Whisper of Death RPG
Sitemize hoş geldiniz.
Lütfen giriş yapınız ya da üye olunuz.

WoD Yönetimi.
Whisper of Death RPG
Sitemize hoş geldiniz.
Lütfen giriş yapınız ya da üye olunuz.

WoD Yönetimi.
Whisper of Death RPG
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaKapıLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Güneşin Sönüşü

Aşağa gitmek 
3 posters
YazarMesaj
Alexandre Leal Markey

Alexandre Leal Markey


Lakap : Alex
Rp Sevgilisi : -yok-
Mesaj Sayısı : 114
Kayıt tarihi : 02/06/11

Özel
Rp Puanı:
Güneşin Sönüşü Left_bar_bleue96/100Güneşin Sönüşü Empty_bar_bleue  (96/100)

Güneşin Sönüşü Empty
MesajKonu: Güneşin Sönüşü   Güneşin Sönüşü Icon_minitimePtsi Eyl. 12, 2011 7:50 am

Güneşin Sönüşü 8-2

-O ölmeli!
-Tek söylediğin bu. Hayır! Bu gerçekleşmeyecek!
-Bu zamana kadar yaptıklarımı düşün. Her şeyi sana ben öğrettim. Karşılığını böylemi veriyorsun?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Valiant Lucian Austin

Valiant Lucian Austin


Mesaj Sayısı : 28
Kayıt tarihi : 04/06/11

Özel
Rp Puanı:
Güneşin Sönüşü Left_bar_bleue85/100Güneşin Sönüşü Empty_bar_bleue  (85/100)

Güneşin Sönüşü Empty
MesajKonu: Geri: Güneşin Sönüşü   Güneşin Sönüşü Icon_minitimePtsi Eyl. 12, 2011 8:14 am

    Güneş neredeyse ışıklarını bu taraftan çekmiş ve başka yerleri aydınlatmak için her zamanki yolunda monoton bir yavaşlıkla yürürken, Valiant, her hafta geldiği yeri olan Hogwarts arazisindeki gölün kenarında yerini almış, hayalbozan sayesinde varlığını belli ettirmesini de en aza indirmişti. Artık bir haftadır aynı zamanlarda ve sürelerde burada bulunmasından dolayı etrafa aşina, hangi rüzgarın ne taraftan ve ne zaman eseceğini bile artık çıkarmaktaydı. Bu iş için çok önemli zamanını ayırmış ve bu işin doğru gerçekleşmesi için elinden geleni ardına koymamakta iddialıydı. Çocuğa mektup göndermiş, hatta neredeyse çocuğun burada olması gerektiğini bile düşünüyordu.

    Dikkatini bir anlığına dağıtan şey, gölün orta yerlerine doğru yüzeydeki büyük kütlenin önce yukarıya çıkıp güneşin son ışıklarıyla kendisini son kez göstermesi ve karanlığa geri dalması idi. Valaint, beklemekten sıkılmış ve ayaklarını belirli bir ritm tutarak hareket ettirmesine yeni başlamıştı ki gölün kenarında, karanlık sularına paralele itinayla yürüyerek gelen bedeni gördü. Artık heyecanlanmak için bir nedene sahipti. Gelen genç büyücü, onun yanına yaklaşmıştı ama etrafta bir şey görememiş ve yoluna devam etmeye hamle yaparken, Valiant asasını sallayıp hayalbozanı kaldırdı. İrkilen büyücü ona ifadesiz bir yüzle bakıyordu. Aslında bu yüzündeki ifadesiz bakış daha önce onda görmediği bir şeydi. Bu işte garip bir detaydı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alexandre Leal Markey

Alexandre Leal Markey


Lakap : Alex
Rp Sevgilisi : -yok-
Mesaj Sayısı : 114
Kayıt tarihi : 02/06/11

Özel
Rp Puanı:
Güneşin Sönüşü Left_bar_bleue96/100Güneşin Sönüşü Empty_bar_bleue  (96/100)

Güneşin Sönüşü Empty
MesajKonu: Geri: Güneşin Sönüşü   Güneşin Sönüşü Icon_minitimePtsi Eyl. 12, 2011 8:55 am

    Alex, yatakhane aldığı mektubun eninde sonunda geleceğini biliyordu. Muggleların bir sözü vardı; korkunun ecele faydası yoktur. Valiant'ın anlattıkları aklına yatmıştı. Bu işin gerçekleşmesi durumunda ayaktaki akıllı uslu tek örgüt kendisininki olacaktı. Karanlık Lord'un bile ordu kurmak için büyücü aradığı bu karmaşık zamanda elinde hazır bir savaşçı kalabalığının bulunması güç ve daha fazla imkan demekti.

    Alex, üzerine geçirdiği cübbesiyle şatodan çıkmıştı. Hava kararmak üzere, gece ise biraz zorlu geçeceğe benziyordu. Hızlı ve ritmik adımların sonucu şimdi göl kenarına inmişti. Cübbesi gölden gelen hava akımı yüzünden oynaşıp duruyor, bu onun iyi hissetmesini sağlıyordu nedense.... Valiant'ın haklı olmasından bir an nefret etti. Ama bir daha düşündüğünde onun umurunda olmadığı kanısına vardı. Valiant'ı bulacak ve bu işin olmayacağını ona açıksa söyleyecekti. Gerekirse bağıracak ve ısrar edecekti ama bir şekilde bu sevdadan vazgeçmesini üzerine onu ikna edecekti, etmeliydi.

    Göl kenarındaki yumuşak toprağa ayakkabısı batıyordu. Elleri iki yanında ileri geri gelip gidiyor, ayaklarının ritmine uyuyordu. Gölün kenarında bayağı ilerlediğini fark etti. Hatta Hogwarts'ın alanından bile çıkmış olabilirdi. Ne kadar daha gidecekti bu bir muammaydı ama Valiant'ın onu bulmasını diliyordu. Gölün ortasındaki büyük karanlık kütleyi gördü. Bu bir anlık ürkütücüydü ama sonra suya tekrar dalına Alex içinin rahatladığını hissetti. Tam o sırada arkasında bir efsun sesi duydu. Dönüp baktığında ise Valiant'ın karşısında duruyordu. Uzun boylu, yakışıklı, genç ve gülümseyen. Alex, onu görünce eskiden hep sırıtır yada dostça bir gülümseme takınırdı şimdi ise bunun yapmak az önce gördüğü ahtapotla birlikte el ele yüzmek kadar imkansızdı. Lafı hiç dolandırmadan sonuca getirecek ve Alyssha'nın buraya gelmesinden önce Valiant'ı buradan gönderecekti. Ciddi ve sanki karşısındaki yabancı birisiymiş gibi bir tonu takındı. Tam konuşacakken karşısındaki ondan önce davranmıştı. "O ölmeli!" Kulakları doğru algılamış beyni doğru düşünmüştü. "Tek söylediğin bu. Hayır! Bu gerçekleşmeyecek!" Kendinden çok emin ve güvenci tam konuşmuştu. "Bu zamana kadar yaptıklarımı düşün. Her şeyi sana ben öğrettim. Karşılığını böylemi veriyorsun?" Bu tam can alıcı noktaydı. Valiant tam on ikiden vurmuştu. Alex bunun üzerine sesini çıkarmadan sert bir yüzle ona bakıyordu. Onu bir şekilde çok geç olmadan buradan götürmeliydi. Yoksa olacakları düşünmek bile istemiyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alyssha Cassidy Malfoy
Slytherin VII. Sınıf Öğrencisi | Bina Başkanı
Slytherin VII. Sınıf Öğrencisi | Bina Başkanı
Alyssha Cassidy Malfoy


