Whisper of Death RPG
Sitemize hoş geldiniz.
Lütfen giriş yapınız ya da üye olunuz.

WoD Yönetimi.
Whisper of Death RPG
Sitemize hoş geldiniz.
Lütfen giriş yapınız ya da üye olunuz.

WoD Yönetimi.
Whisper of Death RPG
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaKapıLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Vivian S. Monroe

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Vivian Monroe

Vivian Monroe


Lakap : Viv
Rp Sevgilisi : Aranıyor!
Mesaj Sayısı : 16
Kayıt tarihi : 02/08/11

Özel
Rp Puanı:
Vivian S. Monroe Left_bar_bleue99/100Vivian S. Monroe Empty_bar_bleue  (99/100)

Vivian S. Monroe Empty
MesajKonu: Vivian S. Monroe   Vivian S. Monroe Icon_minitimeSalı Ağus. 02, 2011 2:02 am



Vivian S. Monroe Perfect_by_mercedespandora-d383ebk

Yer:Trafalgar Meydanı | Londra | İngiltere
Zaman: Bilinmez bir gece
Karakterler: Vivian S. Monroe, Henry

Ay gökyüzündeki yerini yeni almışken soğuk gece en derinden başlıyordu. Kapkara bulutlar yine her zamanki gibi Londra’nın üstünde süzülürken yerin derinlerinde aç kurtlar acılı dönüşümleri yüzünden gök gürültüsü çıkarıyorlardı. Gecenin efendileri, her zamanki mekânlarında, her zamanki zevk-i sefalarında ama özellikle dışarıda olmamaya dikkat ederek bu geceye merhaba diyorlardı. Büyücüler ve cadılar ise anlam verilemez bir savaşın içinde canlarını yitirirken Trafalgar Meydanında ayakta duran kız boş vermiş gibi etrafını süzüyordu.

Kıpkırmızı alev saçları omuzlarından aşağıya dalgalanıyor, kırmızı dudakları çekiciliğiyle tüm erkeklerin dikkatlerini üzerine topluyordu. Boyu uzun ve bedeni narin bir serçe gibiydi ama yere sağlam bastığı her halinden belliydi. Özellikle gözlerinden… Mercan yeşili gözleri insanın derinliklerine işliyor ve anında ruhunu ele geçiriyordu. Her bir zaferinde gözbebekleri pırıldıyor, zaferini ilan ediyordu.


Kıyafetleri ise aynı güçteydi kendisiyle… Kırmızı elbisesinin içinde kor gibi yanan bedeni parıldıyor, dekoltesinden görülen kıvrımları tüyleri ürpertiyordu. Elbise yere kadar iniyor ve arkasından neşeli bir çocuk gibi sürünüyordu. Boynunda ise zümrütlerle bezenmiş bir kolye can bulmuşken, kızın hangi ayrıntısına takılacağını şaşırıyordu insan. Hafif makyajlı yüzü insanı daha fazla kendisine çekerek savaşı kazansa da şehvetle çağıran dudakları en asil şekilde kıvrılıyordu.

Ama o, bunların hiçbirini önemsemiyordu. Sürekli gördüğü önsezileri yüzünden beyni dış dünyaya kapanmıştı. İçgüdüleri onu birçok yere götürüyor ve emirler yağdırıyordu. En son geldiği soğuk meydan ise kızın içi titriyordu. Bu bir nebze de olsa onu kendisine getirirken arkasından gelen ses bu görevi tamamen üstlendi.


“Vivian?”


Meydanın ortasında duran ateş hızla arkasına dönerken açık saçları süzüldü. Dili yavaşça dudağını yaladı ve karşısında duran adama baktı. Kendisinden yaşça büyük olan adam ona sevgiyle, aşkla bakıyordu. İşte bu bakışlar Vivian’ı korkutuyordu. Buraya gelmesinin nedenin o olduğunu bilmesine rağmen neden arıyordu genç kız, karşısındaki adam ona bakarken. Biliyordu ki biraz sonra bu soru ona yönelecekti.


“Niye buradasın?”


Vivian, adamın yumuşak sesini duydukça eriyordu. Aynı ona bakan diğer adamlar gibi. Ama karşısındaki adamın kendisine baktığında eridiğini sanmıyordu ve bu ona dünyanın en büyük acısını veriyordu. Gözlerini kaçırdı bir an bunları düşünürken. Çünkü gözleri yaşarıyordu. Kendisini ele vermekten korkuyordu.


“Niye cevap vermiyorsun Viv?”

Vivian, dibinden gelen sesle irkilmesine rağmen belli etmedi. Adamın sıcak nefesini teninde hissediyordu. Bir adım uzağında bile değilken kendisine nasıl hakim olabileceğini düşündü Vivian.

“Benimle konuşmana ihtiyacım var Vivian. Lütfen?”


Son kelimesi genç kızın yüreğine işlerken tek kelime bile etmeden arkasını dönerek National Art Gallery'e yöneldi. Nereye gittiğinin önemi yoktu. Sadece ondan uzaklaşmak istiyordu. Ve bu gideceği yer isterse kapalı olsun, fark etmezdi.

