyle dışarıdaki karbondioksite karışmasına izin verdi. Kulağında yankılanan sese aldırmadan kapatma tuşuna dokundu ve üzerindeki sarı montun büyük cebine, tabiri caizse resmen attı. Başındaki büyük kırmızı örgü şapkayı düzeltti ve adımlarını hızlandırdı şu işi hemen halledip uyumak için onu bekleyen yatağına gitmek istiyordu. Büyükbabası nasıl bu kadar dikkatsiz olabilirdi? Önündeki küçük taşa büyük bir tekme attı, havalanan toz gözlerini kapatmasına ve belli bir süre açamamasına neden olsa da yürümeye devam etti. Nasıl bir muggle asanın üstüne oturmuş ve kıçını patlatmamış, üstelik asayı ortadan ikiye ayırmıştı? “Bu nasıl bir muggle böyle?” Bakışlarını gökyüzüne dikerek sarf ettiği sözcükler, yanından geçen cadı ve büyücülerin ona dik dik bakmasına yol açmıştı. Bakışlarını yere indirip, ellerini ceplerine sokmuştu ki karşısında büyük ihtimal birinci sınıfa yeni başlayacak küçük bir kızın ona baktığını fark etti. Sol cebindeki bantlanmış asa parçalarını çıkardı ve kızın ellerine tutuşturdu. “Al, bantlı olsa da çalışır. Onunla oynayabilirsin. Asla kötü büyü yapmaz. Gerçekten, dene bir.” Kızın yüzünde oluşan gülümsemeden ailesinin ona daha asa almadığını anlamıştı. Kızın yanına çömeldi ve şeker dükkânından aldığı anormal derecede büyük bir şekeri yalayan küçük oğlanı gösterdi. “Şimdi o şekere odaklan ve ekbellişarmus diye fısılda, haydi bir şey olmaz.” Gözlerini küçük kızın deniz mavisi gözlerinden ayırmadan en şirin gülümsemesini yerleştirdi pürüzsüz, beyaz yüzüne. Küçük kız, gülümsedi ve asayı Miao’nun ondan beklemediği bir zarafetle salladı. Oğlanın elindeki şeker yüzüne büyük bir çarpmayla gömülürken ağlamaya başlayan oğlanın yanında hemen yetişkinler bitmişti. Küçük kız ise daha beterdi. Asa onu geriye doğru itmiş, poposunun üzerine oturtmuştu. “Oh, şuna bak. Ağlamıyor, resmen anırıyor.” Yerdeki asayı alıp ikiye ayırdı ve cebine yerleştirdi. Başkalarına bunları yapmaktan zevk alıyordu. Özellikle küçük kuzgunların, derslerde yanlarında getirdikleri kitapları fareye çevirmek güzel oluyordu. Dudaklarında oluşan gülümsemeyi sildi ve sadece iki dükkân sonra ulaştığı asa dükkânına hızla girdi.
Dükkânın nemli ortamına adımını attığında köşede, içerideki iki kişinin ayrılmasını bekledi. Annesi olduğu belli olan kadın büyük bir gülümsemeyle çocuğunun elini tutarak dükkândan ayrılırken tezgâha yöneldi. Bay Ollivander’ın gülümseyen yüzüne bakıp, bunu yapmak istemiyorum diye bağıran gülümsemesiyle yaşlı adamın sözlerini dinliyormuş gibi yaptı. Bulduğu ilk boşlukta ise sorununu dile getirdi. “Asam kırıldı,” Cebinden çıkardığı asa parçalarını tezgâhın üzerine koydu ve devam etti. ”Tamir olmaz sanırım o yüzden-“,”Yeni bir asa… Bakalım.” Derin bir nefes alıp bakışlarıyla adamı izlerken içinden Jay Park’ın New Breed şarkısını mırıldanıyordu. Sen şunun kızısın, bu santim, şu kılı, bu kanı… Tamam, yeter artık ver şu asayı. İçinden adama sövüyor, yine de gülümsemeye devam ediyordu. Sonuçta basit bir asaydı. İçinde ne olduğunu aklında tutmayacaktı, bilmesine gerek yoktu. Boyu ise... Sonra ölçülebilirdi, değil mi? Neden uzatıyordu ki? Sadece birkaç büyü için kullanacaktı işte. Derin bir nefes aldı, ancak yaslandığı tezgâhtan yükselen toz bulutu ciğerlerine dolunca, kendisini bir öksürük nöbetinin içinde buldu. Kendine geldiğinde yanındaki yaşlı adama gülümsedi ve sözlerini onaylarmış gibi bir baş hareketi yaptı. Asasını alıp cebine koyarken gitmeden önce en azından hak edene saygı göstermesi gerektiğini fısıldayan büyük annesinin sözlerini dinledi. Asyalılara özgü selamını doksan derecelik açıyla verirken kendi dilinde teşekkürlerini dile getirdi. “Gamsahamnida.” Dükkândan çıkıp, evine doğru gitmeye hazırlanırken yaraladığı küçük kızın hala sakinleşemediğini fark etti. Bakışlarını başka yöne çevirip adımlarını hızlandırırken Bay Ollivander’ın söylediği şeyi küfür sanıp sanmadığını düşündü. Omuzlarını silkti, umurunda değildi. Etrafında saygı gösterdiği tek büyücünün bunu yanlış anlaması bir şeyi değiştirmezdi.
| |
|
Garrick Ollivander
Lakap : - Rp Sevgilisi : Gönül ister Madam Malkin. Mesaj Sayısı : 86 Kayıt tarihi : 16/02/11
Özel Rp Puanı: (97/100)
| Konu: Geri: niu nan, miao Salı Ocak 01, 2013 5:45 am | |
| Nefret İncisi;17,5 cm, Mercan, Örümcek Özü
Asa isminden memnun olmadığın için kendim benzer bir şeyler yapmaya çalıştım memnun değilsen dükkanım artık bir PM kadar uzakta. İyi günler ve sevgili kızım, Merlin'in sarkık donları adına zavallı küçük büyücüleri rahat bırak.
Asanın güçlü yanı saldırıdır. Ancak bu güç ancak doğru kullanıldığında başarı getirir. Ollie amcandan kulağına küpe olsun, büyükbabana da selam söyle. Poposu kırılmadığı için şanşlı hissetmeli!
Hadi ben gidip dükkanı temizliyim. | |
|