Lakap : Aly, Cass
Rp Sevgilisi : Xavier Shane Raymond.
Mesaj Sayısı : 827
Kayıt tarihi : 01/11/09

Özel
Rp Puanı:
Güneşin Sönüşü Left_bar_bleue100/100Güneşin Sönüşü Empty_bar_bleue  (100/100)

Güneşin Sönüşü Empty
MesajKonu: Geri: Güneşin Sönüşü   Güneşin Sönüşü Icon_minitimePtsi Eyl. 12, 2011 10:19 pm

    Gökyüzünde dolunay tüm ışıltısıyla geceyi taçlandırırken, karanlık gece ile kamufle olacak şekilde siyahlara bürünmüş olan genç kız durumuna göre fazla bir sakinlikle okulun bahçesine daldı. Ayağındaki babetler onun her zaman alışık olduğu topuklu ayakkabılarının aksine rahatsızlık veriyor, yanı sıra içindeki iç sesle mücadele ediyordu. Bir ay, tam bir aydır haftada iki kere göle gidiyordu Alyssha. Normalde birçok büyücünün yanına oturmaya bile gitmediği gölde, deniz halkını kendi taraflarına çekebilmek adına Aphrodite'in de koruyucu desteğiyle yüzüyordu. Suratını buruşturarak, bu lanet olası işten kurtulmak istediğini düşündü. İçi bugün öylesine huzursuzdu ki, taraflarına lanet olası hayvanları çekmek pek ilgisini çekmiyordu. Hayret verici bir şekilde, şu an yalnızca uyumak istiyordu.

    Üzerindeki yorgunluğu bütün günün koşturmaca ile geçmesine bağlayarak, emin adımlarla göle doğru hızlandı. Böyle görevler normalde ona kalmazdı, kalitesinden bir kez olsun ödün vermezdi genç kız. Oysa bu sefer durum farklıydı. Hogwarts'ın bahçesini süsleyen göl ve barındırdığı binlerce deniz yaratığı... Güçlü bir ordu, güçlü bir zafer getirirdi. Hepsi geçimsiz, kana susamış yaratıklardı. Öyle ki, onlarla yüzdükten sonra Alyssha'nın kendisini toparlaması saatler sürüyordu. Yine de bu görevi başarıyla yapacaktı, Aphordite'den bu görevi aslında Anna'ya vermeyi düşündüğünü duyduğu andan beri aklında yalnızca bu görevi başarmak vardı. Dişlerini sıkarak, göl kenarında durdu.

    Dipsiz ve ne olduğu belirsiz gölün soğuk suları ayaklarına doğru yaklaşırken, üzerindeki elbiseyi çıkartmak üzereydi ki durdu. Elinde tuttuğu asasını büyük bir kuvvetle kavrayarak yavaş hareketlerle ileride gözüken ağaca ilerlemeye başladı. Kulağına çalınan sesleri dikkatle takip ettiği sırada, tam ağaca varmışken son anda bastığı bir dal parçasının çatlama sesi üzerine iki kafa kendisine döndü. Sesli bir küfür savuran Alyssha var gücüyle asasını iki adama doğru tutarak, şu an muhtemelen buraya kendisini öldürmeye gelmiş olan iki insandan daha fazlasıyla mücadele ettiğini düşündü. Daha kötüleriyle. Yalnızca, kendisini o kadar bitkin hissediyordu ki her nedense kaldırdığı kolu bile zonkluyordu. "Sanırım ölmesi gereken ben oluyorum," dedi küstah bir tavırla. Sesinde ne telaş, ne de bir korku hakimdi. Karanlıkta kimler olduğunu göremiyordu, oysa bir adım daha attıklarında Alexandre ve Valiant olduğunu gördü. "Büyük ikili ha, teke karşı iki mi oynuyoruz yoksa daha gelecek var mı?"
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Valiant Lucian Austin

Valiant Lucian Austin


Mesaj Sayısı : 28
Kayıt tarihi : 04/06/11

Özel
Rp Puanı:
Güneşin Sönüşü Left_bar_bleue85/100Güneşin Sönüşü Empty_bar_bleue  (85/100)

Güneşin Sönüşü Empty
MesajKonu: Geri: Güneşin Sönüşü   Güneşin Sönüşü Icon_minitimePtsi Eyl. 12, 2011 11:15 pm

    "Sanırım ölmesi gereken ben oluyorum. Büyük ikili ha, teke karşı iki mi oynuyoruz yoksa daha gelecek var mı?"

    Kulaklarına gelen sesi beyninin alıp ayrıştırması ve o kişinin olduğunu analiz etmesi... Bu kadar heyecan verici bir şey daha olmazdı ancak Valiant en ufak bir heyecan hissetmiyordu. Yoksa küçük bir çocuk onun dişinin kovuğunu bile doldurmaya-heyecanlandırmaya- mı yetecekti? Alyssha, güzel Alyssha! Karanlık Lady'nin şirin güzel süs köpeği. Ona öğretilen sadece kimi ısıracağı idi. Ancak bu bazen tehlikeli de olabilirdi. İşte bu yüzden şirin küçük köpekçik uyutulmalı idi.

    Valiant, kıza sadece baktı. Asası elinde ve onun güvendiği tek şey oydu. Valiant da asasına güveniyordu ancak bununla kalmayıp keskin zekasıyla türlü yolları düşünüp hangi ihtimalin daha yüksek olduğunu hesaplayabiliyordu. Bu işin bir şekilde olması gerekli ancak Alex'in bunu yapmayacağı artık kesin görünüyordu. Valiant küçük bir hareketiyle asasını cebinden çıkardı. Asası yere bakıyordu ancak küçük kız bunu bir tehdit olarak algılamış olacaktı ki, Valiant'ın gözleri ona doğru gelen yeşil ışığın kör edici etkisine takılmıştı. Bu savaş demekti. Valiant ile kızın arasındaki mesafenin uzaklığı lanetin gelme zamanını uzatması onun için bir avantajdı. Valiant hemen buharlaştı. Şimdi hiçlikte yüzüyordu. Tekrar cisimlendiğinde kendisini bir ormanda buldu. Neresi olduğu şimdilik umurunda değildi, zaten fazla da kalmayacaktı. Üzerine savurduğu hayal bozanın verdiği ılıktan soğuğa çalan etkisini hissetti ve sonra bir iğne deliğinden geçmiş eski yerine geri dönmüştü. Yeşil ışık arkasında hala yol alıyordu. Biraz daha gittikten sonra bir ağaca çarptı. Yaşlı ağaç artık canlılığını yitirmişti. Sadece bir odun parçasına dönüşmüştü. Rengi solmuş ve sanki kan çıkmış gibi lanetin geldiği noktadan özü akmıştı. Valiant yüzünde her zamanki ifadesiyle ikisine döndü. Onlar ise boşluğa bakıyorlardı bu gözlerinden okunuyordu. Ancak Alex'in ona yakınlığı cadıdan daha fazlaydı. Bir ihtimal onun geri cisimlenme sesini duyması olasıydı...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alyssha Cassidy Malfoy
Slytherin VII. Sınıf Öğrencisi | Bina Başkanı
Slytherin VII. Sınıf Öğrencisi | Bina Başkanı
Alyssha Cassidy Malfoy


Lakap : Aly, Cass
Rp Sevgilisi : Xavier Shane Raymond.
Mesaj Sayısı : 827
Kayıt tarihi : 01/11/09

Özel
Rp Puanı:
Güneşin Sönüşü Left_bar_bleue100/100Güneşin Sönüşü Empty_bar_bleue  (100/100)

Güneşin Sönüşü Empty
MesajKonu: Geri: Güneşin Sönüşü   Güneşin Sönüşü Icon_minitimeSalı Eyl. 13, 2011 12:00 am

    Dişleri arasından adeta bir yılan gibi tıslayan genç kız, iki adamın da konuşmayacağını anladığında Valiant'ın asasına uzandığını gördü. Umursamaz ve soğukkanlı havası, gücünü kanıtlamayı kendisine uzmanlık haline getirmiş kızı deliye döndürdüğünde gözü dönen Alyssha, sonuçlarının ne olacağını düşünmeden var gücüyle lanetli sözleri haykırdı. Lanet hızla asasından süzülür karşısındaki genç adama ilerlerken, büyücü birdenbire yokluğa karıştı. Alyssha, Alex'e bakmadan yalnızca hala dümdüz ilerleyen büyüsüne bakakaldı. Lanet, bir ağaca çaparak önemini yitirdiğinde, homurdanmasını bastırarak Alexandre'ye döndü. Genç adam belli ki bunu ondan beklememiş, suratında şaşkın bir ifadeyle bakarken sözleri her zaman iğneleyici olan Alyssha atıldı. "Geri dönecek. Sadece emin olmak isteyecek," dedi gözlerini genç adamdan ayırmadan. "Bana sorarsan, beş dakikamız var. Değil mi Alex?"

    Sesi kendisinden emin çıksa dahi, içinde çatışmalar yaşıyordu genç kız. Soğukkanlı imajının altında onların buraya nasıl geldiğini düşünüyor, daha da önemlisi planını nerede belli ettiğini anlamak için beynindeki her hücreyi zorluyordu. Kocaman bir hiçlik, genç kıza yanıtını veremeyince endişelendiği belli olan Alex'e doğru birkaç adım attı. Aralarındaki mesafe hala yeterince fazlaydı, oysa Alyssha bunu aldırmadan konuşmaya devam etti. "Beni izledin. Benden kurtulmak istedin," derken kalbinin daha hızlı attığının farkına vardı. Kocaman bir geçmiş gözünün önüne serilirken, Alex'den ne kadar nefret ederse etsin ona böyle aşağılık bir şekilde pusu kurmayacağını düşündü. Kötü olan kendisiydi, insanlara adilik yapan, onları köşelerde sıkıştıran.. Ama Alex? "Ve bunu tek başına yapamadın. Yanında bakıcınla geldin. Şaşırttın beni. İtiraf etmeliyim Alexandre." Daha fazla konuşamadı. Çünkü, söyledikleri onun için o kadar doğruydu ki kendisi bile bunun altından kalkamadı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alexandre Leal Markey

Alexandre Leal Markey


Lakap : Alex
Rp Sevgilisi : -yok-
Mesaj Sayısı : 114
Kayıt tarihi : 02/06/11

Özel
Rp Puanı:
Güneşin Sönüşü Left_bar_bleue96/100Güneşin Sönüşü Empty_bar_bleue  (96/100)

Güneşin Sönüşü Empty
MesajKonu: Geri: Güneşin Sönüşü   Güneşin Sönüşü Icon_minitimeSalı Eyl. 13, 2011 3:35 am

    Olayların karmaşası içinde öylece kalakalmış olan Alex'in gözleri önünden geçip giden yeşil ışık topluluğu kendine gelmesine yardım etmişti. Hemen asasını çekip bir şeyler yapmak istedi ancak çok geçti. Valiant'a büyü çoktan varmıştı. İşte o zaman bir ses duydu. Bu ses artık onun hayata veda ettiğini haber veren çandı. Alex'in içi burkuldu, sanki gözlerinin içinde bir şey ona ağır geliyordu. Artık onu çıkarmasını istiyordu. Alex'in gözlerinden bir damla yaş pınarından kurtuldu ancak öylece kalakaldı. Alex onu sildi ve gözlerinin fal taşı gibi açılmasına yarayan bir şey oldu. Lanet yoluna hala devam etmekteydi. Ama bu... Sonrasında ise bir ağaca çarpıp onun hayatını söndürdü. Ağaç artık şöminede yakılmaktan başak bir işe yaramazdı. Alex'in her şeyi anlaması bir saniyesini aldı. Valinat'ın buharlaşması ve o ses... O buharlaşma sesiydi. Alex öylece kalakaldı. Sonradan ise arkasından gelen sesin yardımıyla yalnız olmadığını tekrar hatırladı. Valiant gitmişti, artık o güvendeydi. Hala yaşıyor, nefes alıyordu. Alex'in yüzüne muzipçe bir gülümseme tutundu ancak Alyssha'nın söyledikleri karşısında gülümsemeyi tutup yere atıverdi. Söylediklerini onun bakış açısından doğruydu Alex ona her şeyi anlatmalı mıydı? Sanırım evet. Fakat aklının karışmasına sebep olan bir şey daha oldu. Bu böyle karmaşık olaylarla devam edeceğe benziyordu. Ağzını açmıştı ki duraksadı. Hemen asasını tutup cadıya doğru koşmaya başladı. Cadı zaten bunu bekliyordu. Alex hızına hız kattı. Cadı ona bir büyü savurdu, Alex ise onu savuşturmayı başardı. Koşmasına devam ederken bir iki laneti daha boşluğa dağıtmıştı. Asasını kaldırdı, ağzından çıkan büyülü sözcükler birbiri ardına o kadar hızlı geçtiler ki sanki hepsi hızlı bir tren olmuşlardı...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Valiant Lucian Austin

Valiant Lucian Austin


Mesaj Sayısı : 28
Kayıt tarihi : 04/06/11

Özel
Rp Puanı:
Güneşin Sönüşü Left_bar_bleue85/100Güneşin Sönüşü Empty_bar_bleue  (85/100)

Güneşin Sönüşü Empty
MesajKonu: Geri: Güneşin Sönüşü   Güneşin Sönüşü Icon_minitimeSalı Eyl. 13, 2011 4:04 am

    Evet mantığın meyvesi ihtimal doğru çıkmıştı. Valiant'ın burada olduğunu anlayan Alex hemen Alyssha'ya doğru koşmaya başlamıştı. Valiant bunu izliyordu sadece, kılını bile kıpırdatmıyordu. Alex ne yapmayı planlıyordu. Cadıyı alıp buharlaşacak mıydı? Yoksa onun elinden tutup kaçacaklar mıydı? Valiant için birçok insanın hangi durum içerisinde nasıl hareketler sergileyeceğini tahmin etmek asa sallamaktan daha kolaydı ancak Alex sanki bir istisna idi. Ne de olsa o da bir RAvenclaw'dı. Hatta bazen Rowena'nın varisi olduğunu bile düşündüren durumlar bile olmuştu. Onun patronusunun ne olduğunu bir tek kendisinin bildiğini biliyordu, hangi animagus olduğunu da... Valiant, Alex'in cadıdan gelen lanetleri savuşturmasını izledi. Ona öğrettiği teknikleri uyguluyordu. Bu çocuk gelecek vaat ediyordu ancak onun yolundan giderse o geleceğe en kısa sürede ulaşacaktı. Valiant yoksa çok mu bencillik yapıyorum diye içinden geçirirken Alex'in onu şaşırtan bir şey yaptığını gördü. Demek ufaklık bunu yapacaktı. Alyssha artık görünmüyordu. Bunu Alex'in onun üzerine yaptığı hayal bozana borçluydu. Demek ki Alex cadı için kendisini öne sürecek ve tek tek bir şey yapacaklardı. Valiant neden onunla biraz oynamaktan mahrum kalacaktı ki? Hem bu sayede söylediklerini harfiyen uygulamasını da öğrenecek ve yola gelecekti. Artık kimin daha iyi olduğunu tekrar anlayacaktı, Valiant bunları düşündü. Asasını Alex'e doğrulttu. Zavallı... Asasını sallıyordu ki herşey durdu. Aslında Valiant için herşey durdu. Çünkü karşısında asasını bu tarafa doğrultmuş olan Alex'in özgürce hareket ettiğini görebiliyordu. Bu işte savaş demekti.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alexandre Leal Markey

Alexandre Leal Markey


Lakap : Alex
Rp Sevgilisi : -yok-
Mesaj Sayısı : 114
Kayıt tarihi : 02/06/11

Özel
Rp Puanı:
Güneşin Sönüşü Left_bar_bleue96/100Güneşin Sönüşü Empty_bar_bleue  (96/100)

Güneşin Sönüşü Empty
MesajKonu: Geri: Güneşin Sönüşü   Güneşin Sönüşü Icon_minitimeSalı Eyl. 13, 2011 4:23 am

    Asasını hızla doğrulttu. Alyssha'dan önce davranmalıydı, yoksa her şey kötü olabilirdi. Asasından çıkan soğuk serpinti cadının bedenini ortadan kaybetti. Alex onu göremiyordu ama şaşırdığını düşünüyordu. İşte bu yüzden bir an duraksadığını fark etti. Eğer Alyssha bu durumda ona saldırırsa, Alex hiçbir şey yapamazdı. "Bana güven Alyssha!" Bu sefer asasını geldiği yöne doğrulttu. Çabuk olmalıydı zira şu an üzerine doğru bir lanetin yapıldığı bile olabilirdi. "Aresto Momentum, Fianto Duri Protego Maxima, Fianto Duri, Protego Maxima, Fianto Duri, Protego Max...." Ortalarındaki oluşmaya yüz tutmuş kalkan yarım kalmıştı. Alex'in durmasının sebebi kalkanın tek lanetle patlatılmasıydı. Şimdi ise görünmez bir rakibe karşı tekti. Arkasına bakmadan hızlıca ve sessizce şunları söyledi. "Git buradan çabuk, gerekirse buharlaş! ama git anlıyor musun! Çabuk." Alex yüksek sesle konuşmak istemediği için zorlamıştı. Ancak en son isteyeceği şey de Valiant'ın bunu duyması ve Alyssha'nın peşinden ne kadar göremese de gitmesiydi. Onun artık gözü dönmüş ve biraz durdurulması şarttı. İleri doğru yavaşça yürümeye başladı. "Eğer birazcık kendine güvenin varsa Valiant ve gitmek kararı alamıyorsa beynin ortaya çık ve dövüş!" Tabi ki ortaya çıkmayacaktı. O bir Gryffindor mezunu değildi tıpkı kendisi gibi eskiden bir Ravenclaw'dı. Alex'e hep kendisinin gençliğini ona benzettiğini söyler dururdu. Ancak önündeki durumu değerlendirirse şimdi Valiant'ın ona iyi bir ders vermesi için yanıp tutuştuğu apaçık ortadaydı. Alyssha güvendeydi bu işte her işkenceye dayanabilecek gücü ona veriyordu. O çoktan gitmiştir. Belkide güvenliği için Lady'nin yanına bile buharlşmış olabilir. Şİmdi artık tüm sihir marifetini ve zekasını ortaya dökme vaktiydi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alyssha Cassidy Malfoy
Slytherin VII. Sınıf Öğrencisi | Bina Başkanı
Slytherin VII. Sınıf Öğrencisi | Bina Başkanı
Alyssha Cassidy Malfoy


Lakap : Aly, Cass
Rp Sevgilisi : Xavier Shane Raymond.
Mesaj Sayısı : 827
Kayıt tarihi : 01/11/09

Özel
Rp Puanı:
Güneşin Sönüşü Left_bar_bleue100/100Güneşin Sönüşü Empty_bar_bleue  (100/100)

Güneşin Sönüşü Empty
MesajKonu: Geri: Güneşin Sönüşü   Güneşin Sönüşü Icon_minitimeSalı Eyl. 13, 2011 4:58 am

    Sessizliğe gömülen genç kız, bir cevap alabilmek amaçlı gözlerini Alex'e dikti. Buz mavisi gözleri karanlığın ortasında bile genç adamın gözlerine ulaşıp onu deler geçerken, Alex tek kelime etmedi. Oysa Alyssha itiraz etmesini ummuştu, gereksizce. İçinde yanmaya başlayan nefret ateşleri yeniden su yüzüne çıkarken kendisine doğru koşmaya başlayan adama doğrulttu asasını. Her zamanki gibi lanetleri arka arkaya fırlattığında, bir kez olsun düşünmedi. Normalde attığında tam on ikiden vuran lanetler, ıskalar ya da savuşturulurken içten içe bunun nasıl bir şans olduğunu düşündü. Biliyordu ki birazdan Valiant belki de kocaman bir seherbaz ordusuyla gelecekti, Alex'le ne için uğraşıyordu? Bir laneti daha genç adama yolladığı sırada onu da savuşturan Alexandre, Alyssha tam ondan umudu kestiği sırada genç kıza bir büyü fırlattı. Ve ardından, dipsiz bir soğuk kapladı kızın vücudunu.

    Önce aptal bir büyüyü savuşturamadığı için öleceğini düşündü Alyssha. Soğuk içine işlemeye devam ederken, saydamlaşan vücuduna bakakaldı. Yok olmuş olmalıydı, oysa hala capcanlı bir biçimde olduğu yerde dikiliyordu. O an, "Bana güven Alyssha!" diye haykırdı Alexandre. Güvenmek mi? Ağzını açmak üzere olan genç kız, Alex yüzünü geldiği tarafa dönerek bir sürü büyü yollamaya başladığında afallayarak birkaç adım geri çekildi. Bir şeyler oluyordu, onun bilmediği bir şeyler. "Git buradan çabuk, gerekirse buharlaş! ama git anlıyor musun! Çabuk," diyen Alex fısıltıyla ona söylenirken, Alyssha gitmek yerine gerilemekten vazgeçerek ileri doğru adım attı. O an Valiant'ın döndüğünü anladığında yanındaki genç adam devam etti. "Eğer birazcık kendine güvenin varsa Valiant ve gitmek kararı alamıyorsa beynin ortaya çık ve dövüş!" Bu sözler Alyssha'ya değildi. Elbette ki değildi. Alexandre Alyssha'yı koruyordu, Merlin aşkına, Alyssha bir korkak gibi öylece görünmez dururken Alexandre bir seherbaza kafa tutuyordu. Babası gibi gördüğü bir seherbaza.

    Eğer başka biri olsaydı bu durumdan keyif alabileceğini düşündü Alyssha, ilerideki ağacın altına çöker ve kavgayı izlerdi. Ölümler onu ilgilendirmezdi, her kim ölürse ölsün elbet sağ kalan olacaktı ve Alyssha, onu bizzat kendisi öldürecekti. Ama bu başka biri değildi, hayatını Alyssha için feda etmeye hazır olan Alexandre'dı. Genç kız, üzerindeki aptal büyüyü bozarken yeniden görünür oldu. Şaşkınlıkla göz ucuyla kendisine bakan Alex çıldırmış gibi ona sövmeye başladığında, Alyssha muhtemelen tam karşısında duran Valiant'a doğru asasını uzattı. Suratına yayılan gülümsemeye engel olamadan küstahça atıldı. "Bir seherbaz görünmezliğin arkasına saklanacak kadar korkak! Hem de iki genç karşısında ha?" Kahkahasına engel olamazken, her an bir ölümcül lanet yiyebileceğinin farkındaydı. Yine de, Slytherin kanından kaynaklanan egosu onun kaçıp gitmek yerine orada öylece dikilmesini sağlıyor, ölecekse de bunu korkusuzca yapmasına yol açıyordu. "Biliyor musun, kardeşin olarak gördüğün insanın ihaneti zor olsa gerek. Acı çekeceksiniz.. Ben ne yaptım diye sorguluyor musun Valiant? Ya da lanet olası Anna ne yaptı? Hepiniz öleceksiniz. İhanetin tadına bakmış olarak," diye haykırdı. İlk kez bu kadar açık konuşarak.

    O an, Alexandre'ı kendisine o kadar yakın hissetti ki, yavaşça yanına yanaştı. Omuzları birbirlerine değerken, ikisi de birbirlerine dönüp bakmadılar. Asaları savaş pozisyonunda bekliyor, her an gelebilecek lanetlere karşı hazır duruyorlardı. Kendisini zeka ile yöneten biri için, konuşmak aptallık olacaktı elbette. Valiant konuşmadı, yerini belli etmeyecekti. Alyssha bunu biliyordu, ancak bildiği bir şey daha vardı. Kimse, hem de hiç kimse iğneleyici laflar altında sessizlik içerisinde kalamazdı. Bunu öğreneli yıllar olmuştu ki, bir yılan kadar sivri dili bu yüzden her zaman görevdeydi. "Hem konuşamayacak, hem de görünür olamayacak kadar acizsin!" Kendisine doğru gelen yeşil ışığı gördüğünde, ustaca bir hareketle savurdu. Şimdi aşağı yukarı genç adamın yerini tahmin ederken, orada kalmadığını da hissediyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alexandre Leal Markey

Alexandre Leal Markey


Lakap : Alex
Rp Sevgilisi : -yok-
Mesaj Sayısı : 114
Kayıt tarihi : 02/06/11

Özel
Rp Puanı:
Güneşin Sönüşü Left_bar_bleue96/100Güneşin Sönüşü Empty_bar_bleue  (96/100)

Güneşin Sönüşü Empty
MesajKonu: Geri: Güneşin Sönüşü   Güneşin Sönüşü Icon_minitimeSalı Eyl. 13, 2011 5:30 am

    Alyssha ne yapıyordu böyle? Tabi ki de Alex'in sözünü dinlemeyecekti. Bunu zaten önceden kestirmiş olan Alex birçok saçma planlar kurmuş ve hepsini bir çırpıda aklından savmıştı. Şimdi ise genelde düşman olarak takıldıkları kişiyle omuz omuza idiler. Onun varlığını hissetmek Alex'in bir an o kızların pembe düşlerinde kendisini bulmasına neden oldu, dikkati dağılmıştı ancak toplaması o lanet büyü yüzünden acil oldu. Alyssha, dans edercesine asasını önünde savurmuştu ve büyüyü ikisininde üzerine gelmesini engellemişti. Ardından büyünün geldiği yere bir lanet yolladı. Ancak bu boşlukta kayboldu. Valiant'a sivri sözler söyleyip onun sinirlerini altüst etmeye çalışmasını Alex duraksayarak izledi. Ancak bir şey olmadı, henüz. Onu oradan kendileri çıkarmalı idiler, göz önüne. Bu sayede ikisini de onu devirebilirdi. Belki Valiant kaçardı. Keşke kaçsaydı diye geçirdi içinden Alex. Bir plana göre hareket etmeliydiler. Bir omuz mesafesi kadar yakın olan Alyssha'nın nefes alışını bile gayet net duyabiliyordu. Çok kısık tonda dudaklarını en az hareket ettirerek bir iki talimat söyledi. Aslında bunun kibarca söylenmiş ya da söylenmemiş olması şuan için sanırım iki taraf içinde önemsizdi. Savaş alanında her şeyin bir olabilitesi mevcuttu. "Onu ortaya çıkaracağım, öldürme, bu bir rica. Uyup uymamak sana kalmış." Alex rüzgar oluşturdu. Hava akımı karşılarına doğru giderken küçük hortumcuklar türetmişti. Bunlar ise yerdeki kumu havaya kaldırarak ilerliyorlardı. Biraz daha ilerlediklerinde tam olarak belli olmasa da Valiant'ın hatları seçiliyordu. Kollarıyla gözlerine koruyan garip, şeffaf olduğu için toprak rengine bürünen bir şekil. Ama nerede olduğu belli oluyordu, bu su götürmezdi. Alex asasını geri çevirdiğinde rüzgar yavaşladı. Topraklar yere düşüyor ve Valiant'ın bedeni tekrar kayboluyordu. İçinden şimdi Ayssaha diye düşündü. Bunu duyması tabi ki de imkansızdı ancak yanından fırlayan hızlı büyü yola çoktan çıkmıştı. Alex içinden o büyünün öldürmek amaçlı olmaması için dua etmeye başlamıştı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alyssha Cassidy Malfoy
Slytherin VII. Sınıf Öğrencisi | Bina Başkanı
Slytherin VII. Sınıf Öğrencisi | Bina Başkanı
Alyssha Cassidy Malfoy


Lakap : Aly, Cass
Rp Sevgilisi : Xavier Shane Raymond.
Mesaj Sayısı : 827
Kayıt tarihi : 01/11/09

Özel
Rp Puanı:
Güneşin Sönüşü Left_bar_bleue100/100Güneşin Sönüşü Empty_bar_bleue  (100/100)

Güneşin Sönüşü Empty
MesajKonu: Geri: Güneşin Sönüşü   Güneşin Sönüşü Icon_minitimeSalı Eyl. 13, 2011 5:57 am

    Kafasına göre bir yere en güçlü laneti savuran Alyssha, lanetin boşlukta kaybolduğunu görünce bir kez olsun şanslı olamadığını düşündü. Elbette ki Valiant büyüyü attığı yerde olmayacaktı, çünkü Merlin hiçbir zaman olmadığı gibi bugün de genç kızın yanında değildi. Dişlerini sıkarak Alex'e biraz daha yanaştı, genç adamın aldığı nefeslerle şişen göğsünü hissedebiliyorken yutkundu. O sırada aklına bir fikir gelmiş olmalıydı ki, Alex sessizce mırıldandı. "Onu ortaya çıkaracağım, öldürme, bu bir rica. Uyup uymamak sana kalmış," sözler o kadar net söylenmişti ki normalde Aphrodite dışında birinden emir alınca tam tersini yapan Alyssha, sırf Alex için onu öldürmemeyi düşündü. İntikam aşkıyla yanıp tutuşan hücrelerini dizginleyerek, birkaç acı veren lanetin zararı olmayacağına kanaat getirdi.

    Alex'in büyüsüyle yer gökyüzüne karışıp, topraklar etrafta savrulunca Alyssha istemsizce kolunu gözlerine siper etti. O an gözleri Valiant'ı seçtiğinde, bir adım öne fırlayarak var gücüyle bağırdı. Fırlattığı büyü bu sefer başarıyla seherbazı bulduğunda, üzerindeki büyü kalkan adam Everta Statum ile en az on metre havada savruldu. Yere şiddetle çakıldığında hırsına yenik düşen genç kız dudaklarını aralamıştı ki, durdu. Dilinin ucunda yanıp tutuşun Avada Kedavra laneti çıkmak için çabalarken, ayağa kalkmaya yeltenen adama Crucio fırlattı. İşkence laneti hedefini bulduğunda Valiant yeniden yere çökünce, Alyssha Alexandre'ın kendisine bir an için dönüp baktığını fark etti. Dudaklarını ısırarak kendisine engel olamadığını söyleyecekti ki, zaten öldürmediğini düşündü. Yapmamıştı. Kendisini öldürmek üzere gelen birini öldürmemişti. Alex buna bile şükretmeliydi.

    "Etkisi çok uzun sürmez," diye konuşabildi en sonunda gözlerini acı içerisinde kıvranan seherbazdan ayırarak. Bugün burada yaptığı hiçbir büyü için ceza almayacağını biliyordu, şayet Valiant konuşmaya cesaret ederse sonuçları kendisi içinde hiç iyi olmazdı. Ki zaten, Hogwarts sınırları içerisinde bir yetişkin oluşu, Alyssha için bir tehdit oluşturmuyordu. Gözleri öfke saçarak birkaç adım ileri attı. Alex'in de yanına geldiğini hissederken, genç adamın elini kızı durdurmak amaçlı kavramasıyla saçlarını savurarak ona döndü Alyssha. Bir an için sessizce bakışırlarken, kendisine gelerek atıldı. "Ne oldu?" Daha fazla uzatmadı, her an kendisine gelebilecek olan büyücü ileride yatıyorken, şimdi de bana mı lanet atacaksın demedi. Dilinin ucuna gelse dahi, artık delikanlının bunu yapmayacağından emindi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alexandre Leal Markey

Alexandre Leal Markey


Lakap : Alex
Rp Sevgilisi : -yok-
Mesaj Sayısı : 114
Kayıt tarihi : 02/06/11

Özel
Rp Puanı:
Güneşin Sönüşü Left_bar_bleue96/100Güneşin Sönüşü Empty_bar_bleue  (96/100)

Güneşin Sönüşü Empty
MesajKonu: Geri: Güneşin Sönüşü   Güneşin Sönüşü Icon_minitimeSalı Eyl. 13, 2011 8:35 am

    Söylesene, çıkmaz sokakta işin ne? Yoksa, Alyssha seni buracıkta öldürsün mü istiyorsun? - Ladyim - Hoşgeldin tatlım. Yanındaki süprüntü de kim öyle?

    İstem dışı bir dokunuş, tenin tenine değmesi, saçların savrulması ve kokunun etrafa daha şiddetli yayılması sonrasında ise derin maviliklerde kayboluş. Kulaklarındaki bazı fısıltılar onun daha önceki anılardan kalma bir kaç sesti. Zihnindeki görüntüler ve geçmişte olan olaylar. Hepside artık geçmiş olarak nitelendirilen geri döndürülmez lanet bir çark idi. Alexsandre Leal Markey, şimdi Alyssha'nın gözlerine bakıp öylece kalakalmıştı. Aslında cadının ileri atılması onu bir an ürkmüştü fakat adını koyamadığı bir neden den dolayı Alyssha'ya güveni tamdı. Onun bir sevgilisi ve yolu vardı. Bu yolun üzerinde ise Alexsandre'a en ufak bir şerit ayrılmamıştı, ayrılmayacaktı. Bunu artık aklına iyice katmıştı Alex, her şeyi şu an da iyice aklına katmış ve kendisini inandırmıştı. Ona belki bu şekilde son kere bakıyordu. İşte bu düşünceler Alex'in aklını meşgul ederken cadının sesiyle tekrar kendisine gelip onun elini bıraktı. Sakince yutkundu ve umursamaz bir tavır takındı. Elleri onu tekrar istese de ne yazık ki bu mümkün değildi. İleride toplanmaya çalışan seherbazı fark etti. Önce ona bakıp asasıyla sinirle havayı yardı. Çıkan büyü giderken patlayıp daha da büyüdü. Valiant da da uzağa fırladı. Az önce hiç hissetmediği bir şeyi hissetmişti, Alex'in öfkesini.