“Bence bu saatte orası kapalıdır.”


Genç adamın sesindeki gülücük bir anlığına Vivian’ın yüzüne yansırken aynı anda yok oldu. Adımları o anda seyrekleşti ve adamın elini teninde hissettiğinde tamamen durdu. Yavaşça ona doğru döndü ve onun çehresine baktı. Kahverengi gözleri aşkın yanında bambaşka duyguları da barındırıyordu ve Vivian sadece onları okuyabiliyordu.

“Bak, acı çekiyorum. Lütfen!”

Sesi yalvarırcasına dudaklarından döküldüğünde genç adamın eli seyirdi. Ama tuttuğu kolu bırakmadı. Vivian’ın gözlerinin içine bakarak konuştu.


“Bu duyduklarımı sen mi hissettiriyorsun bana?”


Bu sefer yalvarma sırası ondaydı. Vivian ise hiçbir şeyden anlamamış bir şekilde gözyaşlarını hapsetmeye çalışıyordu. Bu gece ona söyleyecekti ve bitecekti. Bu meydan onun ölüm alanı olacaktı. Bundan emindi. Etrafındaki insanlar ise bir tiyatronun izleyicileri gibiydiler. Rüyadan çıkmış iki kişinin başrolünde olduğu bir oyunu seyrediyorlardı. Ama yıldızlar, seyircilerin farkında değildi.


“Ne hissettiğini bilmiyorum, Henry. Ama ben acı çekiyorum. Utanıyorum. Yerin yedi kat dibindeyim. Nefes alamıyorum.”

“Neden?”

Sorusunu aslında farklı bir şekilde sormuştu Henry ama Vivian zaafı yüzünden yeniden bıçaklanıyordu.

“Bunu göremeyecek kadar kör olamazsın. Senin yüzünden ölüyorum ben!”


Sözler genç kızın dudaklarından bir anda dökülmüştü. Ne onları durdurmak istemişti ne de durdurmuştu. Bunları bu gece söylemeliydi. Mecburdu. Tenini teninde hissetmek istediği adamın onu en acılı şekilde öldürmesine ihtiyacı vardı. Belki o zaman kendisine gelebilirdi.


“Sen beni öldürüyorsun asıl Vivian. Gözlerine her baktığımda bitiyorum ben. Kendime kızıyorum. Nefret ediyorum kendimden. Tiksiniyorum. Ama sana kıyamıyorum. Seni öldürmek mi? En son isteyebileceğim bir şey bile değil. İçimde kıpırdayan duyguyu çözemiyorum. Nasıl olduğunu bilmiyorum. Sen bana ulaşmıyorsun bile. Beni istemiyorsun bile.”


Yavaşça elini kaldırarak alev saçların bir tutamını genç kızın kulağının arkasına attı. Eli yavaşça yanağına indi. Islaklıkla karşılaştığında öldü genç adam tekrar ve tekrar.


“Kendimden tiksiniyorum Vivian. Çünkü seni istiyorum. Bakmamam gereken bir kızı arzuladığım için kendimden nefret ediyorum. Üstelik o kız beni istemiyor bile.”

Sözleri yıldırım gibi Vivian’ın kalbine çakarken ne olduğunu şaşırmış bir şekilde genç adamın kahverengi gözlerine baktı. Dili tutulmuştu sanki. Konuşamıyordu. Karşısındaki adam ise bunun ona verilmiş bir cevap olduğunu düşünerek genç kızın kolunu bıraktı ve birkaç adım uzaklaştı. Üzerindeki takım elbiseyi düzeltti ve dudaklarını ısırarak Vivian’a son bir kez baktı. Vivian bir şeyler demek istiyordu. Dudaklarından adamın ismi döküldüğünde seslendiği kişi çoktan cisimlenerek bilinmezliğe doğru adım atmıştı.


“Henry…”
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Anna Lizzie Malfoy
Hogwarts Müdiresi | KSKS Profesörü
Hogwarts Müdiresi | KSKS Profesörü
Anna Lizzie Malfoy


Lakap : Liz, Ann.
Rp Sevgilisi : Henry McCourt bitchi.
Mesaj Sayısı : 1529
Kayıt tarihi : 16/08/09

Özel
Rp Puanı:
Vivian S. Monroe Left_bar_bleue100/100Vivian S. Monroe Empty_bar_bleue  (100/100)

Vivian S. Monroe Empty
MesajKonu: Geri: Vivian S. Monroe   Vivian S. Monroe Icon_minitimeSalı Ağus. 02, 2011 2:07 am

Puanlandırma;
*Betimleme: 30/30
*Akıcılık: 10/10
*Yazım Kurallarına Uyum: 10/10
*Sayfa Düzeni: 9/10
*Renklendirme: 5/5
*Kurgu: 25/25
*Uzunluk: 10/10

Puanınız; 99!
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Vivian S. Monroe
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Vivian Monroe
» Vivian Monroe
» Vivian Monroe
» francoise vivian.

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Whisper of Death RPG :: Karakter İşlem ve İstek Geçmişi-
Buraya geçin: