West, Lioness

Lioness koşa koşa dükkandan içeri neşeyle daldı. Hava oldukça sıcaktı, insanlar bunalmış ve ölgündüler ve Diagon Yolu’ndaki herkes neşeyle koşarken simsiyah saçlarını savuran kızı ve peşinden koşmak zorunda kalan ebeveynlerini eğlenceli bir şaşkınlıkla seyrediyor, kızın kahkahalarıyla neşeleniyorlardı. Lioness etrafındaki gülümsemeye başlayan suratlara sevimli bakışlar attı ardından dükkana daldı. Dükkanın içerisi havasızdı ve etrafta toz zerrecikleri uçuşuyordu. Annesi ve babası içeri daldıklarında nefes nefese kalmışlardı ve tozlu havadan dolayı öksürmeye başladılar. Lioness olanları gülerek izledi.

Gürültüden duymuş olacak ki Mr. Ollivander içeri girdi. Yaşlı adam gülümseyerek “Buyrun,” dediğinde Lioness öne çıktı bütün tatlılığını kullanarak “Adım Lioness West-” diye başladı ama Muggle babasının geriden gelen sesi cümlesini kesti: “Catherine!” Lioness omzunun üstünden babasına dik dik bakıp “Catherine Lioness West,” dedi her bir kelimeyi tükürürcesine söyleyerek. Sonra Ollivander’a döndü ve göz alıcı sevimliliğini kullanmaya devam etti. “Asamı almak için gelmiştik.”

Mr. Ollivander sevimli bir yaşlıydı başını sallayarak Lioness’a uygun asalar göstermeye başladı. Her asayı denedikçe Lioness bulamadığı için üzülüyor, annesi onu teselli ediyor, babası ise hayret dolu sesler çıkarıyordu. Mr. Ollivander en üst raflardan bir asa çektiğinde Lioness umudunu yitirmek üzereydi. Ama denediğinde asanın mükemmel olduğunu hissetti. Yepyeni asasına bakarken annesi ödemeyi yapmaya koyuldu ve Lion da asasının adını duyabilmek için Ollivander’a baktı.