    Alex tekrar cadıya baktı. "Bugün olanları unutmalı, seni ö... ne yapmak istediğini unutmalı o yüzden hafızasını silmeliyiz." Cadı onu dinlerken daha önce olmadığı kadar tatlı ve çekici görünüyordu. Alex bir kez daha yutkundu. "Bak ne diyeceğim. Seni öldürmek istedi. Sende yaşama hakkını elinden almaya niyetlenmiş adama karşı sinirlenmiş olmalısın. Neden ona biraz ıııı.. neden onunla biraz konuşmuyorsun?" Alex ona göz kırptı. Bu işte son bakıştı. Muggle filmlerinde ya da kitaplarında olan o son bakışta her şey oluyordu. Ancak onlar gerçek değildi ya da Alex'in hayatı için öyleydi. "Hafızasını silmeyi ve şaşırtmayı unutma." Bir kere daha yutkundu. "Ve iyi şanslar. Hayatta başarılar." Alex zorla ağzını burkup yüzüne bir gülümseme yerleştirmeye çalıştı. Ancak bu ilk kez süpürgeye bindiğinde uçtuğunu göstermesi gibi bir şeydi. Aslında uçmuyor ayaklarıyla yere burup yükseliyor sonra geri yere düşüyordu. Bunun uçuş olmadığını herkes anlardı. Alex, bir adım geriledi ve bir adım daha. Alyssha hala ona bakıyordu. Alex artık gitme vaktinin geldiğini anladı. Fakat son kere konuşur diye cadıya baktı...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alyssha Cassidy Malfoy
Slytherin VII. Sınıf Öğrencisi | Bina Başkanı
Slytherin VII. Sınıf Öğrencisi | Bina Başkanı
Alyssha Cassidy Malfoy


Lakap : Aly, Cass
Rp Sevgilisi : Xavier Shane Raymond.
Mesaj Sayısı : 827
Kayıt tarihi : 01/11/09

Özel
Rp Puanı:
Güneşin Sönüşü Left_bar_bleue100/100Güneşin Sönüşü Empty_bar_bleue  (100/100)

Güneşin Sönüşü Empty
MesajKonu: Geri: Güneşin Sönüşü   Güneşin Sönüşü Icon_minitimeSalı Eyl. 13, 2011 9:03 am

    Saniyeleri kaplayan sessizlik, ilk kez Alyssha'ya o kadar uzun gelmişti. Öyle ki dünyasını durmuş hissediyordu. Alex kendisine bakarken, "Bugün olanları unutmalı, seni ö... ne yapmak istediğini unutmalı o yüzden hafızasını silmeliyiz," dedi en sonunda. Duyduğu, daha doğrusu duyamadığı kelimelerin manasını biliyordu. Suratına her zamanki bilindik sırıtışını kondurdu, rahattı. En azından Valiant'ın kendisine gelmesi uzun süreceği ve onlarda başka hiç kimsenin orada olmadığını bildiği için. Kendi düşünceleriyle boğuşurken duraksayan genç adam sözlerine devam etti. ]"Bak ne diyeceğim. Seni öldürmek istedi. Sende yaşama hakkını elinden almaya niyetlenmiş adama karşı sinirlenmiş olmalısın. Neden ona biraz ıııı.. neden onunla biraz konuşmuyorsun?" Duyduğu sözler üzerine kaşlarını çattı genç kız. Alexandre için Valiant, muhtemelen kendisinin Aphrodite'i gibi olmalıydı.. Şaşkınlığını gizleme gereği duymaksızın yutkundu.

    "Hafızasını silmeyi ve şaşırtmayı unutma. Ve iyi şanslar. Hayatta başarılar," dediğinde suratına hiç gerçekçi olmayan bir gülümseme kondurdu genç adam. Gitmek için hamle yaptığında son bir kez dönüp genç kıza baktı. Öyle bir bakıştı ki, Alyssha bir an için genç adamı bir daha görmeyeceğini sandı. Kalbinin durduğunu hissederken, suratına en baştan çıkarıcı gülümsemesini yerleştirerek genç adama doğru bir adım attı. Burun buruna geldiklerinde ise dudaklarını dudaklarına bastırdı. Aynı ağırlıkta elini boynuna dolarken, hiçbir şey demeden sadece öptü genç adamı. Hayır, kesinlikle baştan çıkarmak ya da eğlence olsun diye değildi bu öpücük. Sade ve bir o kadar anlamlıydı o an için. Geri çekilirken şaşkınlıkla kendisine bakan Alex'e gülümsedi. Muhtemelen o da tıpkı Alyssha gibi Xavier'ı geçiriyordu aklından. Pişman olabilirdi bunun için Alyssha, lakin o her zaman anlık yaşamıştı hayatını. Bu küçük sır onlarla ebediyete gidebilirdi, hep küçük bir anı olarak...

    "Unutmak zorunda değilsin. Bir teşekkür olarak kabul et." Hepsi bu muydu? Öyle olması gerektiğine inandı. Alex'le yaşadıkları anın adını koyamıyordu, oysa kalbinin sahibinin bambaşka biri olduğunu da biliyordu. Gözlerini sıkıca yumarak genç adamdan geriye bir adım attı. Aralarındaki mesafe açılınca, sözlerine devam etti genç kız. "Ben olsam aynı şeyi yapmazdım, biliyorsun. Sen iyi birisin Alex. Bunu unutmayacağım." Sözleri sessizliği yarıp geçtiğinde o son tadı veren fakat ironik bir biçimde her şey daha yeni başlıyor bakışını attı. Önlerinde kocaman bir yaşam vardı, her ne kadar Alyssha adi biri olsa da, verdiği sözleri tutardı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alexandre Leal Markey

Alexandre Leal Markey


Lakap : Alex
Rp Sevgilisi : -yok-
Mesaj Sayısı : 114
Kayıt tarihi : 02/06/11

Özel
Rp Puanı:
Güneşin Sönüşü Left_bar_bleue96/100Güneşin Sönüşü Empty_bar_bleue  (96/100)

Güneşin Sönüşü Empty
MesajKonu: Geri: Güneşin Sönüşü   Güneşin Sönüşü Icon_minitimeSalı Eyl. 13, 2011 9:31 am

    Alex son adımında durmuştu. Öylece Alyssha'ya bakakaldı. Cadının yüzündeki içten gülümseme ve ardından ona koşması. Alex, sadece durdu. Sanki birisi beden kilitleme laneti salmıştı üzerine. Ve okyanus gözlü meleğine artık olabildiği kadar yakındı. Kokusunu içine çekiyor ve dudaklarının yumuşaklığını hissediyordu. Bu sefer her şey susmuştu. Sadece dokunarak konuşuyorlardı. Kalbi başka bir kalbin ona yaklaşmasından dolayı çıldırmıştı. Saki diğer kalbe sarılmak istiyordu. O derece de göğsüne baskı yapıyordu Alex'in. Bu büyük bir andı. Bitmesini istemese de artık sonra ermişti. Son sözler ise Alyssha'dan gelmişti. Artık daha fazla söze ihtiyaç yoktu. Valiant'ı ona bırakacaktı. Aslına bunu yapması çok uçuktu. Ama ne de olsa Valiant hiçbir şey hatırlamayacaktı. Alex karşısındaki cadıya bakarken arkada doğrulmuş Valiant'ı gördü. Zar zor ayakta duruyordu. Ona bu işten vazgeçmesini söylemişti. Şimdi düşünüyordu da iyi ki vazgeçmemiş. Alex asasını sallayıp yine Valiant'a yere düşürdü. Alyssha Valiant'ın kendine geldiğini görünce sevinmişti. Arkdasına dönmüş başını serherbaza çevirmişti. Oyuncağına bakan çocuk gibi duruyordu. Alex Alyssha başını bir daha çevirmeden şunları söyledi. "İyi eğlenceler." Ve zaman kaybetmeden ardını dönüp yürümeye başladı. Alyssha'nın ardından baktığını hissediyordu. Başını arkasına çevirdiğinde Alysha tekrar Valiant'a baktı. O sırada Alex havaya sıçrayarak değişti. Elleri kartal kanadı oldu, üzeri parlak tüylerle kaplandı. Gözleri daha keskin görüyordu. Kendisini hafiflemiş hissetti. Artık tam anlamıyla siyah ve parlak tüylü bir kartaldı. Ağzını açıp bağırdı. Yükseliyordu. Yerdeki cadının ardından bir kere daha baktığından emindi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alyssha Cassidy Malfoy
Slytherin VII. Sınıf Öğrencisi | Bina Başkanı
Slytherin VII. Sınıf Öğrencisi | Bina Başkanı
Alyssha Cassidy Malfoy


Lakap : Aly, Cass
Rp Sevgilisi : Xavier Shane Raymond.
Mesaj Sayısı : 827
Kayıt tarihi : 01/11/09

Özel
Rp Puanı:
Güneşin Sönüşü Left_bar_bleue100/100Güneşin Sönüşü Empty_bar_bleue  (100/100)

Güneşin Sönüşü Empty
MesajKonu: Geri: Güneşin Sönüşü   Güneşin Sönüşü Icon_minitimeSalı Eyl. 13, 2011 9:55 am

    Hiç bitmesini istemediği an, ağır çekime alınmış gibi ilerleyen zamanın birdenbire ortaya çıkan azizliği ile çabucak geçti. Yerde yatan seherbaz kalkmış doğrulurken, Alex'in onu yeniden yere sermesiyle yeniden eski Alyssha oluverdi genç kız. Kalbinde kor gibi yanan nefret, bedenini sarmalarken Alex'in iyi eğlenceler diyerek ortadan kaybolduğunu bile zoraki fark etti. Arkasını dönüp ona baktığında, delikanlının emin adımlarla ilerleyip daha sonra ortadan kaybolduğunu gördü. Hayır, onun bir kartala dönüştüğünü... Duraksadı. Öğrendiği yeni bilgi beynini delip geçerken, animagusu suratında tebessümle izledi. Alex gökyüzünde kaybolduğunda, suratındaki gülümsemeyi silerek Valiant'a doğru hızla ilerlemeye başladı. Genç adamın yanına geldiğinde ise, bir saniye duraksamadan eğildi. Eliyle saçlarından sıkıca kavrarken, kulağına fısıldadı. "Demek beni öldürecektin, Valiant?" Adamın homurtusu üzerine bilindik tiz kahkahasını patlattı Alyssha.

    "Kötü bir günün sonu olabilirdi, ama benim için gece daha yeni başlıyor biliyorsun," dedi melodik bir şekilde. Ayağa kalkarak yerde debelenen adama asasını doğrulttu. Her zamanki gibi duyarsızdı yine. Lanet atmak için içten bir şekilde hissetmek gerekir derlerdi ya, Alyssha için bu konu artık uzmanlık alanı olmuştu ki ağzından ardı arkasına Crucio'lar dökülüp yerdeki adamı acılar içerisinde inletirken, kahkahalarını tutamıyordu. Onun acısı kendisi için bir zevk oluyor, suratındaki gülümseme büyüyordu. Üçüncü Crucio'nun ardından, gerçekten bitap düşmüş adama baktı. "Merak ediyorum, ihanet gerçekten can yakıyor mu? Şayet öyleyse tadına bakacak bir Malfoy tanıyorum da," aklına gelen tıpkı kendisininki gibi mavi gözler eşliğinde suratını buruşturdu. Anna'yı düşünmeyi sevmiyordu, sanki genç kadın aklından çıkabiliyormuş gibi. "Seni burada öldürebilirdim. Tıpkı bu gece senin beni öldürmeye geldiğin gibi. Seni Aphrodite'e de götürebilirim, ne eğlence olurdun ama.. Ama yapmayacağım Austin. Çünkü bir söz verdim. Yine de bil ki, beni öldürmeye çalışan birini unutmam."

    Kendisine daha fazla hakim olamayıp, "Sectumsempra!" diye haykırdı. Genç adam birden kanlar içerisinde bürününce, daha fazla devam ederse öleceğini anlayarak büyüyü durdurdu. İçinde yaşanan patlamalara engel olamazken, var gücüyle bir tekme savurdu. Onun ölmesini o kadar çok istiyordu ki... Derin bir nefes aldı, sakin olmalıydı. Yavaşça adama yaklaşarak bugün olan her şeyi ve Alyssha'nın karanlık görevini unutturmadan önce, kimin tarafından ve ne zaman söylendiğini hatırlayamayacağı, ancak hep bileceği bir cümleyi söyledi yavaşça. "Bir gün yeniden görüşeceğiz ve o zaman canını bağışlamayacağım." Ardından adama bildiği her şeyi unutturan büyüyü yaparak, onu Knockturn Yolu'nda bir bara buharlaştırdı. Elbette ki bir seherbaz için bu saatte hiç güvenli olmayan bir yere.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alexandre Leal Markey

Alexandre Leal Markey


Lakap : Alex
Rp Sevgilisi : -yok-
Mesaj Sayısı : 114
Kayıt tarihi : 02/06/11

Özel
Rp Puanı:
Güneşin Sönüşü Left_bar_bleue96/100Güneşin Sönüşü Empty_bar_bleue  (96/100)

Güneşin Sönüşü Empty
MesajKonu: Geri: Güneşin Sönüşü   Güneşin Sönüşü Icon_minitimeÇarş. Eyl. 14, 2011 2:29 am

//SON//
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Güneşin Sönüşü
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Milites Solis {Güneşin Askerleri} Alımları

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Whisper of Death RPG :: H O G W A R T S :: Okul Arazisi :: Göl Kenarı-
Buraya geçin: